Bugün 20 Nisan 2025 Pazar
  • Antalya15 °C
  • IMKB

    %
  • Altın
    4074.566
    %0.00
  • Dolar
    37.9464
    %0.00
  • Euro
    43.137
    %0.00
Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
“İklim değişikliği en büyük tehlike”
11 Ekim 2022 Salı 17:13

“İklim değişikliği en büyük tehlike”

Dünyanın önündeki en büyük tehlikenin iklim değişikliği olduğunu vurgulayan ÇMO Antalya Şube Başkanı Derya Ünver, iklim değişikliğiyle meydana gelecek tehlikelere dikkat çekerek 2 derecelik sıcaklık artışıyla dünyanın havale geçireceğini kaydetti.

İklim değişikliğinin çevreye etkilerini değerlendiren Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO) Antalya Şube Başkanı Derya Ünver, dünyanın önündeki en büyük tehlike olduğunu kaydetti. İklim değişikliğiyle mücadelenin herkesin sorumluluğunda olduğunu vurgulayan Ünver, yeteri kadar önlem alınmazsa 1-2 derecelik sıcaklık artışıyla dünyanın havale geçireceğini söyledi. İklim değişikliğinin yaratacağı etkilerden, göç ettirmeye varacak sonuçlarına kadar birçok önemli konuda değerlendirme yapan Ünver, katı önlemler alınması gerektiğinin altını çizdi.

 

“ANTALYA, İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNDEN EN FAZLA ETKİLENECEK YERLERDEN”

Dünyada iklim değişikliğinden en fazla Akdeniz havzasının  etkileneceğine işaret ederek bu yerlerden birisinin de Antalya olduğuna dikkat çeken Ünver, “İklim değişikliği, sıcaklığın çok yükselmesine neden olacağı gibi görmediğimiz hava olaylarını yaşamaya başlayacağız.  Aşırı hava olayları göreceğiz. Mesela 3-4 saatte yağması gereken yağmur 15 dakikada yağacak. Zaten bunları görmeye başladık. Ekim ayında 40 dereceleri gördük. Antalya’da böyle bir şey çok da mümkün değildi. Eskiden Antalya’da yağışlı dönemlerde 3-4 hortum vakası yaşanırken günümüzde haftada 3-4 hortum vakası meydana gelir oldu. İklimde alıştığımız hava şartlarının dışına çıkıyoruz” dedi.

 

“HIZLI VE SÜRECE YAYILMAYAN ISINMADAN KAYGI DUYUYORUZ”

Ünver, “İklim değişikliği büyük tehlike. Birçok alt varyasyonu var. İklim değiştiğinde her şey değişiyor. Daha hâlâ ‘İklim değişikliği gerçek mi?’ diye soranlar oluyor. Hâlâ inanmayanlar var. Grafikleri incelediğimiz zaman binlerce yıl içinde dünyanın ısınıp soğuduğunu görüyoruz. Sıcak çağlar soğuk çağlar olmuş ama sanayi devriminden sonraki süreçte ısınma o kadar hızlı bir şekilde olmaya başladı ki bizim kaygı duyduğumuz olay bunun hızlı ve sürece yayılmadan olmasıdır. Çok hızlı ilerliyor” açıklamasında bulundu. 

 

“DÜNYA HAVALE GEÇİRECEK”

Dünya genelinde 1 buçuk derece sıcaklıkta kalabilmek için çalışmalar yapıldığına işaret eden Ünver, “1 buçuk derecede kalınamayacağını anladık ve 2 dereceye yükseldi. Sıcaklık 2 derece artsa ne olacak? denilebilir ama vücudumuzun sıcaklığı 2 derece arttığında ne olduğunu görüyoruz. 2 derecelik artışla insan havale geçiriyor. Dünya da havale geçiriyor. 1 buçuk, 2 derecelik artışla deniz yüksekliği yarım metre artacak. Kıyı kentlerinde ciddi sorunlar oluşacak. Topraklar su altında kalacak, o bölgelerde tarım yapılamaz, insanlar yaşayamaz hâle gelecek ve altyapı sorunları oluşacak” şeklinde konuştu. 

konyaalti-sahili-antalya-turist-turizm-2022-3.jpg

1 BUÇUK DERECELİK SICAKLIK ARTIŞIYLA YAŞANACAKLAR

1 buçuk derecelik sıcaklık artışıyla sel riskinde yüzde 100 artış yaşanacağını belirten Ünver, şunları kaydetti:

“2100’e kadar 46 milyon insan deniz seviyesindeki 48 santimlik yükselmeden etkilenecek. Gıda ürünlerinde daha düşük verim ve düşük besin değeri yaşanacak. Suya erişim ve şiddetli kuraklıktan 350 milyon insan etkilenecek. Mercan resiflerinin yüzde 70’i yok olacak. Az gelirli ülkelerde yavaş ekonomik büyüme riski oluşacak. Dünya nüfusunun yüzde 9’u yani 700 milyon insan 20 yılda 1 aşırı sıcağa maruz kalacak. Böceklerin yüzde 6’sı, bitkilerin yüzde 8’i ve omurgalıların yüzde 4’ü sıcaklık artışından etkilenecek.”

 

2 DERECELİK SICAKLIK ARTIŞIYLA YAŞANACAK RİSKLER

2 derecelik sıcaklık artışında ise sel riskinde yüzde 170 artış meydana geleceğini bildiren Ünver, şunları ifade etti:

“2100’e kadar 49 milyon insan 56 santimetrelik deniz yükselmesinden etkilenecek. Gıda ve besin bulamama sorunu yaşanacak. Mercan resiflerinin tamamı yok olacak. Az gelirli ülkelerde çok daha yavaş ekonomik büyüme olacak. Suya erişim ve şiddetli kuraklıktan 410 milyon insan etkilenecek. Dünya nüfusunun yüzde 28’i yani 2 milyar insan 20 yılda bir aşırı sıcağa maruz kalacak. Böceklerin yüzde 18’i, bitkilerin yüzde 16’sı ve omurgalıların yüzde 8’i etkilenecek.”

 

“İKLİM GÖÇLERİ BAŞLAYACAK”

Bir bölgede insanlar yaşayamaz duruma geldiklerinde göç etmek zorunda kalacaklarına dikkat çeken Ünver, iklim göçlerinin başlayacağını vurguladı. Dünya Bankası tahminlerine göre 2050’ye kadar 140 milyon kişinin yaşadığı toprakları terk etmek zorunda kalacağını belirten Ünver, en büyük göçü Sahra Altı Afrika, Güney Asya ve Latin Amerika’nın vereceğini kaydetti.

 

“YAYLALARIMIZ KENTLEŞMEYE BAŞLADI, ÖNLEM ALINMASI GEREKİYOR”

Antalya’da sıcaklık artınca daha çok insanın serin olan yaylalara gitmeye başlayacağını söyleyen Ünver, “Sıcaklık artınca insanlar yaylalara gidiyor ve yaylalarda kentleşme başlıyor. Asıl hata burada. Antalya’da yaylacılık eskiden çadırlarla oluyordu. Şimdi beton binalar yapılıyor. Yaylalarımız artık kentleşmeye başladı. Bununla ilgili önlem alınması gerekiyor” açıklamasında bulundu.

 

“ÇEVRE SORUNLARININ SEBEBİ NÜFUS ARTIŞI”

Dünyadaki bütün çevre sorunlarının sebebinin nüfus artışı olduğunu vurgulayan Ünver, “Hızlı nüfus artışı, kaynakları daha fazla tüketmek demektir. Belli orandaki kaynakları yüz kişinin tüketmesi farklı bin kişinin tüketmesi farklıdır. Aynı şekilde kaynakları yüz kişinin kirletmesi farklı, bin kişinin kirletmesi farklıdır. Dolayısıyla denizin, yaylaların, şehirlerin bir taşıma kapasitesi var. Bu kapasitenin üzerine çıkıldığında sorun başlıyor” ifadelerini kullandı.

unver.jpg

“TARIM ETKİLENECEK”

İklim değişikliğinin tarım üzerinde de çok büyük olumsuz etkileri olacağına işaret eden Ünver, “Ürün desenleri değişecek. Sıcaklık artışından dolayı bugün burada yetiştirdiğiniz ürünlerin yerine başka ürünler yetiştirmek zorunda kalabileceksiniz. Antalya’da özellikle örtü altı üretim yapılıyor. Aşırı hava olayları günümüzde de yaşandığı gibi seralara daha fazla zarar verecek” diye konuştu.

 

“TURİZM ŞEKLİ VE ZAMANI DEĞİŞECEK”

İklim değişikliğinin turizme de etkileri olacağını belirten Ünver, “Türkiye’nin turizm gelirlerinin büyük bir çoğunluğu Antalya’dan sağlanıyor. İklim değişikliğiyle birlikte turizm şeklimiz ve zamanımız da değişecek. Hava olaylarına göre turizm çeşitlenmesi gerekecek. Enerji ihtiyacı daha da artacak. İklimlendirme için daha fazla enerji harcanacak” dedi.  

 

“ÇEVRE OLMADAN EKONOMİ OLMAZ”

“İklim değişikliği hayatın her alanında yaşamımızı, ekonomimizi her şeyimizi etkileyecek” diyen Ünver, “Çevre olmadan ekonomi olmaz. Ekonominin de iyi olabilmesi için çevreye uyumlu faaliyetler göstermek zorundayız. Bunları birbirinden ayırmak mümkün değil” ifadelerini kullandı.

 

“ÇEVRESEL FELAKETLER SINIR DİNLEMİYOR”

Çevresel felaketlerin ülkelerin sınırları dahilinde kalmayarak sınırları aştığına da dikkat çeken Ünver, “Bildiğiniz gibi Rusya-Ukrayna savaşı yaşanıyor. Savaşlarda kullanılan silahların birçok çevresel zararı var. Arabistan’dan Türkiye’ye çöl tozu geliyor. Havayı sınırlarla kontrol edemiyorsunuz. Sınırlar aşırı akarsular var. Birçok kirlilik hava ve su ile taşınıyor. Dolayısıyla çevresel felaketler ülkelerin sınırlarını aşıyor. Çevre ile ilgili her konu bulunduğu yerle kısıtlı değil” dedi.

 

“KATI ÖNLEMLER ALINMALI”

İklim değişikliğine karşı daha katı önlemler alınması gerektiğinin altını çizen Ünver, “Enerji kullanımında katı önlemler alınmalı. Yapılan her işin ekolojik ayak izi hesaplanmalı ve faaliyetlerin yönü ona göre dizayn edilmeli. İklim değişikliğinin en büyük sebebi karbon miktarının artmasıdır. Bunun da enerji, ulaşım gibi birçok sebebi var” açıklamasında bulundu.

 

“MÜCADELE HERKESİN SORUMLULUĞUNDA”

İklim değişikliğiyle mücadelenin herkesin sorumluluğunda olduğunu vurgulayan Ünver, “Herkes bu sorumluluğunu yerine getirmeli. Basit önlemler olarak gördüğümüz şeyler aslında basit değil. Birleştiği zaman totalde çok ciddi önlemler oluyor. Bir kişide bile davranış değişikliği bence başarıdır. Her şey bireyden başlıyor. Önce herkesin vatandaş olarak çevreye daha uyumlu, çevreye daha az zarar veren davranışlar sergilemesi gerekiyor. Bunu da yönetenlerden talep etmeli. Dünyada 8 milyar insan yaşıyor. Herkes günde bir pipet kullansa 8 milyar pipet kaç defa dünyanın etrafını döner. Yaptığınız bir eylemin sonucunda hangi canlıya zarar verdiğinizi bilmiyorsunuz” diyerek tek kullanımlık ürünlerin tercih edilmemesi gerektiğine dikkat çekti.     

 

“ÖNEMLİ OLAN AZ TÜKETMEK, AZ ATIK OLUŞTURMAK”

Önemli olanın az tüketmek, az atık oluşturmak olduğunu kaydeden Ünver, “Bunu yapmamız gerekiyor. Her şeyin tüketiminde minimalist bir yaşama geçmeliyiz. Sonrasında tükettiğimiz şeyleri doğayla uyumlu, doğaya zarar vermeyen kaynaklardan elde etmeye bakmalıyız. Bu da yöresel ürün kullanmakla olur. Örneğin bir markete gittiğinizde Antalya’da üretileni de başka yerlerde üretileni de var. Antalya’da üretileni almak gerekiyor. Çünkü, taşıma sırasında oluşan inanılmaz bir karbon emisyonu var. Bu da iklim değişikliğine sebep oluyor. O nedenle yerel ürün tüketimi önemli. Enerjide yenilenebilir enerjiye geçmek gerekiyor” diye konuştu. HABER: YUSUF KATRAĞ

Bu haber toplam 2309 defa okunmuştur
SPOR
Tüm Hakları Saklıdır © 1983 Antalya Son Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0 242 311 76 60 0 242 311 76 61 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim