“İklim değişikliğine karşı acil önlemler alınmalı”
İklim değişikliğinin daha büyük felaketleri beraberinde getirdiğine dikkat çeken ANSİAD Başkanı Akın Akıncı, “İklim kriziyle acil olarak yüzleşmeli, bununla ilgili inceleme ve araştırmalara başlamalı, finansmanları oluşturmalıyız. Şuana kadar birçok şeyde geç kaldığımız gibi umarım bunda geç kalmayız” dedi. Akıncı, iklim değişikliğine karşı acil olarak önlemlerin alınması gerektiğini vurguladı.
Antalya Sanayici ve İş İnsanları Derneği (ANSİAD) tarafından, iklim değişikliğiyle mücadelede çevreci dönüşüm için iklim politikalarının benimsenmesine yönelik 2021 yılı çalışma teması olarak belirlenen ‘İklim Değişikliği ve Sürdürülebilir Çevre’ ile ilgili “İklim Değişikliğinin Antalya’ya, Çevreye ve Ekonomiye Etkileri” konulu basın toplantısı düzenlendi. Dün sabah şehir merkezindeki bir otelde gerçekleştirilen toplantıda ANSİAD İklim Değişikliği ve Çevre Çalışma Masası Başkanı & Arüv Çevre Yönetim Kurulu Başkanı Cem Arüv, “Uluslararası İklim Politikaları ve Türkiye” hakkında bir sunum gerçekleştirdi. Sunumunda iklim değişikliği nedeniyle yaşanabilecek büyük felaketlere dikkat çeken Arüv, Antalya’nın da bundan etkileneceğinin altını çizdi. İklim değişikliğine karşı tedbirlerin biran önce alınması gerektiğini vurgulayan ANSİAD Başkanı Akın Akıncı ise, dernek olarak farkındalık oluşturmaya çalıştıklarını belirtti.
TEMA, İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VE SÜRDÜRÜLEBİLİR ÇEVRE
Derneğin çalışmalarından bahsederek stratejik planda yer alan planlamaya göre süreci verimli geçirmek için 7 ana başlık altında çalışma masaları oluşturduklarını bildiren ANSİAD Başkanı Akın Akıncı, “Bunlar Girişimcilik, Kent Gelişimi, İklim Değişikliği ve Çevre, Ekonomik ve Sektörel Gelişme, Dijital Dönüşüm, Üye İlişkileri Sanat Spor ve Sosyal Sorumluluk, Uluslararası İlişkiler ve AB Çalışma Masaları” dedi. Her yıl Girişimcilik Günlerinde bir tema belirlendiğine dikkat çeken Akıncı, bu yılki temayı iklim değişikliği ve sürdürülebilir çevre üzerine kurduklarını söyledi. Akıncı, bu yıl belirlenen “İklim Değişikliği ve Sürdürülebilir Çevre” temasıyla ilgili paneller, toplantılar ve fikir yarışması düzenleneceğini de açıkladı.
“ÇEVRE KONUSUNDA TAAHHÜT VERDİK”
UN Global Compact üyesi olarak çevre konusunda taahhüt verdiklerini kaydeden Akıncı, “İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, ILO Sözleşmesi ve ilgili diğer BM sözleşmelerini referans alarak 10 ilke doğrultusunda ve sürdürülebilir kalkınma için küresel amaçları doğrultusunda çalışmalarımızı gerçekleştirmeyi taahhüt ettik. Özellikle insan hakları, çalışma standartları ve çevre konularında ilerleme kaydedeceğimizi ve raporlayacağımızı taahhüt etmiş bulunuyoruz” diye konuştu.
“İKLİM KRİZİYLE ACİL OLARAK YÜZLEŞMELİYİZ”
“İklim kriziyle acil olarak yüzleşmeli, bununla ilgili inceleme ve araştırmalara başlamalı, finansmanları oluşturmalıyız” diyen Akıncı, “Şuana kadar birçok şeyde geç kaldığımız gibi umarım bunda geç kalmayız. Çünkü, tarımdan turizme kadar ciddi bir şekilde tüm ekonomiyi, alışkanlıklarımızı değiştirecek bir tehlike var. Antalya’da sıcaklıkların 45-50 dereceleri görmesi turizmin bitmesi demektir. Susuzluk olduğu zaman alışılmış tarımın, iş kollarının değişmesi demektir. Onun için acil önlemler alınması gerekiyor” ifadelerini kullandı.
“DÜNYADAKİ ORTALAMA SICAKLIK ARTIYOR”
Akıncı’nın konuşmasından sonra sunumunu gerçekleştiren ANSİAD İklim Değişikliği ve Çevre Çalışma Masası Başkanı & Arüv Çevre Yönetim Kurulu Başkanı Cem Arüv ise, karbondioksit ve metan gazı birikmesiyle ortaya çıkan sera gazı etkisi nedeniyle dünyada ortalama sıcaklığın artmakta olduğuna dikkat çekti. Yapılan hesaplamalara göre dünyanın ortalama sıcaklığının 14 derece iken 1989 yılından 2000 yılına kadar yapılan ölçümler değerlendirildiğinde 1.1 derece arttığının tespit edildiğini belirten Arüv, 2021 yılına kadar olan sürede yapılan analizlerde artışın devam ettiğine işaret etti. Yapılan bir çalışmaya göre herhangi bir tedbir alınmazsa dünyanın ortalama sıcaklığının 2100 yılına kadar 1.7 ila 4.2 derece daha yükseleceğinin ifade edildiğini kaydeden Arüv, bunun gerçekleşmesi halinde Antalya’daki sıcaklıkların 45 derece ve üzerine fırlayacağını söyledi.
“BİYOLOJİK REAKSİYON GELİŞİYOR”
Sıcaklık artınca, göl ve sular gibi doğal ortamlarda biyolojik reaksiyonun hızla geliştiğini açıklayan Arüv, bu nedenle ortamdaki oksijenin tükendiğini ve canlıların ölümüyle sonuçlanan durumla karşı karşıya kalınabildiğini belirterek Marmara’da yaşanan müsilaj örneğini verdi.
“OLAĞANÜSTÜ FELAKETLER BİR REALİTE OLARAK KARŞIMIZDA”
Çeşitli örnekler vererek iklim değişikliği nedeniyle yaşanan olağanüstü felaketlerin de bir realite olarak karşımızda durduğunu söyleyen Arüv, iklim değişikliğine karşı önlemlerin biran önce alınması gerektiğine işaret etti.
“ARA MEVSİMLER ORTAYA ÇIKTI”
Yaşanan iklim değişikliği nedeniyle artık mevsimlerin de değiştiğine dikkat çeken Arüv, “Ben ülkemizde beşinci mevsimin oluştuğunu düşünüyorum. İlkbahar, Yaz, Sonbahar, Kış var ama birde ara mevsimler oluşmaya başladı. Normal şartlarda bu aylarda Antalya’da yağmurlar yağması gerekirken, hayat Yaz gibi devam ediyor” şeklinde konuştu.
“AFETLERİN SIKLIK VE ŞİDDETİNİN ARTMASINA NEDEN OLUYOR”
İklim değişikliğinin nedenlerinden bahsederek doğada nelere sebep olduğuna dikkat çeken Arüv, “Aşırı sıcaklıklar, aşırı yağışlar, şiddetli kasırga ve fırtınalar gibi aşırı hava olayları kuraklık, yangın, sel ve benzeri afetlerin sıklık ve şiddetinin artmasına neden oluyor” diyerek yaşanabilecek tehlikelere işaret etti.
ALINMASI GEREKEN TEDBİRLERİ ANLATTI
İklim değişikliği etkilerini azaltmaya yönelik tedbirleri de anlatan Arüv, “Doğaya yapılan tahribatın azaltılması için yaşam alanlarımızdaki tüm bölgelerin plan kararlarının alınması aşamasında, bundan sonraki süreçte iklim değişikliği etkilerini dikkate alacak yasal düzenlemelerle karara bağlanması sağlanmalı. Yerleşim alanlarının çarpık kentleşme yerine doğru şehircilik ilkeleri ile planlamaları yapmasının sağlanması için tüm yerel ve merkezi idarelerin karar alması sağlanmalı. Altyapıların yeterli olması sağlanmalı. İnsanların riskli alanları yaşam alanı olarak kullanması engellenmeli” şeklinde açıklamada bulundu. Arüv, alınabilecek diğer tedbirleri de dile getirdi.
“KANTARIN TOPUZUNU KAÇIRDIK”
“Biz insan olarak kantarın topuzunu kaçırmış durumdayız” diyen Arüv, “Çok ciddi oranda karbon salınımına neden oluyoruz. Dünyanın ihtiyacı olan gıdanın iki katını üretip, yaşayan nüfusun yüzde 50’sinin aç olduğu bir sistemde yaşıyoruz. İki katını üretiyoruz ama yüzde 50’si aç. Bozuk bir sistem var ortada. Bu sistemin düzeltilmesi gerekiyor” dedi.
“PARİS İKLİM ANLAŞMASI YETERİ KADAR TARTIŞILMADI”
Türkiye’nin geçtiğimiz günlerde Paris İklim Anlaşmasını imzaladığını da hatırlatan Arüv, “Bu anlaşmayı imzalamakla biz alınacak kararlarda etkili hâle geldik” dedi. Anlaşmanın imzalanmasıyla Türkiye’nin bazı sorumlulukları yerine getirmek zorunda kalacağına da dikkat çeken Arüv, “Girmesi bir imzayla ama çıkması o kadar kolay değil. Kurulacak olan komisyonlarda çıkışla ilgili prosedürler yeni belirlenecek. Şuan girmesini biliyoruz, nasıl çıkılacağını bilmiyoruz. Belki çıktım dediğiniz anda çıkamayacağınız bir sözleşmeye imza atmış durumdayız. Şuanda tanımlanmış bir çıkmak kavramı yok. Bu anlaşmanın detayıyla tartışılması gerekmez miydi? Yeteri kadar tartışılmadı. Bu anlaşmayla maalesef bir takım yükümlülüklerimizi devretmiş durumdayız. Şuanda farkında değiliz ama daha sonra bunlar yaptırım olarak gelecek” açıklamasında bulundu.
“DENİZ SUYU 80 SANTİM YÜKSELEBİLİR”
İklim değişikliğiyle Akdeniz’deki su seviyesinin 80 santim yükseleceği şeklinde bir görüş oluştuğunu belirten Arüv, şunları dile getirdi:
“Antalya’da deniz seviyesinin 80 santim yükselmesi ne demek? Bizim bunu tartışmamız gerekiyor. Serik’in Abdurrahmanlar bölgesi, Belek’in arka tarafları eksi kodludur. Yani sıfır kodunun altında eksi 2.5-3 seviyesindedir. Kışın o bölgeleri su basar. Deniz 80 santim yükseldiği anda denizdeki suyun gerek yüzeysel, gerekse yer altından bir hareketi söz konusu olacak. Şuanda oralarda tarımsal olarak kullanılan alanların ya da Konyaaltı’nın Arapsuyu Mahallesi gibi konut yerleşim alanı olarak kullanılan yerlerin su altında kalmasına sebep olacak. Biz tedbirleri almazsak 2100 yılına kadar buzulların erimesi neticesinde Akdeniz’deki sular yükselecek olursa Abdurrahmanlar’da bir liman yapabilir hâle gelebiliriz. İkincisi toprağın tuzlanması söz konusu. Toprak tuzlanması tarımsal faaliyetlerin durması demektir. Turizm faaliyetleri Kış aylarında yapılabilir duruma gelecek. Çünkü, Temmuz, Ağustos aylarında Antalya’da artık yaşanabilecek bir sıcaklıktan söz edemeyeceğiz.”
“AFAD İHTİYAÇ DUYULMAMASI GEREKEN BİR KURUMDUR”
Konuşmasında AFAD’a yönelik eleştirilerde de bulunan Arüv, “Başarılarından bahsediyoruz. Bir afet kurumunun başarılarından bahsetmek acziyettir. Devletin gerekli tedbirleri almadığının belgesidir. AFAD mutlaka ihtiyaç olan bir kurumdur. Yaptığı işlerden dolayı elbette gurur duyacağız ama ihtiyaç duyulmaması gereken bir kurumdur. AFAD gibi bir kuruma ihtiyacınız varsa o zaman bir takım sorumluluklarınızı yerine getirmiyorsunuz demektir” diye konuştu. HABER: YUSUF KATRAĞ
- Erbaş, Hacı Bayram Veli Camii’nde teravih namazı kıldırdı
- Otomobilin yan yattığı kaza anı kameraya yansıdı
- Samsun'da trafik kazası: 3 yaralı
- ABD'de düzenlenen yarışmada dünya 2.'si oldu
- 1
- 2
- 3
- 4
- 5
- 6
- 7
- 8
- Antalya’da hortum yıkıp geçti, evler ve seralar hasar gördü
- Rus turist fırtınanın oluşturduğu dev dalgalar arasında denize girdi, ceket giyenlere güldü
- Müezzin ve cemaati camiye sokmayan eli bıçaklı şahıs tutuklandı
- Isparta’da iki otomobil çarpıştı: 7 yaralı
- Antalya Büyükşehir, afet bölgesinde incelemelerde bulunup yardım eli uzattı
Tel : 0 242 311 76 60 0 242 311 76 61 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim