ÇEDES’e karşı miting hazırlığı
Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı ortaokullar ve imam hatip okulları, Gençlik ve Spor Bakanlığı’na bağlı il, ilçe spor müdürlükleri, Gençlik Merkezleri ile Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı Diyanet Gençlik Merkezleri iş birliğinde yürütülmekte olan “Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum Projesi” (ÇEDES), bazı kesimlerden tepki almaya devam ediyor. Projenin iptal edilmesi için İzmir’de miting düzenlenecek. Proje ile ilgili çekincelerini dile getiren Eğitim Sen Antalya Şube Başkanı Nurettin Sönmez, “ÇEDES’e hayır” dedi.
Eğitim Sen, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği ve Alevi bileşenleri, Veli-Der gibi kuruluşlar, ÇEDES Projesi’ne karşı 16 Eylül'de İzmir'de "Laik Eğitim, Laik Yaşam ve Eşit Yurttaşlık" mitingi yapmaya hazırlanıyor. Antalya da mitinge katılacak iller arasında yer alıyor. Konuyla ilgili Eğitim Sen Antalya Şubesi’nde basın toplantısı düzenlendi. “ÇEDES’e hayır! Laik eğitim laik yaşam ve eşit yurttaşlık istiyoruz” yazılı pankartın önünde gerçekleştirilen ortak açıklama metnini Eğitim Sen Antalya Şube Başkanı Nurettin Sönmez okudu. Toplantıya Eğitim Sen, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği ve Alevi Bileşenleri, Veli-Der ile Halk Evleri temsilcileri katıldı. Eğitim Sen Genel Sekreteri İkram Atabay ve Genel Örgütlenme Sekreteri Ramazan Gürbüz'ün de katılarak mitingle ilgili bilgi verdiği toplantıda konuşan Sönmez, “ÇEDES Projesi iptal edilsin” çağrısında bulundu.
“EĞİTİMİ DİNSELLEŞTİRME SÜRECİ HIZLANDI, LAİK EĞİTİM HEDEF ALINIYOR”
“Türkiye’de siyasi iktidar eliyle eğitimin ve toplumsal yaşamın dini kurallara göre biçimlendirilmesine yönelik uygulamalar, eğitimin bütün kademelerinde ve toplumsal yaşamın her alanında karşımıza çıkmaya başladı” diyen Sönmez, “Bugüne kadar eğitim alanında Milli Eğitim Bakanlığı ile Diyanet İşleri Başkanlığı, dini vakıf ve dernekler arasında çok sayıda iş birliği protokolü imzalandı. Geçtiğimiz yıllar içinde okullarda hayata geçirilen ortak projeler üzerinden eğitimi dinselleşme süreci hızlanırken, doğrudan laik eğitimi ve laik yaşam tarzını hedef alan uygulamalar adım adım hayata geçirildi” ifadelerini kullandı.
“MANEVİ DANIŞMAN SIFATIYLA GÖREVLENDİRMELER BAŞLADI”
ÇEDES kapsamında bir süredir ülke çapında toplantılar yapılarak çeşitli kararlar alındığını belirten Sönmez, şunları söyledi:
“Dini ve manevi değerleri merkeze alan ÇEDES Projesi, laik-bilimsel eğitim anlayışına ve pedagoji bilimine aykırı bir içerikte hazırlanmış ve uygulanmaya başladı. Proje ‘Öğrencilere milli, manevi, ahlaki, insani ve kültürel değerlerimizin benimsetilmesi amacıyla tüm lise, ortaokul, ilkokul ve anaokulları ile il merkezi ve ilçelerde bulunan tüm cami ve Kur’an kursları’nı kapsıyor. Projenin ülke çapında uygulanması için Milli Eğitim Müdürlükleri ve Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı il müftülükleri aracılığıyla okullara ‘manevi danışman’ sıfatıyla pedagojik eğitimi bulunmayan vaiz, imam hatip, Kur’an kursu öğreticileri İzmir ve Eskişehir başta olmak üzere, çeşitli illerde görevlendirmeler yapılmaya başlandı.”
“DİNCİ TARİKAT VE CEMAATLERE ÖĞRENCİLERİ DEVŞİRMENİN ÖNÜ AÇILACAK”
Bütün kademelerde eğitimin niteliğini yükseltmenin, çocukların özgür ve sağlıklı bireyler olarak yetiştirilmesi için somut adımlar atılması gerektiğinin açık olduğunu söyleyen Sönmez, konuşmasına şöyle devam etti:
“Ancak siyasi iktidar, bugüne kadar yaptığı gibi, din ve inanç alanı gibi son derece hassas bir konuda ‘tek din, tek mezhep’ yaklaşımıyla hareket ederek okullarda öğrencilere dini ve manevi değerleri aktarmayı kendisine görev edinmiştir. ÇEDES Projesi iktidarın eğitim sistemini siyasal-ideolojik çizgisi ve dini-kültürel ihtiyaçları doğrultusunda biçimlendirme hedefinin son örneği olarak karşımıza çıkmakta. ÇEDES ile vaiz, imam hatip ve Kur’an kursu öğreticilerinin, İlahiyat Fakültesi mezunlarının eğitim kurumu olan okullarda ‘manevi danışman’ olarak görev yapmalarının önü açılıyor. Manevi danışmanlarla öğrencilerin okul dışında Diyanet İşleri Başkanlığı ve Gençlik ve Spor Bakanlığı kamplarında buluşmaları, okullardaki koordinatör öğretmen ve Gülen cemaatinin ‘abla ve ağabeyleri’ gibi koordinatör öğrencilerle dini telkinler yapan ‘değerleri eğitimi’ çalışmalarına katılmaları sağlanacak. ÇEDES projesi ile Milli Eğitim Bakanlığı ve Gençlik ve Spor Bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığına, dinci tarikat ve cemaatlere öğrencileri devşirmenin önü açılacaktır.”
“KABUL EDİLEMEZ”
“Eğitim sisteminde ve genel olarak toplumsal yaşamda iktidarın kendi dünya görüşüne ve yaşam tarzına uygun nesiller yetiştirme yönündeki uygulamaları tüm topluma yönelik fiili bir baskı ve dayatma haline gelmiş durumda” diyen Sönmez, “Bu konuda mesai saatlerinin okul ders planlarının Cuma namazı saatlerine göre düzenlenmek istenmesi, karma eğitim ilkesinin ihlal edilmesi ve benzeri girişimler, kısaca eğitim sisteminin dini kurallara göre biçimlendirilmek istenmesi kabul edilemez” ifadelerini kullandı.
“HEM LAİKLİĞE HEM DE LAİK EĞİTİM ANLAYIŞINA TEMELDEN AYKIRI”
Laiklik ilkesi ve laik eğitimin, toplumdaki farklı inanç, mezhep, kimlik, cinsiyet ve cinsel kimliklerin, hem inananlar hem de inanmayanların bir arada barış içinde yaşayabilmeleri için son derece önemli olduğunu kaydeden Sönmez, şunları dile getirdi:
“Hiçbir toplum birbirinin aynı ve tamamen aynı düşünen, aynı inancı paylaşan, aynı manevi değerleri benimsemiş insanlardan oluşmaz. Laiklik anlayışı gereği farklı, inanç, düşünce ve değerler karşısında tarafsız olması gereken bir devletin, sadece bir dinin ve mezhebin öğretilerini, sadece belli bir inancın benimsediği manevi değerleri tüm okullarda tek doğru olarak öğretmeye çalışması farklı inançtan öğrencilere yönelik açık bir dayatmadır. Değişik din, mezhep, inanç ve dünya görüşünden insanların gerçek anlamda eşit yurttaş olarak kabul edilmesi, devletin bütün inançlara eşit mesafede ve tarafsız yaklaşmasına, günlük yaşamın her alanında okulda, üniversitede, işyerinde, sokakta, farklı kimlik, inanç ve dünya görüşleri arasında ayırım yapılmamasına bağlıdır. ÇEDES projesi bu yönüyle hem laikliğe hem de laik eğitim anlayışına temelden aykırıdır.”
“BİRLİKTE MÜCADELEYE DAVET EDİYORUZ”
Son olarak “Türkiye’de yıllardır bizzat iktidar eliyle hayata geçirilen ve birbirinden ayrı olması gereken eğitim alanı ile inanç alanlarının birbirine karıştırılmasına yönelik her türlü uygulamadan derhal vazgeçilmeli” diyen Sönmez, konuşmasını şöyle tamamladı:
“Çocuklarımızın siyasi iktidarın kendi siyasal-ideolojik hedeflerine ulaşmak için hayata geçirilen ÇEDES ve benzeri projelerin parçası haline getirilmesini istemiyoruz. Bu konuda eğitim emekçileri başta olmak üzere, öğrencilerimiz, velilerimiz ve demokratik kamuoyu birlikte tutum almak zorunda. Okullarımızın dini içerikli faaliyet ve etkinliklerin değil, laik ve bilimsel eğitimin mekanları olması için bütün eğitim ve bilim emekçilerini, öğrenci ve velilerimizi birlikte mücadeleye davet ediyoruz. Bugün laikliği savunmak, otoriterleşme karşısında demokrasiyi, tek tipleştirme karşısında özgürlüğü ve nihayet eşitsizlikçi politikalar karşısında eşitliği savunabilmenin en temel zemini ve aracıdır.” HABER: YUSUF KATRAĞ
Tel : 0 242 311 76 60 0 242 311 76 61 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim