Geleceğin bilim insanlarını yetiştiriyoruz”
Şimdiye kadar 2 bin 573 mezun veren Akdeniz Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 38 anabilim dalında 76 programla eğitimlerine devam ediyor. Geleceğin bilim insanlarını yetiştirdiklerini dile getiren Akdeniz Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Orhan Özçatalbaş, öğrencilerden beklentilerinin hocalarını geçmesi olduğunu kaydetti.
Akdeniz Üniversitesi’nin Fen Bilimleri Enstitüsü, üniversitedeki 7 enstitüden birisi. Kurulduğundan beri 2 bin 573 mezun veren Enstitü’nün Müdürü Prof. Dr. Orhan Özçatalbaş’tan, Enstitü hakkında bilgi alarak gerçekleştirdikleri çalışmalar üzerine bir sohbet gerçekleştirdik. Fen Bilimleri Enstitüsü’nün performansının oldukça yüksek olduğunu söyleyen Özçatalbaş, geleceğin bilim insanlarını yetiştirdiklerinin altını çizdi. Doktorasını tamamlayan öğrencilere kahve ısmarlayan Özçatalbaş, verdikleri doktor unvanının dünyanın her yerinde geçerli olduğuna dikkat çekti. “Biz öğrenci odaklı bir enstitüyüz. Onlarla ilgileniyor, yön gösteriyor, önlerini açıyoruz. Onların bizleri, hocalarını geçmesini bekliyoruz” diyen Özçatalbaş, gelişimin bunu ifade ettiğini vurguladı.
38 ANABİLİM DALINDA 76 PROGRAM
Akdeniz Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü’nün 1982 yılında kurulduğunu hatırlatarak bilgiler aktaran Özçatalbaş, lisansüstü programları organize ettiklerini belirtti. Lisansüstü programlarında 38 anabilim dalı bulunduğunu bildiren Özçatalbaş, “Bu anabilim dallarıyla birlikte toplamda 76 program var. Master ve doktora programlarında olanlar bulunuyor. Ziraat, mühendislik, mimarlık, su ürünleri ve fen fakülteleriyle ilgili anabilim dalları var. Bu beş fakülte temelinde yaklaşık 320 öğretim üyesi lisansüstü programlarda görev alarak master ve doktora eğitimleri veriyor” dedi.
“BİLİM İNSANLARI YETİŞTİRİYORUZ”
Geleceğin bilim insanlarını yetiştirdiklerinin altını çizen Özçatalbaş, “Lisansüstü programın birinci basamağı olan yüksek lisansı tezli ve tezsiz diye ayırıyoruz. Tezli yüksek lisans programını tamamlayan öğrenci doktoraya geçiyor. Doktoraya geçtiğinde doktor unvanını alarak bilim doktoru oluyor” açıklamasında bulundu.
“DOKTOR UNVANI ÇOK DEĞERLİ”
Hali hazırda 1500 öğrencileri bulunduğunu bildiren Özçatalbaş, “Bunların 485’i doktora öğrencisi. Bu olağanüstü bir şey. 485 öğrenci tam zamanlı, 24 saat konuya odaklı çalışıyor. Örneğin, uzay fiziği ya da gıda mühendisliğinin bir alanında veya bir yazılım konusunda çalışıyorlar. Doktora yapan birisi tam anlamıyla o alanda ihtisaslaşmak, dünyadaki tüm yayınları takip etmek ve kendisi özgün bir şeyler ortaya koymak zorunda. Onun için doktor unvanını almak değerli hale geliyor” diye konuştu.
“DÜNYANIN HER YERİNDE GEÇERLİ”
Alınan doktor unvanının dünyanın her yerinde geçerli olduğuna dikkat çeken Özçatalbaş, “Bizim burada ortaya koyduğumuz çalışmalar sonucunda alınan unvanın, dünyanın her tarafında denkliği var. Amerika’ya da başka bir ülkeye de gitseniz burada aldığınız unvanı kullanabiliyorsunuz” dedi.
2 BİN 573 MEZUN VERİLDİ, DOKTORA MEZUNLARININ YÜZDE 70’İ ÖĞRETİM ÜYESİ
Tezli yüksek lisans programında 846, tezsiz grupta ise 169 öğrenci bulunduğunu bildiren Özçatalbaş, öğrenci sayılarının yönetim kurulları kararıyla verilen mezunlara göre her hafta değişebildiğini açıkladı. Şimdiye kadar verilen mezun sayısının 2 bin 573 olduğunu kaydeden Özçatalbaş, doktora mezunlarının yüzde 70’inin üniversitelerde öğretim üyesi olduğunu söyledi. Böylece Türkiye’nin öğretim üyesi ihtiyacının önemli bir kısmının karşılandığına dikkat çeken Özçatalbaş, “Şuana kadar mezun ettiğimiz 2 bin 573 öğrenciden 412’si doktora öğrencisi” açıklamasında bulundu.
“SÜRECİ YÖK POLİTİKALARINA UYGUN OLARAK YÖNETİYORUZ”
Yüksek Öğretim Kurumu politikalarına uygun olarak süreci yönettiklerini belirten Özçatalbaş, “Yükseköğretimde esas olarak bir üniversitenin kalitesini, niteliğini belirleyen şey verdiği doktora öğrencisi sayısıyla özdeşleştiriliyor. Doktora öğrenci sayınız ne kadar fazla, ne kadar doktora öğrencisi yetiştiriyorsanız o yayınlara yansıyor. Çünkü, ciddi yayınlar ortaya çıkıyor ve bunun uluslararası yayınlanma imkanı oluyor. Dolayısıyla üniversitenin puanı yükseliyor. Türk üniversiteleri genellikle 1000-1200 bandında sıralanıyor. Bunu daha önlere çekmek için politika geliştiriliyor. Yeni YÖK diye geçiyor. Buradaki temel ayak fen bilimleri enstitüsü” ifadelerini kullandı.
“PERFORMANSIMIZ OLDUKÇA YÜKSEK”
Fen Bilimleri Enstitüsü’nün performansının oldukça yüksek olduğunu bildiren Özçatalbaş, “Öğretim üyesi başına düşen nitelikli yayın dediğimiz indeks yayın sayısı 1.83’lerde. Bizdeki 320 hoca yılda uluslararası nitelikte yaklaşık 2 yayın ortaya koyuyor. Bu diğer bilim alanlarında düşük. Bize yakın olan sağlık bilimleri var. Sosyal bilimleri de var içerisinde ama Boğaziçi Üniversitesi’nin ortalaması 1.67’lerde. Fen bilimlerindeki üretim Boğaziçi’nden daha yüksek” diyerek diğer kategorilerden de bahsetti. Özçatalbaş, parametreler dikkate alındığında Akdeniz Üniversitesi’nin fen bilimleri alanında iyi durumda olduğunu da sözlerine ekledi.
“BEKLENTİMİZ, ÖĞRENCİLERİMİZİN BİZLERİ GEÇMESİ”
Öğrencilerden beklentilerinin başarı olduğunu vurgulayan Özçatalbaş, “Master, doktora yapan öğrenciler bizim için çok önemli. Onların bizleri, hocalarını geçmesini bekliyoruz. Gelişim bunu ifade eder. Biz öğrenci odaklı bir enstitüyüz. Onlarla ilgileniyor, yön gösteriyor, önlerini açıyoruz. İlgilenmek, yönlendirmek, önlerini açmak gerekiyor. Çünkü, Türkiye’nin bir potansiyeli var. Hem insan kaynağı açısından hem de fiziki unsurlar açısından potansiyeli var. Bunları hayata geçirmek için yöneticiler olarak bizlerin onların önünü açmak, kolaylıklar sağlamak gibi bir misyonumuz var. Bunu gerçekleştirmek için azami gayreti gösteriyoruz” diye konuştu.
“KONTENJANLAR FAZLASIYLA DOLUYOR”
Son olarak kontenjanların anabilim dalları tarafından belirlendiğini ifade eden Özçatalbaş, “Kontenjanları ilgili anabilim dalı yönetimi belirliyor. Genel olarak mühendislik alanları doluyor. Ziraat Fakültesi alanları aynı şekilde. Mimarlık da çok iyi. Buralara kontenjandan daha fazla öğrencilerin başvurduğunu görebiliyoruz. Geçen yıl 450 kişi başvurdu biz bunların 228’ini alabildik” diye konuştu. Öğrencilerin sınav yöntemiyle alındığını da belirten Özçatalbaş, “Master öğrencisi hem yazılı sınav hem de mülakata giriyor. ALES puanı ihtiyacı var. Doktora ise yabancı dil ihtiyacı var. En az 55 YDS puanı alması gerekiyor. Genel Not Ortalaması (GANO) var. Bu parametrelerin ortalamasıyla birlikte mülakattan alınan veri toplanarak öğrencinin başarılı olup olmadığına karar veriliyor” dedi. HABER: YUSUF KATRAĞ
Tel : 0 242 311 76 60 0 242 311 76 61 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim