Bugün 23 Kasım 2024 Cumartesi
  • Antalya20 °C
  • IMKB

    %
  • Altın
    3005.805
    %1.82
  • Dolar
    34.5348
    %0.14
  • Euro
    36.0249
    %-0.48
Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
“İşçiler, 52 yıl önce tarih yazdı”
16 Haziran 2022 Perşembe 17:25

“İşçiler, 52 yıl önce tarih yazdı”

1970 yılındaki 15-16 Haziran’da gerçekleşen büyük işçi direnişinin yıldönümü nedeniyle açıklama yapan DİSK Akdeniz Bölge Temsilcisi Vedat Küçük, “Bundan tam 52 yıl önce Türkiye işçi sınıfının tarihi yeniden yazıldı. 15-16 Haziran 1970’te bir araya gelen,

1970 yılındaki 15-16 Haziran’da gerçekleşen büyük işçi direnişinin yıldönümü nedeniyle açıklama yapan DİSK Akdeniz Bölge Temsilcisi Vedat Küçük, “Bundan tam 52 yıl önce Türkiye işçi sınıfının tarihi yeniden yazıldı. 15-16 Haziran 1970’te bir araya gelen, omuz omuza veren işçiler tarih yazdı” dedi.

 

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun (DİSK) kapatılmasının gündeme geldiği, 15 Haziran 1970’de 150 bini aşkın işçinin İstanbul’da yürüyüşe geçtiği, 16 Haziran’da Gebze, Ankara, İzmir ve İzmit’te mitingler yapıldığı büyük işçi direnişinin 52’nci yıldönümü nedeniyle DİSK Akdeniz Bölge Temsilciliği tarafından Attalos Meydanı’nda açıklama yapıldı. CHP İl Başkanı Nuri Cengiz, CHP Kadın Kolları Başkanı Nilüfer Deveci, Birleşik Kamu İş Antalya İl Başkanı Sadık Acar ve KESK’e bağlı sendika temsilcilerinin de destek verdiği açıklamayı DİSK Akdeniz Bölge Temsilcisi Vedat Küçük yaptı. “Faşizme karşı omuz omuza, İşçilerin birliği sermayeyi yenecek, Birleşe birleşe kazanacağız” şeklinde sloganların atıldığı açıklamada konuşan Küçük, o dönemde işçi sınıfının DİSK’ten koparılamadığının altını çizdi.

sam-2190.jpg

“ŞANLI BİR DİRENİŞ”

“15-16 Haziran büyük işçi direnişi, işçi sınıfının sendikal haklarını ve DİSK’i savunduğu şanlı bir direniştir” diyen Küçük, “O dönemin hükümeti, patronların isteği doğrultusunda DİSK’i yok etmek istiyordu. Böylece işçileri daha ucuza çalıştırmak istiyor, işçi sınıfına kölelik dayatıyorlardı. Ancak hiçbir baskı ile DİSK’i yok edemediler. İşçi sınıfını DİSK’ten koparamadılar. İşte bu nedenle dönemin hükümeti Sendikalar Kanunu’nda değişiklik yaparak DİSK’i ortadan kaldırmak istedi. Tüm tepkilere ve uyarılara rağmen Yasa Meclis’e getirilince DİSK direniş kararı aldı. İki gün boyunca İstanbul ve İzmit’te on binlerce işçinin iş bırakarak katıldığı genel direniş ve yürüyüşler yapıldı” hatırlatmasında bulundu.

 

“DAYANIŞMA VE MÜCADELENİN SEMBOLÜ”

O dönemde birleşen işçileri hiçbir şeyin durduramadığını belirterek 3 işçinin yaşamını yitirdiğini hatırlatan Küçük, şunları söyledi:

“DİSK Genel Başkanı Kemal Türkler’in de aralarında olduğu yüzlerce kişi tutuklandı, binlerce işçi işten atıldı ancak sonunda işçiler kazandı. DİSK’i yok etmek isteyen ve tek sendika dayatan Yasa, büyük işçi direnişinin etkisiyle Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildi. 15-16 Haziran 1970’teki onurlu direnişimiz, işçi sınıfının birliğinin, dayanışmasının ve mücadelesinin sembolü haline geldi. 15-16 Haziran yalnızca anılması gereken bir tarih değil, işçi sınıfının elini kolunu bağlama girişimine karşı bir itirazdır, sendikal hak ve özgürlükleri savunma direnişidir.”

 

“İŞÇİLER BAŞTA OLMAK ÜZERE HALK KESİMLERİ BÜYÜK BEDELLER ÖDÜYOR”

15-16 Haziran 1970’te işçi sınıfının ‘Artık yeter’ dediğini belirterek bugün de ‘Artık yeter’ deme günü olduğunu söyleyen Küçük, konuşmasına şöyle devam etti:

“Bugün taleplerimizi omuz omuza yükseltme günüdür. Yüksek enflasyon ve hayat pahalılığı nedeniyle bu ülkenin işçileri başta olmak üzere geniş halk kesimleri ağır bedeller ödüyor. Çarşıdaki, pazardaki zamlar ücretleri eritiyor. Ekmeğimiz küçülüyor, faturalarımız kabarıyor. Bir yandan yoksulluk, diğer yandan servetler artıyor. İktidarın politik tercihleri adaletsizliği büyütüyor. Ülkeyi yönetenler ‘Türkiye büyüyor’ diye övünüyor. Bizler ürettik, bizler çalıştık ama o büyümeden pay alamadık. Milli gelir içinde emeğin payı son iki yılda yüzde 39’dan yüzde 31’e düştü. Sermayenin payı ise yüzde 42’den yüzde 48'e çıktı. Dar gelirliler kaybetti, ücretliler kaybetti, on milyonlarca insanımız kaybetti, bir avuç sermayedar kazandı.”

samiiiii.jpg

“GEÇİM SAVAŞI VERİYORUZ”

Yılın ilk 6 ayında resmi enflasyonun yüzde 21’den 73’e tırmandığını, dar gelirli ve asgari ücretlinin gıda enflasyonunun yüzde 130’a yaklaştığını söyleyen Küçük, yüksek enflasyon nedeniyle yılın ilk 5 ayında asgari ücretlinin parasının eriyip gittiğini dile getirdi. Ülkeyi yönetenlerin geçim sorunlarına çare üretmek yerine, rakamlarla mücadele ettiklerini ileri süren Küçük, “Hiç kimsenin inanmadığı bir enflasyon rakamı açıklayarak bizleri daha düşük ücretlere mahkûm etmek istiyorlar. Enflasyonu olduğundan düşük göstererek emeğimizi daha da ucuzlatmak istiyorlar. Bunun adı fakirden alıp, zengine vermektir. Başta işçi sınıfı olmak üzere halkımız yaşam mücadelesi verirken az sayıda para ve iktidar sahibi servetlerinin, lükslerinin, ihalelerinin, kârlarının, rantlarının bir kısmından bile vazgeçemiyorlar. Asgari ücretten vergi kesilirken, üç beş şirketin milyonluk vergileri sıfırlanıyor. Ücretlerimizden kesintiler sürerken patronlara kıyak üzerine kıyak yapılıyor. Kur Garantili Mevduat hesabıyla bizden toplanan vergiler bir avuç zengine ve bankalara aktarılıyor. Biz geçim savaşı yürütürken bir avuç patron ve banka adına işçi sınıfına karşı sınıf savaşı şiddetleniyor.”

sam-2186.jpg

“SENDİKAL HAKLARI KULLANMANIN ÖNÜNDEKİ ENGELLER BÜYÜYOR”

“52 yıl sonra bugün de işçi sınıfının örgütlenmesinin, sendikalı olmasının, DİSK’li olmasının ve başta grev hakkı, toplu iş sözleşmesi hakkı olmak üzere sendikal haklarını kullanmasının önündeki engeller giderek büyüyor” diyen Küçük, “Sendikal barajlarla, yetki hileleri ile işçilerin sendikal haklarını kullanması engelleniyor. Sendikalı işçiler işten çıkarılıyor, işverenlerin her türlü hukuksuzluğuna göz yumuluyor. Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu’nun Küresel Hak Endeksine göre Türkiye işçi hakları açısından en kötü 10 ülke arasında sayılıyor. Haklarımızı, yaşamlarımızı ve memleketimizi nasıl savunacağımızı tarihimizden biliyoruz. Bundan 51 yıl önce, 15-16 Haziran 1970’de ayağa kalkan işçi sınıfından dersler almamız gerekiyor” şeklinde konuştu.

 

“SENDİKAL HAKLARI KULLANMANIN ÖNÜNDEKİ ENGELLER KALDIRILMALI”

Konuşmasında işçilerin taleplerini de dile getiren Küçük, “Hayat pahalılığı karşısında işçi sınıfının yaşadığı gelir kaybını telafi etmesinin en önemli yolu, sendika ve grev hakkıdır. Bu hakların kullanımı önündeki tüm yasal ve fiili engeller derhal kaldırılmalı. Başta asgari ücret olmak üzere tüm ücretler ve emekli maaşları artırılmalı. Elektrik, su, doğalgaz ve internet faturalarına yapılan zamlar geri alınmalı, temel tüketim mal ve hizmetleri vergi ve kesintiden muaf tutulmalı. Tüm fiyatları doğrudan etkileyen akaryakıt üzerindeki vergi yükü düşürülmeli. Enflasyon karşısında eriyen ücretler üzerindeki vergi yükü azaltılmalı. Kâr ve faiz gelirlerinin vergilendirildiği, çok kazananın çok vergi verdiği adil bir vergi politikası benimsenmeli. Yoksulluğu yenmek için güvenceli istihdam şart. Bugün başta belediyeler olmak üzere birçok iş kolunda çeşitli isimler altında devam eden tüm güvencesiz istihdam biçimlerine son verilmeli. Kadrolu, güvenceli bir iş herkesin hakkıdır, belediye şirket işçilerine kadro verilmeli” dedi. HABER: YUSUF KATRAĞ

Bu haber toplam 5083 defa okunmuştur
SPOR
Tüm Hakları Saklıdır © 1983 Antalya Son Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0 242 311 76 60 0 242 311 76 61 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim