“Bizler bu ülkenin aydınlık yüzleriyiz”
Mühendis, mimar ve şehir plancı kadınların karşılaştığı sorunlara dikkat çeken İKK Kadın Komisyonu Başkanı Maden Yüksek Mühendisi Gülşah Ergen, kadın mühendislerin profesyonel potansiyellerini tam anlamıyla ortaya koymaları için desteklenmelerinin önemli olduğunu vurguladı. Türkiye’nin kurtuluşunda kadınların emeği ve hakkının büyük olduğunu söyleyen Ergen, “Nezahat Onbaşı, Hemşire Safiye Hüseyin, Hatice Hanım ve Zeynep Mido, Nene Hatun daha niceleri. Bizler bu ülkenin aydınlık yüzleriyiz” dedi.
TMMOB Antalya İl Koordinasyon Kurulu (İKK) Kadın Komisyonu tarafından basın toplantısı düzenlenerek mühendis, mimar ve şehir plancı kadınların karşılaştığı sorunlara dikkat çekildi. İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Antalya Şubesi’nde gerçekleştirilen toplantıda konuşan TMMOB Antalya İKK Kadın Komisyonu Başkanı Gülşah Ergen, “Toplumsal farkındalık, esnek çalışma düzenleri, eşit fırsatlar ve cinsiyet eşitliği konularında yapılan çalışmalar, mühendis kadınların profesyonel hayatlarını daha başarılı bir şekilde sürdürebilmelerini destekleyebilir. Bu sorunların çözümü, toplumsal farkındalığın artırılması, cinsiyet eşitliği politikalarının benimsenmesi ve iş yerlerinde adil bir çalışma ortamının oluşturulmasıyla mümkün olacaktır. Kadın mühendislerin profesyonel potansiyellerini tam anlamıyla ortaya koymaları için desteklenmeleri önemli” ifadelerini kullandı.
“SORUNLARI ELE ALDIK”
TMMOB Antalya İl Koordinasyon Kurulu Kadın Komisyonu olarak kadın mühendis, mimar ve şehir plancıların karşılaştığı sorunları ele aldıklarını belirten Ergen, “Spesifik sorunlar genellikle odalardan odalara ve bireyden bireye değişebilir. Bununla birlikte, genel olarak kadın mühendis, mimar ve şehir plancıları çalışma ortamında kadın olmanın getirdiği cinsiyet temelli beklentiler, mühendis kadınları çeşitli zorluklarla karşılaşmaya iter. Özellikle, kadın mühendislerin sadece teknik görevlerle değil, aynı zamanda çay, kahve hazırlama, temizlik gibi görevlerle de ilişkilendirilmeleri beklenerek, profesyonel kimliklerinin sınırlanmasına neden olabilir. Bu tür beklentiler, kadınların işyerindeki yetenek ve potansiyellerini tam olarak ortaya koymalarını engelleyebilir” diye konuştu.
“CİNSİYET AYIRIMCILIĞININ ORTADAN KALDIRILMASI İÇİN TOPLUMSAL FARKINDALIK ARTIRILMALI”
İş ortamlarında cinsiyet ayrımcılığının, bireylerin cinsiyetlerinden kaynaklanan nedenlerle toplum içinde adil olmayan muamele görmesiyle ilgili olduğunu belirten Ergen, “Bu tür ayırımcılık, insan haklarından tam anlamıyla yararlanmayı engeller ve kaynaklara, fırsatlara eşit erişimde eşitsizlik, maaş eşitsizliği, şiddet vakalarına maruz kalma, temel sağlık hizmetlerine erişimde kısıtlamalar ve kişisel ilişkilerde adaletsizlik bulunmakta. Bu zorluklar arasında kadınlar genellikle temel hizmetlere, fırsatlara ve gelirlere erişimde zorluklar yaşarlar, şiddete maruz kalabilirler, iş ve siyasette sınırlı temsil edilirler. Cinsiyet ayırımcılığının ortadan kaldırılması için toplumsal farkındalık artırılmalı, eğitimden iş yerlerine kadar her alanda cinsiyet eşitliği teşvik edilmeli ve politika düzeyinde etkili mücadele stratejileri geliştirilmeli” dedi.
“İŞTEN ÇIKARMALARDA KADIN ÇALIŞANLAR ÖNCELİKLİ TERCİH EDİLİYOR”
Genel olarak kadın işinin düşük statülü, düşük ücretli, geçici ve güvencesiz niteliksiz işleri içerirken, erkek işinin yetki ve sorumluluk gerektiren, yüksek ücretli, sürekli ve güvenceli nitelikli işleri içerdiğini kaydeden Ergen, “İşten çıkarılmalarda, ekonomik kriz dönemlerinde kadın çalışanların öncelikli tercih edilmesi, aile reisinin genellikle erkek olarak kabul edilmesi ve evin geçimini sağlama rolünün erkeğin görevi olarak görülmesi gibi nedenlere dayanmakta” açıklamasında bulundu.
“CAM TAVAN PROBLEMİ VAR”
Bugün birçok başarılı kadının kendi kariyerlerinde terfi ayrımcılığı yani cam tavan olarak adlandırılan engellerle karşılaşma riski altında olduğunu söyleyen Ergen, şunları dile getirdi:
“Aynı beşeri sermaye donanımına sahip olan kadın ve erkeğin aynı meslekte farklı iş pozisyonlarında yer alması, dikey katmanlaşma olarak adlandırılan bir durumu ifade eder. Türkiye'de seçilmiş meslek dallarında cinsiyet oranlarının üst yönetim kademelerinde düşük olması, cam tavan problemi olarak adlandırılan bu engellerin varlığını göstermektedir. Bu durum, kadınların kariyer basamaklarında yükselememelerine ve üst düzey yönetim pozisyonlarına ulaşamamalarına engel olan sistemik bir sorunu temsil etmekte.”
MOBBİNG VE CİNSEL TACİZE DİKKAT ÇEKTİ
Mühendis, mimar ve şehir plancı kadınların, birçok alanda ikinci plana atılmakta ve aile sorumlulukları nedeniyle iş hayatında engellerle karşılaşmakta olduğunu dile getiren Ergen, şöyle konuştu:
“Bu durum, iş yerinde psikolojik tacize, yani mobbinge, özellikle kadınların maruz kaldığını göstermekte. Mobbing, işyerindeki bir veya birden fazla kişinin diğer kişilere yönelik gerçekleştirdiği, belirli bir süre boyunca devam eden kötü niyetli, kasıtlı ve olumsuz davranışların bir bütünüdür. Bu sorun, 19 Mart 2011 tarihinde yayınlanan ‘İşyerlerinde Psikolojik Tacizin (Mobbing) Önlenmesi’ konulu Başbakanlık Genelgesi ile kamusal politika alanına taşınmıştır. Mühendis kadınlar için çalışma yaşamında karşılaşılan en büyük sorunlardan biri olan cinsel saldırı ve taciz, bir kişinin kendi rızası olmaksızın cinsel içerikli tekliflere, şakalara, hakaretlere veya bunları içeren görsel, sözlü veya fiziksel davranışlara maruz kalması durumunu ifade eder ve kadınları iş hayatından uzaklaştırabilir, kariyerlerinde ilerlemelerini engelleyebilir ve sadece kadınlara özgü görülen iş alanlarına sıkışmalarına neden olabilir. Fiziksel temas şeklinde gerçekleşen cinsel saldırıya ek olarak, bedensel temas olmadan gerçekleşen sözlü veya davranışsal cinsel taciz de mevcuttur.”
“MÜHENDİS KADINLAR ÇEŞİTLİ ZORLUKLARLA BAŞA ÇIKMAK DURUMUNDA KALIYOR”
Mühendislik sektöründe çalışan kadınların, medeni durumlarına bağlı olarak iş yerinde yargılanma riskiyle karşılaşabildiğine işaret eden Ergen, konuşmasına şöyle devam etti:
“Evlilik, bekarlık, boşanma veya çocuk sahibi olma gibi kişisel durumları, kadınların mesleki başarıları üzerinde odaklanmak yerine dikkat dağıtıcı unsurlar haline gelebilir. Bu tür yargılamalar, kadınların profesyonel kimliklerini tanımlamalarını zorlaştırabilir ve adil bir değerlendirme sürecine zarar verebilir. Mühendislik alanında çalışan kadınlar, evlilik, anne olma ve hamilelik gibi durumlarla karşılaştıklarında çeşitli zorluklarla başa çıkmak durumunda kalırlar. Evlilik sürecinde iş ve özel yaşamları arasında denge kurmak, zaman yönetiminde daha fazla çaba gerektirebilir. Hamilelik döneminde yaşanan fiziksel rahatsızlıklar ve iş performansını etkileyen değişikliklerle mücadele ederken, iş yerinde hamilelikle ilgili önyargılarla ve izin düzenlemeleriyle uğraşabilirler. Anne olmak, hem özel hem de profesyonel yaşamlarında yeni sorumluluklar getirirken, çocuk bakımıyla iş taleplerini dengelemek için destek sistemleri oluşturma ihtiyacı ortaya çıkar.”
“İYİKİ DE KADINIZ”
“Tüm bu durumlar, mühendislik, mimarlık, şehir ve bölge planlama sektöründeki kadınların karşılaştığı genel cinsiyet temelli önyargılarla birleştiğinde, kadın mühendislerin iş yaşamında daha fazla çaba sarf etmelerini gerektirebilir” diyen Ergen, konuşmasını şöyle tamamladı:
“Toplumsal farkındalık, esnek çalışma düzenleri, eşit fırsatlar ve cinsiyet eşitliği konularında yapılan çalışmalar, mühendis kadınların profesyonel hayatlarını daha başarılı bir şekilde sürdürebilmelerini destekleyebilir. Bu sorunların çözümü, toplumsal farkındalığın artırılması, cinsiyet eşitliği politikalarının benimsenmesi ve iş yerlerinde adil bir çalışma ortamının oluşturulmasıyla mümkün olacaktır. Kadın mühendislerin profesyonel potansiyellerini tam anlamıyla ortaya koymaları için desteklenmeleri önemlidir. İnsan insanın kurdudur, kadın kadının yurdudur. Evet ben bir evladım, ablayım, eşim, anneyim, vatandaşım, birilerinin dostuyum, birilerinin komşusuyum, mühendisiyim ve her şeyden öte insanım. Evet biz kadınız iyi ki de kadınız, yüklerimiz çok kimliklerimiz çok. Bu ülkenin kurtuluşunda kadınların emeği ve hakkı büyüktür. Nezahat Onbaşı, Hemşire Safiye Hüseyin, Hatice Hanım, Zeynep Mido, Nene Hatun ve daha niceleri. Bizler bu ülkenin aydınlık yüzleriyiz.” HABER: YUSUF KATRAĞ
Tel : 0 242 311 76 60 0 242 311 76 61 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim