“Depreme karşı hazırlıklı olmak zorundayız”
6 Şubat’ta 9 saat arayla meydana gelen Kahramanmaraş merkezli 7.7 ve 7.6 şiddetindeki depremler, Antalya’nın depreme karşı hazırlıklı olup olmadığını gündeme getirirken, Mimarlar Odası Antalya Şube Başkanı Hasan Çerçiler, kent olarak depreme karşı hazır olmadığımızın altını çizdi. Muratpaşa ilçesini örnek vererek ilçedeki 240 bin hanenin 180 bininin eski binada oturduğunu vurgulayan ve riskli bina tespitlerinin biran önce yapılarak gerekli önlemlerin alınması gerektiğini kaydeden Çerçiler, “Olası bir depreme karşı hazırlıklı olmalıyız” dedi. Oda binasında basın toplantısı düzenleyen Çerçiler, önemli noktalara değindi. Çerçiler, kendilerini beceriksizlikle suçlayan eski başkan Ali Serdar Aykurt’a da sert cevap verdi.
“HALKTAN ÇOK FAZLA DESTEK ALDIK”
Kahramanmaraş merkezli depremlerden sonra Antalya’da 1999 yılı öncesinde yapılan tüm yapıların ivedilikle belirlenerek riskli yapıların güçlendirme veya yıkım işlemlerine biran önce başlanmasına yönelik açıklama yaptıklarını hatırlatan Çerçiler, bu açıklamaya mimarların tepkileri dışında son depremin de etkisiyle halktan oldukça fazla destek aldıklarını bildirdi. Yaptıkları açıklamadan sonra halkın, evlerinin bulunduğu bölgenin riskli olup olmadığını nasıl öğrenebileceklerini, evlerinin depreme dayanıklı olup olmadığını, binalarının güçlendirilip güçlendirilemeyeceğini nasıl kontrol ettirebileceklerine ilişkin sorular sormaya başladığını belirten Çerçiler, amaçlarının ne olduğunu bilmemeleri nedeniyle mimarların yaptıkları eleştirileri ise saygıyla karşıladıklarını söyledi.
ESKİ BAŞKAN’A CEVAP VERDİ
Mimarlar Odası Antalya Şubesi eski başkanlarından Ali Serdar Aykurt’un mevcut Yönetim Kurulunu beceriksizlikle suçlamasını kabul etmediklerini vurgulayan Çerçiler, “Eski Başkanın Konyaaltı'nda sıvılaşmanın en yoğun olduğu riskli bir bölgeye yapılan, çok katlı ve yoğun yapının yapıldığı alana ilişkin imar planını ve yapılaşmayı dava açsa da durduramaması; yine hemen üniversitenin yanındaki kamusal alanın satılması ve konut alanına dönüştürülerek bir yatırımcıya rant yaratılmasına karşın dava açmamaları, Genel Merkezin dava açması, dava açmakta geç kalınması sonucunda başarısız olunması nedeniyle, çok hızlı bir şekilde yapılaşmanın gerçekleşmesi. Bu iki bölgedeki yapılarla ilgili güvenlik sorunu olduğunu sanmıyoruz. Zannediyoruz ki eski başkan Hatay’daki benzer yapılarla bu yapıları karşılaştırarak kendisini sorumlu tutuyor olabileceğini ve heyecana kapılıp hırçınlaşmış olduğunu düşünüyoruz. Ancak 2021 yılında Sayın Valimiz başkanlığında AFAD Antalya İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü’nün koordinasyonunda hazırlanan Antalya İl Afet Riski Azaltma Planı hazırlanmasında sekretaryaya destek veren kurumlar arasında Mimarlar Odası’nın olmamasını da eski Başkanın becerikliliği olarak üyelerimizin ve halkımızın takdirine sunuyoruz” diye konuştu.
“DEPREM BÖLGESİNDE PLANSIZ BİR YAPILAŞMAYA GİDİLİYOR”
Kahramanmaraş depreminde son yaşananlara bakıldığında yaşanan deprem felaketinden günler geçmiş olmasına karşın, hâla yaraların tam anlamıyla sarılamadığının Mimarlar Odası’nın yaptığı incelemelerden de anlaşıldığını belirten Çerçiler, “Mimarlar Odası deprem bölgelerinde bir süredir incelemelerde bulunmuş ve yaraların sarılamadığına dair bir rapor hazırlamıştır. Bu raporda da yaraların sarılmadığı ve yıkımlara neden olan olumsuzluklar açık bir şekilde halkımızla paylaşılmıştır. Yine yaşanan felaketten ders alınmamış ki Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nca bilimsellikten uzak, uzmanların, sivil toplum örgütlerinin, odaların ve halkın görüşlerini almaksızın plansız bir yapılaşmaya gidilmektedir” dedi.
“YAŞANANLARDAN DERS ALINMALI”
Nüfusun büyük bir çoğunluğunun kentlerde yaşadığı Türkiye’de, doğal yaşamı ve ekolojik dengeyi bozan büyük altyapı projelerinin, hızlı ve yoğun yapılaşmanın, nüfus artışı ve göçün dönüştürücü etkilerinin büyük kentlerde yoğun olarak etkisini göstermekte olduğunu kaydeden Çerçiler, konuşmasına şöyle devam etti:
“Yaşanmakta olan depremler ve benzeri afetler karşısında alınması gereken önlemlerin uygulanması bu etkenler nedeniyle güçleşmiş, neredeyse olanaksız hale gelmiştir. Yakın dönemde ardı ardına yaşanan depremler ve afete dönüşen doğa olayları, kentsel ve kırsal alanda bütüncül planlama ilkelerini ve bilimi reddeden anlayışın, kentlerimizi her türlü afete karşı zayıf, güvencesiz ve riskli konumda olduğunu gözler önüne sermiştir. Bu açıdan değerlendirilerek büyük yıkımlara ve önlenemez kayıplara sebep olan rant odaklı planlama, kentleşme ve yapılaşma politikaları, yaşananlardan ders alınmalı ve terk edilmelidir. Devlet, tüm yurttaşlara eşit, sağlıklı, güvenlikli yaşama koşulları ve nitelikli yaşam çevreleri sağlamakla yükümlüdür. Afetler ve kriz koşullarında başarılı iyileşme süreçleri için alacakları önlemlerin bilimsel ilkeler ve gerçeklerle, toplum yararı gözetilerek oluşturulması; sosyal devlet anlayışıyla geliştirilecek politikalarda, bilim insanlarının, meslek odalarının, akademik kuruluşların ve tüm ilgili kesimlerin koordinasyonunun ve işbirliğinin sağlanması gözetilmelidir.”
KUMBUL DÖNEMİNDE HAZIRLANAN JEOLOJİK ETÜT RAPORUNU HATIRLATTI
35 yıldır Mimarlar Odası Antalya Şubesi olarak Türkiye’de yaşanan her depremden önce ve sonra kentlerle ilgili benzer açıklamaları yaparak ilgilileri ve halkı uyardıklarını hatırlatan Çerçiler, “Ancak her defasında açıklamalarımız maalesef gazetelerin manşetlerinde ve sayfalarında kaldı. Bu defa içeriği ile çok uyuşmasa da attığımız sansasyonel başlık, bazı çevrelerce çok olumlu bulunmasa da, halkımızdan gelen olumlu tepkiler nedeniyle amacımıza ulaştığımızı düşünüyoruz. Yine bu 35 yılda kentimizdeki belediyelerden deprem ve deprem riskleri hakkında Antalya Belediyesi eski başkanlarından Bekir Kumul dönemi haricinde önemli bir çalışma görmedik, göremedik” dedi. Kumbul’un, partisinin 3 meclis üyesi ile Antalya'yı maddi zorluklar içerisinde 5 yıl yönettiğini hatırlatan Çerçiler, Kumbul tarafından Antalya'nın jeolojik etüt raporunun hazırlandığına dikkat çekti. “Jeolojik etüt raporundan sonra, o dönem ilçe belediye başkanları ve yöneticilerinin mikro bölgelendirme çalışmalarını başlatmaları gerekmekteydi. Ancak nedense bu çalışmalar yapılamadı” diyen Çerçiler, “Bu çalışmaların yapılamamış olması o günden bugüne kadar Antalya zemininde sözü edilen tehlikelerin, yani sıvılaşma riski olan bölgelerin ve oluşumunu tamamlamamış travertenler üzerinde Antalya'nın birçok yapısının bulunabileceğini göz önüne almak gerekir” uyarısında bulundu.
“BUGÜNE KADAR YAPILAN ÇALIŞMALAR AÇIKLANMALI”
Son dönemde, deprem ve afetler ile ilgili ilçe belediyelerinin parçalı olarak olumlu çalışmalar başlatmalarına karşın Antalya’da yapılan en önemli çalışmanın, 2021 yılında Antalya Valisi Ersin Yazıcı başkanlığında AFAD Antalya İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü’nün koordinasyonunda hazırlanan Antalya İl Afet Riski Azaltama Planı olduğunu vurgulayan Çerçiler, “Bu planda; belediyelere ve çeşitli kamu kurum ve kuruluşlarına görevler düşmekte. Bu görevlerin 2022 yılı sonunda bitirilmiş olması gerekenleri vardı. AFAD Antalya İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü, bugüne kadar bu planla ilgili yapılan çalışmaları halkımızı aydınlatacak şekilde açıklamalı. Yine belediyelerde bu görevlerden hangilerini yerine getirdiklerini ve yine bu görevlerden hangilerinde hangi çalışmayı yaptıklarını kamuoyuna ve halkımıza açıklamalıdırlar” ifadelerini kullandı.
“RİSKLİ YAPILARIN TESPİTİ ÖNEMLİ”
Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin, Bekir Kumbul döneminde yapılan jeolojik etüd raporu ve eklerini, o tarihten sonra bölgede yapılan ada ve parsel ölçeğindeki jeolojik etüt raporları ve jeolojik çalışmaları da göz önünde bulundurarak altlık olacak şekilde acil olarak güncellemesi gerektiğinin altını çizen Çerçiler, bu raporların kendilerinde olduğunu belirterek belediyede yoksa verebileceklerini açıkladı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin riskli yapıların tespiti konusunda 3,5 yıldır hızlı tarama olarak adlandırılan bir yöntem uyguladığına işaret eden Çerçiler, şunları dile getirdi:
“Hızlı tarama yöntemi, riskli yapıların tespit edilme yöntemi değildir. Bundan önceki adımdır. Bu nedenle binayı direk riskli yapı olarak kodlandırmamaktadır. Vatandaşlar açısından fikir veren, öğüt veren ve bundan sonraki aşamayı hem belediyelere, hem vatandaşlara yol gösteren bir haritayı önüne koyan bir yöntemdir. İstanbul Büyükşehir Belediyesi 3 yıllık çalışması sonucunda 300'ün üzerinde binanın hiç deprem olmasa da yıkılabileceğini tespit etmiştir. Kentimizde de böyle binaların olabileceği açıktır. O nedenle hiç olmazsa ilk etapta bu binaların tespit edilmesi kentimiz açısından önemlidir. Antalya Büyükşehir Belediyesi de bu yöntemi bir an önce uygulamak üzere Akdeniz Üniversitesi ile işbirliği yaparak, halka bunun bir riskli yapı tespiti olmadığını ve halkın istemesi durumunda binalarının riskli olabileceğine yönelik bir ilk çalışma yapıldığını, kendilerine açıklayarak bu yöntemi uygulamaya başlamalıdır.”
“MASTER PLANI, SAKINIM PLANINA ÇEVRİLMELİ”
Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin başlattığı deprem master planı çalışmasının da biran önce sakınım planı çalışmasına çevrilmesi gerektiğini kaydeden Çerçiler, “İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde olduğu gibi Doğal Afetler Bilim Kurulu oluşturmalı. Bu bilim kurulu sonrası çalışmalar hızlandırılmalıdır. Sakınım planı ile ilgili yapılacak çalışmaların her aşamasında, bu bilim kurulu görüşleri alınmalı ve çalışmalar sürdürülmelidir. Büyükşehir Belediyesi ile ilgili önerilerimiz hayata geçirilebilirse, bu Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin doğal afetler konusunda kente hakim olduğu anlamına gelecektir. Diğer yandan, Büyükşehir Belediyesince yapılabilecek hızlı tarama sistemi uygulamalarında, deprem olmasa da riskli görülen veya acil olarak yenilenmesi veya güçlendirilmesi gereken yapılarla ilgili, halkın maddi durumu yeterli olmayanları için yöntemler geliştirmelidir. Bu konularda uluslararası ve ulusal uzmanların, odaların ve ilgili çevrelerin görüşlerine de başvurulmalıdır. Hatta deprem sonrası düzenlenen yardım kampanyaları doğal olarak çok önemlidir. Ancak Antalya Büyükşehir Belediyesi, ülkemize de örnek olacak şekilde deprem olmadan maddi sıkıntısı olan halkımıza yardımcı olmak üzere ulusal ve uluslararası yardım kampanyaları düzenleyebilir. Tarihi ve doğal zenginlikleri ile dünya için önemli olan kentimize, bu konuda ciddi yardımlar ulaşabileceğini düşünüyoruz” dedi.
“HER TÜRLÜ KATKIYI VERMEYE, İŞBİRLİĞİNE HAZIRIZ”
Çerçiler son olarak, Mimarlar Odası Antalya Şubesi’nin başta Antalya Büyükşehir Belediyesi olmak üzere tüm belediyelere her türlü katkıyı ve desteği vereceğini, işbirliğine hazır olduklarını ifade etti. HABER: YUSUF KATRAĞ
Tel : 0 242 311 76 60 0 242 311 76 61 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim