“Evdeki hesap çarşıya uymadı”
24.28, memura verilen zammın yüzde 11.40 olduğunu kaydetti. 18 ayda doların yüzde 46.05, Euro’nun yüzde 54.50, altının gramının yüzde 71.33, yağın fiyatının yüzde 116.04, elektriğin yüzde 30.91, doğalgazın yüzde 23.68 oranında arttığına dikkat çeken Hisarkaya, “Bu veriler maalesef memur maaşlarının enflasyona yenik düştüğünü, memurun alım gücünü zayıflattığını gösteriyor” diye konuştu.
“ALIN TERİMİZİN HAKKINI İSTİYORUZ”
Covid-19 pandemisinin hayatın akışını derinden etkilediğine de dikkat çeken Hisarkaya, “Böylesi zor koşullar altında, ülkemiz ekonomisinin kur üzerinden yaşadığı finansal dalgalanma dahil birçok konuyu serinkanlı bir değerlendirmeye tabi tutmamız gerektiği ortada. Biz durduğumuz yerin sorumluluğunu da zorunluluğunu da iyi bellemiş bir emek örgütüyüz. Biz emeğimizin ve ekmeğimizin derdindeyiz. Alın terimizin hakkını ve hizmetimizin ederini istiyoruz. Hiçbir gerçeği ıskalamadan, özellikle enflasyon üzerinden yaşanan gelir kayıplarının tazmini noktasında hem sesimizi hem de sözümüzü 81 ilden yükseltiyoruz” açıklamasında bulundu.
“EVDEKİ HESAP ÇARŞIYA UYMADI”
6’ncı dönem toplu sözleşmenin yaklaştığına işaret ederek açıklanan enflasyon rakamlarının evdeki hesabın çarşıya uymadığını tescil ettiğini söyleyen Hisarkaya, şunları dile getirdi:
“Son 18 aylık enflasyon rakamlarına baktığımız zaman hedeflenen enflasyonun 3 katı, maaş ve ücretlere yapılan artışın ise tam 2 katından fazla oranda sapma olduğu görülüyor. Böylesi bir sapma, hedeflenen enflasyon üzerinden ücretlendirme politikasının yanlışlığını ortaya koymuyor mu? Biz, ilk günden beri bu yöntemin yanlış olduğunu dile getirdik. Kaldı ki, kamu işvereninin üzerinden pazarlık yaptığı öngörüler hiçbir zaman tutmadı. Aslında hükümet, oluşturduğu sistematikte ‘Kamu görevlilerini enflasyona ezdirmeyeceğiz’ diyerek bu gerçeği itiraf etmekte. Fakat, Memur Sen olarak 4 ve 5’nci dönem toplu sözleşme süreçlerinde hükümetin sığınağı haline gelmiş olan bu sözün hakkaniyeti yansıtmadığını söyleyerek kamu görevlilerinin büyümeden ve refahtan pay alması gerektiğinin altını çizerek bunun mücadelesini verdik. Biz ülke gerçeklerini temel alan tekliflerle masaya oturduk. Ekonominin gerçekleri ve alın terinin hakkını vermeye dair gerçekler yerine tahmini enflasyon rakamları ile alım gücünü sıfırlayan, gerçekleşmesi mümkün olmayan hedefler üzerinden belirlenen artış oranına dayanan mantıkta ısrar etmenin manası ve anlamı yok.”
“HER ŞEYE ZAM YAPILIRKEN MEMURUN SEYRETMESİ BEKLENEMEZ”
Yaşanan sürecin Memur Sen’in haklılığını tescillediğini söyleyen Hisarkaya, sözlerine şöyle devam etti:
“Gelin bu çarpık sistematiği değiştirelim. Hayali enflasyon hedefleri üzerinden değil, reel gerçekler üzerinden artışları belirleyelim. Artık büyümenin yansıtıldığı, refah payının kamu görevlilerine aktarıldığı adil bir sistemin kuruluşu startını hep birlikte verelim. Kamu görevlisi devletin yükü değil gücüdür. Her şeye zam yapılırken memurun seyretmesi beklenemez. Gerçeklere uygun yüzdelik zam, geçmiş kayıpların telafisi için seyyanen zam ve büyüyen Türkiye’den memurun refahına düşen payı istiyoruz.”
“GELİR KAYIPLARI GİDERİLMELİ”
“Kamu işvereninin belirlediği zam, Mart demeden buharlaşıyor” diyen Hisarkaya, “Bu yüzden en düşük devlet memuru maaşının yüzde 10’undan az olmamak üzere seyyanen zam talebini her zemin ve şartta dile getirdik. Getirmeye de devam edeceğiz. Artık bahaneleri ortadan kaldırıp, gerçekleri konuşalım. Kamu görevlilerini ferahlatacak ve bu amaçla da refahtan pay almalarını sağlayacak paradigmal değişimi hayata geçirelim. Seyyanen zam çağrımız, bu kapsamda görülmeli ve gelir kayıpları giderilmeli” ifadelerini kullandı.
“ORTA SINIF ERİYOR, TABANLA TAVAN ARASINDAKİ UÇURUM BÜYÜYOR”
“Olmayan bir kaynaktan artış istemiyoruz. Var olan ve kamu görevlilerinden sakınılan bir kaynaktan payımız olanın, hakkımız olanın verilmesini istiyoruz” diyerek Türkiye ekonomisinin büyüdüğüne dikkat çeken Hisarkaya, “İhracatta tüm zamanların rekoru kırılıyor. Fakat birçok kesimin haklı olarak tepki gösterdiği şekilde Türkiye’nin büyümesinden sadece yüksek gelirli kesim, büyük sermaye ve finans sektörü pay alıyor. Büyümenin ürettiği kaynağı bu kesimler kendi arasında paylaşıyor. Ne yazık ki, gelir dağılımındaki makas gün geçtikçe açılıyor. Ülkeyi ayakta tutan orta sınıf eriyor. Tabanla tavan arasındaki uçurum büyüyor. Türkiye ekonomisi büyüyor fakat memurlar büyümüyor. Kamu görevlilerinin mali ve sosyal hakları söz konusu olduğunda mali disiplin, bütçe imkanları ve tasarruf tedbirleri başta olmak üzere çeşitli bahaneler üretiliyor. Durum böyleyken sermaye ve finans kesimi için teşvik paketleri, vergi afları çıkarılıyor” dedi.
ME MURLARIN TALEPLERİNİ ÖZETLEDİ
Son olarak memurların taleplerini 10 başlık altında özetleyen Hisarkaya, ücretlere yapılacak artışın dışında, Türkiye’nin büyümesinde ve gelişmesinde en çok katkıya sahip olan kamu görevlilerine refahtan pay istediklerini vurguladı. Ekonomik kayıpların telafisi için en düşük devlet memuru aylığının yüzde 10’u kadar seyyanen zam istediklerini de tekrarlayan Hisarkaya, en düşük devlet memur maaşının yükseltilmesi gerektiğini de söyledi. Kamuda asli istihdamın kadrolu olmasını ve sözleşmeli personelin kadroya geçirilmesini isteyen Hisarkaya, yardımcı hizmetler sınıfının kaldırılarak personelin genel idari hizmetler sınıfına geçirilmesini, vaat edilen 3600 ek göstergenin sınıf ve unvan ayrımı yapılmaksızın yerine getirilmesini, aile yardımının artırılmasını ve emeklilere de ödenmesini, memurlara da dini bayram ikramiyesi ödenmesini, ek ödeme oranlarında artış, derece-kadame sınırlandırılmasının kaldırılmasını, grev ve siyaset haklarının verilmesini istediklerini söyledi. HABER: YUSUF KATRAĞ
Tel : 0 242 311 76 60 0 242 311 76 61 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim