Kepez meclisinde İstanbul Sözleşmesi gerginliği
Kepez Belediyesi’nin Nisan ayı olağan meclis toplantısında feshedilen İstanbul Sözleşmesi ile ilgili gerginlik yaşandı. Sözleşmenin feshini eleştiren CHP’li meclis üyesi Avukat Nesibe Bahadır’a Başkan Hakan Tütüncü, MHP Grup Sözcüsü Ali Baki Sarıca ve AK Parti Grup Sözcüsü Serhat Demir sert cevap verdi.
Kepez Belediyesi’nin Nisan ayı olağan meclis toplantısı, dün belediye meclis salonunda gerçekleştirildi. Toplantıda Başkan vekilliğine, meclis divan katipliğine, encümen üyeliğine ve komisyon üyeliklerine seçimler yapıldı. 2020 yılı Denetim Komisyonu Raporu’nun okunarak 2020 yılı Faaliyet Raporu’nun görüşüldüğü ve oylandığı toplantıda, CHP’li Meclis Üyesi Avukat Nesibe Bahadır’ın İstanbul Sözleşmesi’nin feshine yönelik konuşması gerginlik yarattı.
“KINIYORUZ”
İstanbul Sözleşmesi’nin kadınların yaşam hakkını korumaya, ev içi şiddeti ve nefret suçlarını önlemeye yönelik bir sözleşme olduğunu belirten CHP’li Meclis Üyesi Avukat Nesibe Bahadır, 24 Kasım 2011’de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde tüm partilerin oy birliğiyle kabul edildiğini hatırlattı. “Geçenlerde bir gece kararname ile iptal edilmek istendi” diyen Bahadır, “Bu girişimi kınadığımızı belirtmek istiyorum” ifadelerini kullandı. İstanbul Sözleşmesi’nin fesih kararından sonra 20 saatte 6 kadının öldürüldüğüne dikkat çeken Bahadır, “Mevcut sistemin, tek bir adamın bir gece yarısı aldığı kararla meclis iradesinin üstüne çıkmak istediği, dolayısıyla meclisin ve milletin iradesinin bu şekilde yok sayılmasını kınıyoruz. Bu sistemin hepimize sıkıntı yaratacağını belirtmek istiyorum. Bu sıkıntının kadınların, çocukların ve LGBT’lilerin şiddetten korunmasını sağlayan bir sözleşmeyle olmasının da ayrıca üzücü olduğunu belirtmek istiyorum” diye konuştu.
“TARAF OLMAK NE KADAR HAKSA, ÇEKİLMEK DE O KADAR HAK”
Bahadır’a cevap veren MHP Grup Sözcüsü Ali Baki Sarıca ise, TBMM’de oy birliğiyle kabul edilen İstanbul Sözleşmesi’nin zaman içerisinde milli ve manevi yapıyla çelişen uygulama sonuçlarının kaygı verici düzeyde artış gösterdiğini belirtti. Sözleşmenin aileyi ve kadını güçlendirmek yerine küresel lobilerin, baskı gruplarının, çıkar odaklarının ve cinsel sapıkların propaganda mecrası haline geldiğini vurgulayan Sarıca, sözleşmenin feshinin yerinde olduğunu söyledi. Kadın cinayetlerini engellemenin, şiddet, tecavüz, taciz vakalarıyla mücadele etmenin sorumluluk mevkiinde bulunan herkesin başlıca görevi olduğunu kaydeden Sarıca, “Bu konuda herhangi bir sözleşmenin denetimine, gözetimine veya muhtevasına ahlaken ve manen ihtiyaç yok. Sözleşmeye taraf olmak ne kadar haksa, sözleşmeden çekilmek de o kadar haktır” dedi.
DEMİR SERT ÇIKTI
Nesibe Bahadır’ın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan “Bir adam” diye bahsetmesine sert tepki gösteren AK Parti Grup Sözcüsü Serhat Demir ise, “Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı’ndan ‘Bir adam’ diye söz etmek hiçbir siyasi nezakete uymaz. O ifadeyi kendisine iade ediyorum” dedi. Bahadır’a İstanbul Sözleşmesi’nin ne olduğunu ve içinde ne yazdığını soran Demir, “Yasalarda kadınlarımızın, erkeklerimizin, vatandaşlarımızın korunmasına yönelik, temel hak ve özgürlüklerin korunmasında hangi düzenleme yok da İstanbul Sözleşmesi’nde var? İstanbul Sözleşmesi’nde ne varda Türkiye Cumhuriyeti yasalarında yok?” sorularını yöneltti.
“NEDEN İHTİYAÇ DUYULDUĞUNU İMZA ATANLARA SORMAK LAZIM”
Bunun üzerine tekrar söz alan Bahadır, şunları söyledi:
“Nahide Topuz kararından sonra devletin kadını koruyamadığı, dolayısıyla bu alanda bir uluslararası sözleşmeye ihtiyaç duyulduğu hissiyle Avrupa Komitesi bu şekilde bir çalışma oluşturdu. Bu sözleşmeyi ilk olarak Türkiye imzaladı. Anayasamızda temel hak ve özgürlükler düzenlenmiş fakat, bunun uygulanma noktasında böyle bir şeye ihtiyaç duyulmuş ki 2011’de bu çalışma yapılmış. Neden ihtiyaç duyuldu? Bunu 2011’de imza atanlara sormak lazım. 10 yıldır yürürlükte neden durdu? Ne oldu da bir gecede feshedilmeye çalışıldı? Bunu kendi partinizdeki siyasetçilere sormanız gerekir? Sözleşme sanki LGBT’lileri koruyormuş, toplumdaki aile yapısını bozuyormuş gibi yanlış bir algı var. İçinde şiddet olan bir aile sağlıklı bir aile değildir. Biz ısrarla bunu dile getiriyoruz. Sözleşmenin uygulanmasını sağlayan 6284 sayılı yasa ile aile içindeki şiddet önlenmeye çalışıldı. Sözleşmenin devamında yaptığımız kanun bunu uygulamaya çalıştı. Kanun yürürlükte fakat uluslararası sözleşme ile kanun çeliştiği zaman uluslararası sözleşmeyi uyguluyoruz. Ortada uluslararası sözleşme yok, dolayısıyla kanun istenildiği zaman değiştirilebilir. Bunun önü açıldı ve bu bir tehlike. Fesih girişimi kanuna aykırı. Danıştay’a açılmış yüzleri geçen davalar söz konusu.”
“HİÇBİR SÖZLEŞME, ANAYASA’NIN, MİLLİ MECLİSİN ÇIKARDIĞI KANUNLARDAN ÜSTTE DEĞİLDİR”
İstanbul Sözleşmesi’nin Kepez Belediye Meclisi’nin konusu olmadığının altını çizen Başkan Hakan Tütüncü ise, Türk hukuk sisteminin sözleşmeler üzerine değil, bizzat Anayasa maddeleri ve kanunlar üzerine yükseldiğini söyledi. Kanunlar hiyerarşisinin en üstünde Anayasa’nın olduğunu kaydeden Tütüncü, şunları dile getirdi:
“Anayasa’da kadına karşı pozitif ayrımcılığı, bir temel hak ve hürriyet olarak tanımlayan ‘O adam’ diye bahsettiğiniz Recep Tayyip Erdoğan’dır. Kadına yönelik pozitif ayrımcılığı, kadınların daha ayrıcalıklı olmasını Anayasa’ya derc eden Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’dır. Herkes bunu bilsin. Bugün kadına yönelik şiddetin önlenmesine yönelik bütün yasal düzenlemeler de Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın hükümetleri zamanında TBMM tarafından yasalaştırılmıştır. Bu yasaların her biri ayaktadır. Hiçbirisinden en ufak geri adım atılmadığı gibi hükümet bununla ilgili kararlılık mesajlarını yinelemiştir. Anayasa, kamu hukuku benim ilgi alanımdır. Hiçbir ulusal sözleşme Türkiye’nin Anayasasından, milli meclisin çıkardığı kanunlardan üstte değildir. Bunlar bize istikamet çizebilecek bir seviyede de değildir.”
“TÜRKİYE, SÖZLEŞMEDEN ÇEKİLEN İLK DEVLET DEĞİL”
2011 yılında İstanbul sözleşmesine çok sayıda devletin imza attığını hatırlatan Tütüncü, “Bu devletlerden, Avrupa Birliği ülkelerinden birçokları bu sözleşmeden çekildiler. Türkiye, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilen ilk devlet değil. Son devlet de olmayacak. Bundan sonra da muhtemeldir ki bazı devletler, çeşitli gerekçelerle bu sözleşmeden çekilebilirler” açıklamasında bulundu.
“BİR BARDAK SUDA FIRTINA KOPARILMAK İSTENİYOR”
İstanbul Sözleşmesi’ni savunanların sözleşmeyi baştan sona okumamasının acı olduğunu söyleyen Tütüncü, “Defalarca okumuş birisi olarak söylüyorum. Bir bardak suda fırtına koparılmak isteniyor. Kadına yönelik şiddeti engellemeye dönük her türlü yasal düzenleme hala mevcut, yürürlükte, uygulanmakta ve ayakta. Yapılan her şey usule de hukuka da uygundur. Türkiye bugün ilk defa uluslararası bir sözleşmeden çekilmiyor. Daha önce de çekilmiştir. O zaman nasıl usulüne uygun çekinilmişse bugün de aynı şekilde usulüne uygun çekinilmiştir” dedi.
KOMİSYONLAR KURULARAK SEÇİMLER YAPILDI
Meclis toplantısında gerçekleştirilen oylamada, birinci Başkanvekilliğine Süleyman Acar, ikinci Başkanvekilliğine ise Hatice Sütçü seçildi. Divan katipliği için 2 asil 2 yedek üyenin seçimi yapıldı. 3 yıl boyunca görev yapılacak divan katipliği asil üyeliklerine Fatma Tutan ve Süleyman Acar, yedek üyeliklere ise Mekin Aslan Başak ve Elif Derya Canbulut seçildi. 1 yıl görev yapılacak olan Encümen üyeliklerine ise, Serhat Demir, İsa Sarpdağ ve Muhammed Emin İlhan seçildi. 5 kişiden oluşmasına karar verilen Plan ve Bütçe Komisyonu üyeliklerine Yusuf İşeri, Ali Fidan, Ahmet Sabır, Cengiz Avcı ve İbrahim Velican, yine 5 kişiden oluşmasına karar verilen İmar Komisyonu üyeliklerine Murat Menzinciloğlu, Nejat Ateş, Ali Baki Sarıca, Ali Kesik ve Adem Alkan seçildi. Kurulmasına ve 5 kişiden oluşmasına karar verilen Mülkiyet Değerlendirme Komisyonu üyeliklerine Ramazan Poyraz, Ramazan Çakır, Ali Koç, Nesibe Bahadır ve Eren Kurt, İsim Tespit Komisyonu üyeliklerine Ali Koç, Mekin Aslan Başak, Ramazan Poyraz, Mehmet Ali Çetin ve Halil Yurtsever seçildi. Kentsel Gereksinimler Komisyonu üyeliklerine İsmail Kaya, Ali Fidan, Ahmet Sabır, Veli Yılmaz ve Cafer Turgay, Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu üyeliklerine Hatice Sütçü, Ali Fidan, Ramazan Poyraz, Nesibe Bahadır ve Veli Yılmaz seçildi. Esnaf Sicil Takip Komisyonu üyeliklerine de Nebi Sezgin, Fatma Tutan, Süleyman Acar, Mustafa İlhan ve İbrahim Velican seçildi.
FAALİYET RAPORU OY BİRLİĞİYLE KABUL EDİLDİ
Toplantıda Denetim Komisyonu Raporu okundu. Mecliste görüşülen 2020 yılı Faaliyet Raporu ise, oy birliğiyle kabul edildi. HABER: YUSUF KATRAĞ
Tel : 0 242 311 76 60 0 242 311 76 61 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim