Bugün 23 Kasım 2024 Cumartesi
  • Antalya20 °C
  • IMKB

    %
  • Altın
    3005.805
    %1.82
  • Dolar
    34.5348
    %0.14
  • Euro
    36.0249
    %-0.48
Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Cennet içinde Cennet: Kapuz Kanyonu
06 Haziran 2022 Pazartesi 16:16

Cennet içinde Cennet: Kapuz Kanyonu

Konyaaltı ilçesinde bulunan Kapuz Kanyonu, tarihi, kültürel ve doğal varlıklarıyla adeta bir Cennet olan Antalya’da Cennet içinde Cennet gibi doğal varlığını koruyan ender yerlerden birisi.

Konyaaltı ilçesinde bulunan Kapuz Kanyonu, tarihi, kültürel ve doğal varlıklarıyla adeta bir Cennet olan Antalya’da Cennet içinde Cennet gibi doğal varlığını koruyan ender yerlerden birisi. Hafta sonu Kapuz Kanyonu’nu gezen gazeteciler ve aileleri, muhteşem doğa manzarasına hayran kaldı. AGC Başkanı İdris Taş, KONYSİAD Başkanı İlhami Kaplan ve Doğa Farkındalığı Uzmanı Hüseyin Çağlar İnce, şehre 10 kilometre uzaklıktaki kanyonun doğal yapısının korunarak planlanması gerektiğinin altını çizdi.

untitled1-001.jpg

Antalya Gazeteciler Cemiyeti (AGC) ile Konyaaltı Sanayici ve İş İnsanları Derneği (KONYSİAD) protokolü kapsamında, Antalya'da görev yapan gazeteciler aileleriyle birlikte gezi ve piknik etkinliğinde bir araya geldi. Cumartesi günü sabah buluşan gazeteciler ve aileleri, Konyaaltı ilçesi Aşağıkaraman Mahallesi’ndeki Kapuz Kanyonu'nu gezerek güne başladı. Kanyonun doğal güzelliğini hayranlıkla seyreden gazeteciler ile aileleri, bol bol fotoğraf çekti. Ardından Büyük Çaltıcak Koyu'na geçerek mesire alanında piknik yaptılar. Burada grup Gün'ün şarkılarıyla doyasıya eğlenen gazeteciler ve aileleri, Aktur Lunapark'taki "Antalya'nın Kalbi" adı verilen 90 metre yüksekliğe sahip dönme dolapta da eşsiz Antalya manzarasının tadını çıkardı. Etkinlik, çocukların Aktur Park’taki eğlencesiyle son buldu. AGC Başkanı İdris Taş ve KONYSİAD Başkanı İlhami Kaplan, gezinin ulaşım sponsoru Konyaaltı Belediyesi ve Has Okulları’na teşekkür ederek, yemek hizmeti veren Marka Catering sahibi Murat Gerdan’a, PEGAS Büyük Çaltıcak İşletme Müdürü Recep Alemdar’a, Aktüel Organizasyon sahibi Mehmet Okan Kaya ve Aktur Lunapark işletmecisi Emin Etke’ye plaket verdi.

uned-1-cy.jpg

“BU TÜR ETKİNLİKLERDE SIK SIK BİRARADA OLACAĞIZ”

Gazetecilerin zor bir mesleği yerine getirdiğini ve kamu görevi yaptıklarını vurgulayan AGC Başkanı İdris Taş, "Gazeteciler, mesai mefhumu gözetmeksizin zor ve meşakkatli bir görevi yerine getiriyor. Meslektaşlarımızın yoğun, bir o kadar yorucu bir hayatı olduğu için böylesi organizasyonları önemsiyoruz. Etkinliğimizi yaklaşık 160 kişiyle gerçekleştirdik. Bu tür etkinliklerle üyelerimiz ve aileleriyle sık sık bir arada olmayı planlıyoruz" diyerek geziye katkılarından dolayı KONYSİAD yöneticilerine teşekkür etti.

untitld-1-cy.jpg

“İLERİDE DÜNYACA BİR YER OLACAĞINA İNANIYORUM”

Kapuz Kanyonu’nun ileride dünyaca ünlü bir yer olacağına inandığını belirten Taş, “Burası bir taraftan Milli Park, bir taraftan Orman Bölge Müdürlüğü, bir taraftan da Devlet Su İşleri (DSİ) kontrolünde. Böylesine güzel bir yer, devletimiz tarafından doğal dokusu korunarak işletilebilir ve turizme kazandırılabilir” dedi.

untitled-1-coy-003.jpg

“DOĞA HARİKASININ YOK OLMASI TARAFTARI DEĞİLİZ, DOĞAL DOKU BOZULMADAN ISLAH EDİLMELİ”

Kapuz Kanyonu’nun daha fazla bilinmesi için çaba gösterdiklerini belirten KONYSİAD Başkanı İlhami Kaplan ise, “Şehre 10 kilometre bir mesafede bulunan böyle bir doğa harikasının asfalt dökülerek, büfeler, restaurantlar yapılarak yok olması taraftarı değiliz. Buraya 2-3 kilometre geride kontrollü bir giriş sağlanabilir. Patika yollarla insanlar buraya gelip bu dünya harikasını gezebilir. İçeriye doğru 600 metrelik botla gezi imkanının olduğu bu dünya harikası yer, tabiat korunarak insanların ziyaretine kazandırılabilir” şeklinde konuştu. Kaplan, doğal doku bozulmadan alanın ıslah edilmesi gerektiğinin altını çizdi.

untitled-1-copy-060.jpg

“BURAYA KORUMA BİLİNCİYLE YAKLAŞILMALI”

Bölgenin tarihi, coğrafyası, bitkisel ve hayvansal canlı yaşamıyla ilgili bilgi aktaran Doğa Farkındalığı Uzmanı Hüseyin Çağlar İnce ise, “İnsanlar da, ala geyikler de bu sulardan besleniyor. Evlerimizdeki içme sularının asıl kaynakları buralar. O nedenle bu kaynakların korunması gerekiyor. Buraya o bilinçle yaklaşılmalı” dedi.

untled-1-py.jpg

“1 MİLYON YILDA OLUŞTU”

Milyonlarca yıl öncesi, 180 milyon yıl önce dinazorların yaşadığı dönemlerde Anadolu’nun denizin altında olduğunu hatırlatan Hüseyin Çağlar İnce, “Eskiden bu dağlar denizin altındaydı. O dönemde dünya tek bir kıtaydı. Zamanla kıtalar ayrılırken Anadolu ve Toros dağları yükseliyor ve biz bu karstik yapıları görmeye başlıyoruz. Dağların içi su kaynaklarıyla dolu ve bu su kaynakları zamanla kayaların arasından kendine yol açıyor. O yollardan birisi de bu tür kanyonlar” diye konuştu. Kapuz Kanyonu’nun 1 milyon yılda oluştuğunu bildiren İnce, kanyondaki her bir canlı türünün hikayesi olduğunu söyleyerek, bölgedeki keçiboynuzu, defne, zakkum, hayıt ağaçlarının hikayelerini anlattı.

untitled1.jpg

“DÜNYADA, SADECE ANTALYA’DA YAŞAYAN 250 TANE BİTKİ TÜRÜ VAR”

Antalya’nın müthiş bir biyolojik çeşitliliğe sahip olduğunun altını çizen İnce, “Dünyada sadece Antalya’da yaşayan 250 tane bitki türü var. Türkiye’de yaşayan 3 bin tür var. Doğa turizmiyle ünlü İsviçre’de sadece 1 tür var ve onun üzerinden muhteşem bir doğa turizmi yapıyorlar. Burası yaban hayatı geliştirme sahası içerisinde. Bu bölge inanılmaz hassas yeni canlı türlerine de ev sahipliği yapıyor. Sadece bu dere yatağında yaşayan sürüngen türleri de var. Dünyadaki tek doğal popülasyonu burası olan ala geyiklerin de gen merkezi. Buradaki ala geyikler geçmişte Rodos adasına götürülmüş. Oradan Avustralya gibi başka yerlere gitmiş. Rodos’a gittiğinizde ala geyik simgeleri görürsünüz ama gen merkezi burası olmasına rağmen biz bir marka değeri olarak kullanmıyoruz. Falezleri kullanan Akdeniz foku da aynı şekilde. Bizim çok fazla marka değeri olabilecek nesli tehlike altındaki canlılarımız var. O açıdan burası çok kıymetli” dedi. Bölgenin Yaşar Kemal’in Alageyik Destanı’nda da geçtiğine dikkat çeken İnce, Sanatçı Cüneyt Arkın’ın da bölgede film çektiğini hatırlattı. 

untited-1-cpy.jpg

“KÖPRÜ YAPILAR, ASFALT DÖKÜLÜRSE BURASI BİTER”

İnsanların özellikle Avrupa’da milli parklarda koruma ve kullanma dengesi kurguladıklarının altını çizen İnce, şunları dile getirdi:

“Bir alana ne kadar insanın gireceği, o alanda neler yapılacağı ve nereden yürüneceği belli. Biz de bu coğrafya ile daha yakın ilişki kurup, buradan beslenerek dünya çapında eserler üretebiliriz. Maalesef ülkemizde kötü örnek kanyon yönetimleri var. Dünyanın her yerinde doğa parklarının girişinde ziyaretçi merkezi olur. Alana giriş-çıkış kontrollü sağlanır. Bu tür vadilerin çok hassas yönetilmesi gerekiyor. Burası herhangi bir belediyeye bırakılsa, belediyenin vizyonu buraya asfalt dökmek, büfeler dizmek olur. Girişe dokunulmadan daha ileride insanların ağırlanması, buraya yürüyerek veya bisikletler gibi alternatif yöntemlerle girilmesi, piknik, mangalın daha dışarıda yapılması gerekiyor. Burada köprü olur, asfalt dökülürse burası bitti demektir.” İnce, Tazı Kanyonu’nu örnek gösterdi.

untitl111ed-1-copy.jpg

“ÇOK YÖNLÜ VE MULTİDİSİPLİNER DÜŞÜNMEK GEREKİYOR”

“Hem bitki örtüsü hem de yapılaşma açısından dokunulmadan, dünyadaki örnekleri incelenerek buraya plan oturtulması gerekiyor. Ben de, en üstteki kişi de dahil buraya ne yapılacağını tek bir kişi söyleyemez” diyen İnce, “Burada çok önemli memeli popülasyonu, sürüngen popülasyonu var. Bitki örtüsü çok önemli. Karstik yapılar var. Jeoloji açısından bakılarak bir üstat getirilse burayı jeopark yapabilir. Bir botanikçi gelse botanik havzası olarak kullanabilir. O nedenle çok yönlü ve multidisipliner düşünmek gerekiyor” uyarısında bulundu. HABER: YUSUF KATRAĞ

untled-1-copy.jpguntitled-y.jpguntitld-1-copy.jpg

Bu haber toplam 5922 defa okunmuştur
SPOR
Tüm Hakları Saklıdır © 1983 Antalya Son Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0 242 311 76 60 0 242 311 76 61 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim