İMO Antalya’da kuruluş yılı coşkusu
İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Antalya Şubesi tarafından Oda’nın kuruluşunun 67’nci, Şubenin kuruluşunun ise 33’cü yılı büyük bir coşkuyla kutlandı. Meslekte 25, 40, 50 ve 60’ncı yıllarını dolduran üyelere onur belgeleriyle plaketleri verilirken, en genç üyeye baret takıldı.
İnşaat Mühendisleri Odası'nın 67’nci, İMO Antalya Şubesi’nin 33’ncü kuruluş yıldönümü, şehir merkezindeki bir otelde düzenlenen törenle kutlandı. Törende 25, 40, 50 ve 60’ncı yıllarını dolduran üyelere onur belgeleriyle plaketleri verildi. En genç üyeye ise plaket verilerek baret takıldı. Yoğun bir katılımla gerçekleştirilen törene ATSO Başkanı Davut Çetin, ANSİAD Başkanı Akın Akıncı, JMO Antalya Şube Başkanı Bayram Ali Çeltik, HKMO Antalya Şube Başkanı Okan Hançer, ANTEV Başkanı Sarper Dermut, Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Baş Danışmanı ve İMO Antalya Şubesi eski Başkanı Cem Oğuz, İMO temsilcilik kurulları üyeleri ve çok sayıda İMO üyesi katıldı.
“CİDDİ SORUNLARLA KARŞI KARŞIYAYIZ”
Törende konuşan İMO Antalya Şube Başkanı Mustafa Balcı, “Ülkemizin ve dünyamızın, çok ciddi sorunlarla karşı karşıya bulunduğu bir süreçte sizlerle birlikteyiz. Gönül isterdi ki; savaşlardan ve terörden arınmış bir dünyada, ekonomik sıkıntıların ve işsizlik sorunlarının asgariye indirildiği, meslektaşlarımızın her birinin ve ailelerinin insana yakışır bir yaşam sürdüğü, insanlarımızın Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün hedef gösterdiği, muasır medeniyetler seviyesine doğru, güven ve huzur içerisinde hızla yol aldığı bir süreçte sizlerle birlikte olalım. Fakat; bir yandan ekonomik sorunlarla uğraştığımız, diğer yandan hep birlikte mahvettiğimiz yaşam alanlarımızı nasıl düzeltebiliriz diye kafa yorduğumuz, bir taraftan da iki senedir mücadele etmeye çalıştığımız salgın şartları altındaki bir süreçte sizlerle birlikteyiz” dedi.
“SİYASETİN UZLAŞMA SANATI OLDUĞU UNUTULMAMALI”
Yurt içinde yaşanan siyasi kamplaşmaya dayalı olarak gelişen terör ve kavga ortamı ile Ortadoğu’da yaşanan savaşların sorunların başında geldiğini belirten Balcı, “Türkiye, kendi varlığını tehdit eden saldırılar karşısında meşru müdafaa hakkını kullanmak zorunda kalmadığı, hukuki, yasal ve anayasal zorunluluklar dayatmadığı sürece savaştan hep uzak kalmıştır, uzak kalmaya da devam etmelidir. Siyaset, ırk, din ve mezhep siyaseti olarak şekillendirilmemeli. Siyaset, etnik kimliği, dini, mezhebi, siyasetin dayanak noktası haline getirmemeli. Her ırktan, etnik kökenden, inançtan, mezhepten insanların bir arada yaşadığı Anadolu coğrafyası siyaseti, anlayış olarak hakim kılınmalı. Siyasetin bir uzlaşma sanatı olduğu ise kesinlikle unutulmamalı” diye konuştu.
“HEDEF, HALKIN REFAHI VE KARDEŞÇE YAŞAMASI OLMALI”
“Hukukun üstünlüğü, yargının bağımsızlığı olmazsa olmazımız olmalı” diyen Balcı, “Hesap veren bir siyaset anlayışına ihtiyaç var. İşini iyi yapamayan siyasetçinin yerine işini iyi yapanın tercih edileceği bir siyasi arena yaratılmalı. Özgürlüğü, eşitliği, hukuku, toplumsal barışı yok eden politikalar ve siyasetçiler güçlü ülke olmanın önündeki en büyük engeldirler. Siyasetçilerin ana hedefi mutlaka ama mutlaka halkın refahı, mutluluğu ve kardeşçe bir arada yaşaması olmalı. Türkiye, Mustafa Kemal’in ‘Yurtta Barış, Dünya’da Barış’ anlayışı ile varlığını devam ettirmeli” ifadelerini kullandı.
“CUMHURİYETİ SONSUZA DEK YAŞATMAK HEPİMİZİN GÖREVİ”
Ülke olarak çok badireler atlattığımızı ve atlatmaya devam ettiğimizi vurgulayan Balcı, şunları dile getirdi:
“Bize bugünleri armağan edenleri, verilen o büyük mücadeleleri fazla önemsemez bir tutum takınıyoruz. Cumhuriyet nasıl kuruldu, kaç şehit verdik? Ulu Önder Cumhuriyeti kuramasaydı şimdi halimiz ne olurdu, nasıl bir ülkeye dönüşürdü bu topraklar? Ara ara da olsa bunları düşünmemiz gerekiyor. Düşünür gibi yapıyoruz kimi zaman ama o da buram buram çaresizlik siyaseti kokuyor. Önüne, arkasına bir şeyler takmadan Atatürk’ün kurmuş olduğu cumhuriyetimizi sonsuza dek yaşatmak hepimizin görevidir. Çünkü Cumhuriyet, aydınlanmanın adıdır. 96 yıl önce yakılan bir meşaledir. Cumhuriyet laiktir. Din temiz duygular içerisinde kalbimizde yaşasın diye, kimse kirli siyasetine alet etmesin diye kurulmuştur Cumhuriyet. Cumhuriyet bir halkın özlemidir. Savaşlardan yorulmuş, yoksul ve viran kalmış ülkesinde, ‘yurtta barış, dünyada barıştır’ Cumhuriyet. Cumhuriyet emektir alın terinden akan, namusuyla kazançtır hiç kimseye el açmadan. Bu yüzden yüzlerce fabrika kurulmuştur dört yandan. Cumhuriyet demir ağlardır. Bütün ülke kalkınsın demektir. Bağımsız bir ülkedir. Devrimlerdir, Atatürk’ün gösterdiği yolda ilerlemek, ilimdir, fendir. Bu yüzden Atatürk, ‘Bir gün söylediklerim bilime aykırı düşerse, bilimi seçin’ diyebilmiştir. İşte bu tanımlar doğrultusunda Türkiye Cumhuriyeti, kuruluşundan bugüne dek bağımsızlığın ve özgür düşüncenin temel taşı olmuştur. Bu eşi benzeri görülmemiş hikâyenin yaratıcısı Mustafa Kemal Atatürk ile silah ve çalışma arkadaşları önünde saygıyla eğiliyorum. İçinden geçtiğimiz zor koşullardan; Atatürk’ü okuyarak, anlayarak, özümseyerek, ilke ve inkılâplarını yılmaz bir biçimde savunarak çıkacağımıza olan inancımın tam olduğunu ifade etmek istiyorum.”
“MESLEKTAŞLARIMIZ İŞSİZLİĞE MAHKUM EDİLMEKTE”
Ekonomiye ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Balcı, “Uzunca bir süredir ekonomik krizler ile mücadele etmekteyiz. 3 rakamlı enflasyon senaryolarının konuşulduğu bu günlerde, maalesef döviz kurlarını takip etmekten başımız dönmekte. TÜİK tarafından açıklanan verilerin gerçekliği de aklımızla alay eder mahiyette. Ülkemizdeki ekonomik krizin etkisinin henüz tam anlamıyla piyasalara yansımadığını söyleyebiliriz. Sadece bu yıl içerisinde yüzde 50’ye varan bir döviz artışı nedeniyle, hem özel sektör, hem devlet, hem belediyeler, hem de aileler borçla yüklenilen bir dönemi yaşamaktadır ve bu dönemin açığa çıkaracağı problemlerle önümüzdeki günlerde çok daha fazla karşı karşıya kalacağımızı söyleyebiliriz. Bu süreç içerisinde işini kaybeden meslektaşlarımızın sayısı her geçen gün biraz daha artmakta. Tasarım yapan bürolar yavaş yavaş kapanmakta, okulunu yeni bitiren meslektaşlarımızın iş bulmaları giderek imkânsızlaşmakta. Buna rağmen İnşaat Mühendisliği Diploması veren okul sayısı ve kontenjanları artırılmakta, dolayısıyla meslektaşlarımız her geçen gün biraz daha fazla işsizliğe mahkum edilmektedir” açıklamasında bulundu.
“ÖRGÜTLENME SERÜVENİ YÜZ YILI AŞKIN BİR GEÇMİŞE DAYANIYOR”
Türkiye’de inşaat mühendislerinin örgütlenme serüveninin, yüz yılı aşkın bir geçmişe dayandığını vurgulayan Balcı, “Bir avuç gencin mesleki çıkarlarını koruyabilmek amacıyla bir araya gelmesiyle başlayan bu serüven, aradan geçen zaman içerisinde ülkemizin ve toplumumuzun en derinlerine kadar kök salan bir örgütlülüğe dönüşmüştür. 1954 yılında kurulan TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası, bu köklü tarihin en önemli yapıtaşı ve taşıyıcısıdır. İnşaat Mühendisliği, toplumsal gelişme ve modernleşme süreciyle iç içe geçmiş bir meslek disiplinidir. Gündelik toplumsal yaşamın biçimlenmesinde önemli role sahip tüm alanlar, inşaat mühendisliğinin ilgi alanında bulunmaktadır. Tüm bu alanlarda yapılan düzenlemelerin ekonomik, sosyal ve siyasal sonuçları göz önünde bulundurulduğunda, inşaat mühendisliğinin toplumsal gelişimde oynadığı kurucu rol çok daha belirginleşmektedir” dedi.
“TOPLUMSAL YAŞAMIN İNŞASINDA DA PAY SAHİBİYİZ”
İnşaat mühendislerinin, teknik bilgileri ve yaratıcı zekâları ile medeniyet mücadelesinin en önemli kurucu özneleri arasında yer alırken, yapıların değil bütün olarak toplumsal yaşamın inşasında da büyük pay sahipleri olduklarını vurgulayan Balcı, “Yapıyla kurulan ilişki, aslında toplumla kurulan ilişkinin bir nevi türevidir. İnşa edilen her yol, sadece coğrafyaları değil insanları da birbirine bağlar. İnşa edilen her bina, sadece kumu, demiri, çimentoyu değil seni, beni, onu bir araya getirir. İnşa edilen her baraj, sadece akan suyu değil gelişen toplumu bir arada tutar” diye konuştu. Son olarak mesleğe ve meslek odasına inançlarının tam olduğunu vurgulayan Balcı, emeği geçen herkese teşekkür ederek kuruluş yıldönümünü kutladı.
“GELİNEN NOKTA BİZİ ÜZÜYOR”
Balcı’nın konuşmasında mesleğin tüm portresini gözler önüne serdiğini söyleyen Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Baş Danışmanı ve İMO Antalya Şubesi eski Başkanı Cem Oğuz ise, altyapıdan ulaşıma, barajlardan köprülere çok geniş bir yelpazede çalışma imkanı tanıyan mesleğin yüklediği büyük sorumlulukların meslek mensupları tarafından başarıyla sürdürülmekte olduğunu söyledi. Özellikle son 10 yılda inşaat mühendisi sayısında artış yaşandığına, her üniversiteye fakülte açıldığına dikkat çeken Oğuz, “Niteliksiz eğitimin yarattığı sonuçlar var. Mesleğimizde günümüzün en büyük sorunu işsizlik. Gelinen nokta bizi üzüyor. Meslek örgütümüz, meslek, meslektaş, kent ve ülke sorunlarına çözüm arayışında. Yerel yöneticilere, merkezi yöneticilere çözüm önerileri sunması çok güzel. Başkanımız Muhittin Böcek’in de biz birlikte güçlüyüz, planlı, kurallı, kimlikli kent yaratma anlayışıyla meslek odalarımızla Antalya’yı daha iyi seviyeye nasıl getirebiliriz konusunda çalışmalarımız devam ediyor” diyerek kuruluş yıldönümünü kutladı.
BELGE VE PLAKETLER VERİLDİ
Konuşmalardan sonra meslekte 60, 50, 40 yılını dolduran üyelere onur belgeleri ve plaketleri verildi. Meslekte 25 yılını dolduran üyelere de hizmet belgeleriyle plaket verildi. En genç üyeye ise plaket verilerek baret ve rozet takıldı. Kutlama programı kokteyl ile devam ederken üyeler birbirleriyle sohbet etme ve kaynaşma imkanı yakaladı. HABER: YUSUF KATRAĞ
- Erbaş, Hacı Bayram Veli Camii’nde teravih namazı kıldırdı
- Otomobilin yan yattığı kaza anı kameraya yansıdı
- Samsun'da trafik kazası: 3 yaralı
- ABD'de düzenlenen yarışmada dünya 2.'si oldu
- 1
- 2
- 3
- 4
- 5
- 6
- 7
- 8
- Müezzin ve cemaati camiye sokmayan eli bıçaklı şahıs tutuklandı
- Rus turist fırtınanın oluşturduğu dev dalgalar arasında denize girdi, ceket giyenlere güldü
- Isparta’da iki otomobil çarpıştı: 7 yaralı
- Antalya Büyükşehir, afet bölgesinde incelemelerde bulunup yardım eli uzattı
- Antalya’da hortum seraları vurdu
Tel : 0 242 311 76 60 0 242 311 76 61 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim