Bugün 24 Kasım 2024 Pazar
  • Antalya16 °C
  • IMKB

    %
  • Altın
    3005.985
    %0
  • Dolar
    34.5383
    %0
  • Euro
    35.9979
    %0
Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Bakan Pakdemirli’den muhalif kesimin Hollanda örneğine cevap
12 Kasım 2021 Cuma 18:13

Bakan Pakdemirli’den muhalif kesimin Hollanda örneğine cevap

Tarım ve Orman Bakanı Dr. Bekir Pakdemirli, muhalif bazı kesimlerin ithalatta sürekli Hollanda örneğini göstermesine yanıt verdi.

Tarım ve Orman Bakanı Dr. Bekir Pakdemirli, muhalif bazı kesimlerin ithalatta sürekli Hollanda örneğini göstermesine yanıt verdi. Pakdemirli, "Hollanda'nın 17 milyar dolar gayri safi tarım hasılası var. Bizim 48 milyar dolar. Yani yaklaşık 3 misli. Hollanda'nın güzel bir tarafı var, 100 milyar dolar ihracat, 67 milyar dolar ithalat yapıyor. Ürünleri işliyor, katma değerli hale getiriyor ve 100 milyar dolarlık tarım ihracatı haline getiriyor" dedi.

Türkiye Un Sanayicileri Federasyonunun (TUSAF), Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) ile birlikte düzenlediği "Türkiye Hububat Kongresi 2021 ve 16. TUSAF Uluslararası Kongre ve Sergisi" 12 Kasım Cuma günü Kundu turizm merkezindeki bir otelde başladı. Yerli ve yabancı 1000 delegenin ağırlandığı ve ana temasının "İklim Değişikliği ve Küresel Salgın" olduğu kongrenin açılışına Tarım ve Orman Bakanı Dr. Bekir Pakdemirli, Antalya Valisi Ersin Yazıcı, AK Partili milletvekilleri, TUSAF Başkanı Dr. Eren Günhan Ulusoy, TMO Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Ahmet Güldal, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Sayman Üye Faik Yavuz ve çok sayıda sektör paydaşları katıldı.

"Buğdayda son 19 yılda verimi yüzde 40 artırdık"

Dünya ve Türkiye nüfusunun 2050 yılına kadar oldukça artacağına işaret eden Bakan Bekir Pakdemirli, yapılan araştırmalarda bu nüfusu beslemek için bugünkünden yüzde 60 daha fazla gıdaya, bu gıda üretimi için de yüzde 15 daha fazla suya ihtiyaç olacağını söyledi. Hububatın, gıda ihtiyacının karşılanmasında kilit rol oynayacağına vurgu yapan Pakdemirli, dünyada, başta buğday, arpa, mısır ve çeltiğin yer aldığı toplam 2.3 milyar ton hububat üretimi yapıldığını, bu miktarın 421 milyon tonu ticarete konu olurken, 600 milyon tonunun ise stoklandığını kaydetti.

Hububatın Türkiye'de bitkisel ürünleri içerisinde en fazla ekiliş alanlarına sahip olan ürün grubu olduğunu belirten Pakdemirli, "Türkiye'de, başta buğday olmak üzere hububat ürünlerini biraz önce söylediğim gibi stratejik ürünler kategorisinde değerlendiriyoruz. Son 19 yılda sağladığımız destekler ve önemli Ar-Ge çalışmaları ile hububat verimliliğini önemli seviyede arttırdık. Hububat üretimimizde önemli yere sahip olan buğdayda; son 19 yılda verimi yüzde 40 artırdık. Tabi buğdayda yaşadığımız bu başarıyı, çeltik ve mısır üretimindeki artış ile taçlandırdık. Mısır ve çeltikte verimde sağladığımız gelişmeler ve üretime yönelik aldığımız tedbirler sayesinde 2020 yılında; 6,5 milyon ton mısır ve 1 milyon ton çeltik üretimi ile Cumhuriyet tarihinin üretim rekorunu kırdığımızı gururla söylemek istiyorum. Verimlilikteki artışla birlikte hububat üretimimiz son 19 yılda yüzde 20, son 3 yıllık dönemde ise yüzde 8 oranında artarak, 37 milyon tona yükselmiştir. İnşallah desteklerimiz ve yeni projelerle hububat üretimimizi daha da yukarılara taşıyacağız" dedi.

"Üreticimiz endişelenmesin; hasat zamanı geldiğinde yine ürünleri değerinde alıyor olacağız"

3 yıldır üreticiyi koruyacağı, tüketiciyi kollayacağına dair şiar edindiği bir sözü olduğunu ifade eden Bakan Pakdemirli, konuşmasını söyle sürdürdü: "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile beraber, daha etkin regülasyon politikaları yürütmeye başladık. Bu politikalar; hem üreticimizi memnun ediyor, hem de sürdürülebilir üretime önemli katkı sağlıyor. 2018 yılında üreticilerimize "Siz ekin ve hasadınızı yapın, ürününüz elinizde kalmayacak" sözünü vermiştim. Hamdolsun son 3 yıldır bu sözümüzü yerine getirdik, bundan sonra da aynı şekilde sözümüzün arkasında duracağız. Kuşkusuz ülkemizin tarım sektöründeki en önemli başlığı hububat, özel ürünü ise buğdaydır. Hem üreticilerimiz, hem tüketicilerimiz için vazgeçilmez olan buğdaya ayrı bir önem veriyoruz. Bu sebeple 2018 yılından beri buğday için yaptığımız pozitif yaklaşım, çiftçilerimiz tarafından memnuniyetle karşılanmaktadır. Sadece buğday alım fiyatlarında, 2019 yılında yüzde 29, 2020 yılında yüzde 22, 2021 yılında ise yüzde 36 artışla, son 19 yılın en yüksek artış oranını sağladık. Bu alım oranlarını diğer ürünler için de benzer miktarlarda artırdık. Tabi şuan dünyada pandemi ve küresel ısınmanın etkileri nedeniyle girdi maliyetlerinde önemli dalgalanmalar var. Bu dalgalanmalara karşı üreticimiz endişelenmesin, hasat zamanı geldiğinde yine ürünleri değerinde alıyor olacağız. Her zamankinden daha çok üretmeye ihtiyacımız olduğu bu dönemde, çiftçimiz bir karış dahi yeri boş bırakmadan eksinler, biçsinler. Biz devlet olarak her zaman üreticimizin, çiftçimizin arkasında olacağız. Ülkemizde üretim kadar üretilen ürünlerin muhafaza edilmesi de önemli."

"Köy bazlı verim sigortası ve hasar tazminatı eşik değerinde artışa gidiliyor"

Pakdemirli, çiftçilerin alın terini TARSİM ile güvence altına aldıklarını aktararak, "Bu yıl TARSİM kapsamında; sadece tarımsal kuraklık nedeniyle yüzde 60 devlet prim desteği ile 36,3 milyon lira prim desteği verdik ve çiftçilerimize 214 milyon lira hasar tazminatı ödedik. 2022 yılından itibaren ise buğday, arpa, çavdar, yulaf ve tritikale gibi hububat grubunda yer alan ürünleri kapsayan, Köy Bazlı Kuraklık Verim Sigortasında devlet prim desteği yüzde 60'dan yüzde 70'e, hasar tazminatı eşik değerini ise yüzde 70'den yüzde 80'e çıkarıyoruz. Ayrıca buğdayda dolu paketine yüzde 5 prim indirimi yapılacak. Bu yıl ilk defa hayata geçireceğimiz uygulama kapsamında; üreticimizin verim ve fiyat kaynaklı risklere karşı, zararını tazmin hakkı doğacak. Bu uygulamanın ismi Gelir Koruma Sigortası'dır. Gelir Koruma Sigortası ilk olarak ABD'de 1996'da başlayan ve şu an yapılan tarım sigortasının yüzde 80'ini oluşturmaktadır. Avrupa'da ilk defa benim talimatımla ülkemizde uygulanmaya başlandı. Uygulama kapsamında; ekmeklik ve makarnalık buğdayda, üreticilerimiz daha ürünü ekerken gelirini bilecek ve teminat altına alacak" ifadelerine yer verdi.

"2021 yılı tüm dünyada gıda ve tarım piyasaları açısından oldukça sancılı geçti"

Dünyada yaşanan pandemi süreci ve ülkeyi etkileyen kuraklığın, hububat üretimi ve özellikle buğday üretiminde ciddi verim kayıplarına sebep olduğuna işaret eden Pakdemirli, "Dünya hububat piyasalarındaki istikrarsızlık ve ülkemizdeki tarımsal kuraklığın etkisiyle yaşanan üretim eksikliği iç piyasada tüketicilerimizi etkileyecek boyuta ulaşınca, biz de gerekli tedbirleri almak durumunda kaldık. 2021 yılı tüm dünyada gıda ve tarım piyasaları açısından oldukça sancılı geçti ve bunun etkilerini hala hissetmeye devam ediyoruz. Özellikle arz açığı olan ülkeler, stoklarını takviye etmek amacıyla yoğun miktarda alımlar yapıyor. Biz de iç piyasada arz güvenliğini sağlamak için hasat döneminden itibaren stoklarımızı takviye etmeye başladık. Çünkü olağandışı dönemler, olağanüstü tedbirler almayı gerektirir" dedi.

"14 milyar dolar dış ticaret fazlası verdik"

Mamul madde sektöründe un ve makarnanın ülkenin iki önemli mamul ihracat ürünü arasında olduğuna dikkati çeken Pakdemirli, "Ülkemiz un ihracatında dünyada 1'inci, makarna ihracatında ise 2'nci sırada yer alıyor. 2002 yılından bugüne, un ihracatımız 11 kat, makarna ihracatımız 30 kat, bulgur ihracatımız 15 kat, irmik ihracatımız 5 kat, bisküvi ihracatımız ise 4 kat artış sağladı. 2020 yılında ülkemiz un ihracatı yaklaşık 3 milyon ton, makarna ihracatı 1 milyon 472 bin ton, bulgur ihracatı 283 bin ton, irmik ihracatı 80 bin ton ve bisküvi ihracatı 535 bin ton olarak gerçekleşti. Yine son 19 yılda toplam 22 milyar dolar tutarında 79 milyon ton buğday ithalatına karşılık, 35 milyar dolar tutarında 89 milyon ton buğday ve mamulleri ihraç ederek, yaklaşık 14 milyar dolar dış ticaret fazlası verdik" dedi.

Muhalif kesimin ithalatta Hollanda örneğine yanıt verdi

Muhalif bir kesimin sürekli ithalat konusuna değinip Hollanda örneği vermesini eleştiren Bakan Pakdemirli, sözlerine şöyle devam etti:

"Muhalif bir kesim sürekli bu ithalatları konuşuyor. Bunları konuşurken de her zaman bizim önümüze Hollanda örneğini getirdiler. Hollanda'nın 17 milyar dolar gayri safi tarım hasılası var. Bizim 48 milyar dolardır. Yani yaklaşık 3 misli. Hollanda'nın güzel bir tarafı var, 100 milyar dolar ihracat yapıyor. 67 milyar dolar ithalat yapıyor, o ürünleri işliyor, katma değerli hale getiriyor ve 100 milyar dolarlık tarım ihracatı haline getiriyor. Ben hep şunu söylüyorum; Türkiye'de biz üretimimizi arttıralım, toprak kaynaklarımızı arttırıp belirli bir noktaya getirelim ama Türkiye'nin lojistik ve üretim avantajını kullanalım. Dünyanın en büyük havalimanlarına sahip, en güzel limanlarına sahip olan Türkiye'nin avantajını kullanalım. Türkiye, bana göre 21. Yüzyılda sadece kendi refahı ve zenginliği değil, çevresindeki ülkeleri de refahı ve zenginliğinden pay alma durumundadır. Bunu da ancak sanayiyle, üretimle, sadece tarım ürünlerini üreterek değil, bununla beraber katma değerli ürünleri üreterek yapabilirsiniz."

Sanayicilerden fiyat taaddüttü istedi

Sanayicilere özel olarak seslenen Bakan Pakdemirli, gıda fiyat artışıyla ilişkin ise şunları söyledi: "Çok zor zamanlar yaşıyoruz, tüm dünya zor zamanlar yaşıyor. Dün toplantı yaptık, yurt dışından gelen bakanlarımızla konuştuk. Dertlerin neredeyse hepsi aynı. 12 tane bakanla görüştüm, hepsi gıda fiyatlarının artışından bahsetti. Bunun ancak bir araya gelerek çözülebileceğinden bahsettik ve bu pandemi, kuraklıkla ilgili riskler terk etmeden bu konuda önemli neticeler alamayacağımız ortaya çıkıyor. Bu anlamda da hep beraber ancak bu işin üstesinden gelebiliriz. Biz devlet olarak üstümüze düşeni regülasyon açısından yapmaya devam edeceğiz. Ben burada paydaşları ayırmıyorum, sanayicilerin de önemi var, değer zincirinin içerisinde kimler varsa, herkes hakkaniyet içerisinde para kazanmak durumundadır, kazanılmadığı anda herkes bu işten vazgeçer. Ama regülasyon konusunda, özellikle bugün üzerimize önemli bir görev düşüyor. Elbette herkes burada iş adamı olarak, herkes bu işten kar edelim düşüncesinde olabilir. Bu gayet de tabidir ama bu işleri yaparken bir miktar da vatandaşı düşünmemiz gerek. Biz regülasyon konusunda üzerimize düşeni yapacağız, yalnız sizlerden ben fiyat taaddüttü istiyorum ve buna da sağdık kalmanızı istiyorum. Bu taaddütlere sadık kalmanızla alakalı da takipleri hem TMO, hem ticaret hem de hazine bakanlıkları tarafından sıkı takip yapacağımızı da ifade etmek istiyorum."

100 bin ton ekmeklik buğday talimatı

Son olarak ekmeklik buğday konusunda ilave müjdesi de veren Pakdemirli, "Kasım ayında TMO stoklarından 1 milyon 70 bin ton hububatı regülasyon için ayırmıştık. Bunun 410 bin tonu ekmeklik buğdaydı. Son piyasa gelişmeleri ve maliyetleri dikkate alarak, Kasım ayı satışlarına bir 100 bin ton daha ekmeklik buğday ilave edilmesi talimatını verdim. Hepimize hayırlı uğurlu olsun" diyerek sözlerini tamamladı.

"Antalya liderlik yapıyor"

Antalya Valisi Ersin Yazıcı ise, turizm konusunda dünyada parmakla gösterilen Antalya'nın tarımda da başı çektiğini ve özellikle yaş sebze ve meyvede, uzak doğu meyvelerinde lider durumda olduğuna vurgu yaptı. Tohum ve fide üreticileriyle buluştuktan sonra bir vatandaş olarak çok mutlu olduğunu ifade eden Vali Yazıcı, 15-20 yıl önce tohum ve fidede dışarıya mahkum olan Türkiye'nin bu sorunu hallettiğini ve buna Antalya'nın liderlik gösterdiğini söyledi.

"2050 yılında 84 milyon kişi açlık riskiyle karşı karşıya"

TUSAF Başkanı Dr. Eren Günhan Ulusoy ise küresel sıcaklıktaki artışa dikkat çekerek, "Hükümetler Arası İklim Değişikliği Platformunun yaptığı araştırmaya göre, küresel sıcaklıktaki her bir derece artış, dünyadaki mahsul verimini buğdayda yüzde 6, pirinçte yüzde 3,2 ve mısırda ise yüzde 7,4 oranında azaltacak ve besin değerini düşürecek. Bunun sonucunda 2 derecelik küresel ısınma 2050 yılında 84 milyon kişiyi daha açlık riski ile karşı karşıya bırakacak. Uzun yılar ortalamasına göre içinde bulunduğumuz yılın sıcaklıkları 1.7 derece artış gösterdi, tarım alanları için yağış miktarında ise yüzde 20'lik bir azalma yaşandı. Daha önce her 10 yılda bir yaşanan kuraklıkların, bundan sonra 5 yılda bir karşımıza çıkması bekleniyor. Bu çerçevede, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının görev alanına, iklim değişikliğinin eklenmesini takdirle ve umutla karşılıyoruz" dedi.

Antalya Son Haber

Bu haber toplam 2792 defa okunmuştur
SPOR
Tüm Hakları Saklıdır © 1983 Antalya Son Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0 242 311 76 60 0 242 311 76 61 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim