“Bu yönetmelik mimarlık mesleğine şekil veremez”
Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği’nde yapılan değişikliğin hukuka aykırı olduğunu ileri süren Mimarlar Odası Antalya Şube Başkanı Hasan Çerçiler, “5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ve 3458 sayılı Mühendislik ve Mimarlık Hakkında Kanun ile çelişen, mimarların müelliflik haklarını gasp eden, yetki ve sorumlukları yok sayan bu yönetmelik, mimarlık mesleğine şekil veremez” dedi. Mimarlığın içi, dışı ve çevresi ile bir bütün olduğunu vurgulayan Çerçiler, yetki gaspına neden olacak her türlü müdahale ve girişimlerin takipçisi olarak yargı yollarına başvuracaklarını bildirdi.
Mimarlar Odası Antalya Şube Başkanı Hasan Çerçiler, Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği’nde yapılan değişikliğe tepki gösterdi. Mimarlar Odası Antalya Şubesi Yönetim Kurulu adına açıklama yapan Başkan Çerçiler, yönetmelikte yapılan değişikliğin 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (FSEK) ve 3458 sayılı Mühendislik ve Mimarlık Hakkında Kanun ile çeliştiğini, 5846 Sayılı FSEK’in mimarlara tanımış olduğu müelliflik haklarının yok sayıldığını ileri sürdü. Mimarlık mesleğinin giderek içinin boşaltılmasına yol açan mimar-iç mimar ikileminin, uzun yıllardır sürmekte olduğunu kaydeden Çerçiler, mimarlığın içi, dışı ve çevresi ile bir bütün olduğunu vurguladı.
DEĞİŞİKLİĞE DİKKAT ÇEKTİ
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından, Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği’nin ‘Yapı Projeleri’ başlıklı 57. maddesinin 2. fıkrasına “c) Kullanıcılara teknik gereksinimlerle uyumlu estetik iç mekân tasarımı sunmak amacıyla havaalanı terminal binaları, yatak kapasitesi 300’den fazla olan hastane binaları, yapı inşaat alanı 30.000 m²’den fazla olan alışveriş merkezi binalarının gerekli olan iç mekânları için mimari projeye uygun olarak iç mekânların ayrım, düzen ve tasarımının sistem kesitleri, nokta detayları ve malzeme bilgileri ile birlikte gerekli ölçeklerde mimar veya iç mimarlarca hazırlanan iç mekânların tasarımına dair iç mekân projeleri de eklenir. Bu projelerin ruhsat aşamasında ilgili idareye sunulma zorunluluğu yoktur. Ancak bu projeler yapı kullanma izin belgesi alınmadan önce idareye sunulur” bendi eklendiğine dikkat çeken Başkan Çerçiler, aynı Yönetmeliğin 59. maddesinin birinci fıkrasına; “Ayrıca iç mekânların tasarımına dair iç mekân projesi değişikliği ile taşıyıcı sistemi ve yangın güvenliğini etkilemeyen mahal listesi değişiklikleri de ruhsata tabi değildir” ibaresinin eklendiğini de kaydetti.
“MİMARLIK BİR BÜTÜNDÜR”
Mimarlığın, mekânın çevresinden bulunduğu yere, tasarımından uygulamasına, detayından malzemesine kadar her aşamasını bütünlük içerisinde, fen, sağlık ve bilim kuralları kapsamında ele alarak toplumun sağlıklı ve nitelikli çevrelerde yaşamasını sağlamak için bir toplumsal hizmet olarak gerçekleştirildiğinin altını çizen Çerçiler, şunları kaydetti:
“Bunu hayata geçirme sorumluluğu, 3458 sayılı Mühendislik ve Mimarlık Hakkında Kanun ile belirlendiği şekilde mimarlık tahsilini gösteren Türk yüksek mekteplerinden verilen diplomalara sahip olan mimarlardadır. Kanunda da görüleceği üzere iç mimar şeklinde bir unvan bulunmadığı gibi bu hizmeti vermeye aday olan iç tasarımcıları yetiştiren bölümlerde gerekli fen eğitimlerini içeren statik, betonarme, tesisat ve diğer hususlar müfredata dahil edilmemiştir. Yapılı çevrede bir kültür yaratan mimarlık mesleği, AB müktesebatında belirlenmiş 11 meslekten biridir. Mimarlık mesleğinin giderek içinin boşaltılmasına yol açan mimar-iç mimar ikilemi, uzun yıllardır sürmekte. Mimarlık; içi, dışı ve çevresi ile bir bütündür. Mimar; yasaların kendisine verdiği yetki, ihtisası formasyonu, iştigal konusu ve antropomedri bilgisi ile kullanıcı ve eşya ilişkilerini, mekanlar arasında ki ilişkileri en fonksiyonel şekilde tasarlayan kişidir.”
“MEKANIN VE MEKAN TASARIMININ BÜTÜNLÜĞÜ İLKESİNE TAMAMEN AYKIRI”
Yönetmeliğe eklenen maddenin, geçmişten bugüne kadar gelen mekanın ve mekan tasarımının bütünlüğü ilkesine tamamen aykırı olduğunu ifade eden Çerçiler, “Sorumluluğu tamamen mimarda olan yapı tasarımı sürecinden “iç mekan tasarımı” adımını koparmakta, mimarın iç hacimleri tasarlama özgürlüğü kısıtlanmakta. Diğer bir deyişle mimarlık meslek alanına ve haklarına tecavüz edilmektedir. Mimar tarafından yapılan iç mekan tasarımı, tasarım sürecinin bir parçasıdır. Farklı branşlara yer açmak amacıyla tasarım aşamasında yok sayılamaz” dedi.
“MİMARLARIN GÖREV VE YETKİ ALANINA MÜDAHALE EDİLEMEZ”
“Proje bütünlüğü içerisinde mimar; tamamen sayılan kriterler, yasa ve yönetmeliklere TSE standartlarına uygun olarak tasarım yapar ve yaşam alanları oluşturur. Ayrıca yaşam alanlarını tasarlarken çevresel ve iklimsel faktörleri de dikkate alarak yaşam alanlarının organizasyonunu ve birbirleri ile olan ilişkilerini kurar” diyen Çerçiler, “Bir kez daha belirtmekte yarar var. İç mimarın yetkisi ve görev alanı ancak mobilyaları tasarlamaktır. Mekân tasarımı mimarların görev ve yetki alanındadır ve hiçbir şekilde yasa ve yönetmeliklere aykırı olarak mimarların görev ve yetki alanına müdahale edilemez. 5846. Sayılı FSEK’in ‘Güzel Sanatlar Eserleri’ başlıklı 4/3 maddesinde ‘Mimarlık Eserleri’ eser olarak sayılmıştır. Yasa kapsamında her türlü mimarlık eserleri ve projelerinin müellifi mimardır. Eserin sahibi olan mimarın muvafakati olmadan eser üzerinde değişiklik yapılamaz” açıklamasında bulundu.
“YASA İLE VERİLEN HAKLAR, YÖNETMELİKLERLE GERİ ALINAMAZ”
Bina yapım süreçlerine ilişkin gerekli eğitimleri alan, mesleki bilgi, beceri ve yetkinliklere sahip mimarların, yapılaşma süreçlerinin planlı, sağlıklı ve çevre şartlarına uygun şekillenmesinin en önemli aktörü olduğunu vurgulayan Çerçiler, “5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ve 3458 sayılı Mühendislik ve Mimarlık Hakkında Kanun ile çelişen, mimarların müelliflik haklarını gasp eden, yetki ve sorumlukları yok sayan bu yönetmelik, mimarlık mesleğine şekil veremez. Diğer yandan yönetmelikte yapılan değişiklik ile 5846. Sayılı FSEK’in mimarlara tanımış olduğu müelliflik hakları yok sayılmaktadır. Yasa ile verilen haklar yönetmelikler ile geri alınamaz, yok sayılamaz. Bu nedenle yönetmelikte yapılan bu değişiklikler hukuka aykırıdır” ifadelerini kullandı.
“MÜELLİF MİMARIN ONAYININ ARANMASI YASAL ZORUNLULUK”
Proje müellifi olan mimarların telif hakları kapsamında; iç mimarlarca yapılacak her türlü düzenlemede müellif mimarın onayının aranmasının yasal zorunluluk olduğunu vurgulayan Çerçiler, “Tasarımı mimar tarafından yapılmış olan mekanlarda, mimarın izni olmadan, taşıyıcı sistem ve yangın güvenliğini etkileyip etkilememesi veya yapı ruhsatına tabi olmaması fark etmeksizin, yapılacak her türlü değişiklik 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’na aykırıdır” uyarısında bulundu.
“TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ”
Çerçiler açıklamasını, “Mimarlar Odası Antalya Şubesi olarak mimarların yetki gaspına neden olacak her türlü müdahale ve girişimlerin takipçisi olacağız ve yargı yollarına başvuracağız” ifadeleriyle tamamladı. HABER: YUSUF KATRAĞ
- Erbaş, Hacı Bayram Veli Camii’nde teravih namazı kıldırdı
- Otomobilin yan yattığı kaza anı kameraya yansıdı
- Samsun'da trafik kazası: 3 yaralı
- ABD'de düzenlenen yarışmada dünya 2.'si oldu
- 1
- 2
- 3
- 4
- 5
- 6
- 7
- 8
- Müezzin ve cemaati camiye sokmayan eli bıçaklı şahıs tutuklandı
- Rus turist fırtınanın oluşturduğu dev dalgalar arasında denize girdi, ceket giyenlere güldü
- Antalya’da hortum seraları vurdu
- Isparta’da iki otomobil çarpıştı: 7 yaralı
- Alanya’da tarihi geçmiş bebek maması satan zincir market şubesi mühürlendi
Tel : 0 242 311 76 60 0 242 311 76 61 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim