Konfederasyonlar ortak taleplerde uzlaştı

Kamu çalışanları ile emeklileri ilgilendiren ve 2022-2023 yıllarında maaşlara yapılacak zam oranlarının belirleneceği 6’ncı dönem toplu sözleşme görüşmeleri 2 Ağustos’ta başlayacak. Görüşmeler başlamadan önce çeşitli sendika konfederasyonları taleplerini dile getirmeye başladı. Daha önceden gerçekleştirilen 5 toplu sözleşme sürecinin, kamu görevlileri ile emeklilerin mali ve özlük haklarına yeterli katkıyı sağlamadığını, hayal kırıklığı yarattığını belirten Türkiye Kamu – Sen Antalya İl Temsilcisi Yılmaz Danabaşoğulları, bu yıl anlaşmaya vardıkları 91 talepte Memur-Sen ile birlikte pazarlık yapacaklarını bildirdi.

ORTAK TALEPLERDE UZLAŞILDI

Toplu sözleşme sistemine geçilen 2012 yılından beri gerçekleştirilen 5 dönem toplu sözleşme görüşmelerinden farklı olarak bu yıl, Türkiye Kamu-Sen ve Memur-Sen’in vazgeçilmez talepler noktasında ortaklaşmaya gittiğini bildiren Danabaşoğulları, 6. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde, belirlenen ortak talepler üzerinden birlikte pazarlık yapma kararı alındığını bildirdi. Memur-Sen ile gerçekleştirilen teknik çalışmalar neticesinde ağırlığı mali ve sosyal haklarda olmak üzere 51 ana konu başlığıyla geçmiş dönemlerde karar altına alınan 40 konu başlığının revize edilmesi olmak üzere toplamda 91 başlıkta uzlaşmaya varıldığını belirten Danabaşoğulları, “Bu sene belirlediğimiz talepler çerçevesinde bir pazarlık yürütme ve bu süreci en verimli şekilde değerlendirme noktasında elimizi taşın altına koymuş ve inisiyatif almış bulunmaktayız” dedi.

“DİĞER ÇÖZÜM ÖNERİLERİMİZİ DE GÜNDEME TAŞIYACAĞIZ”

Türkiye Kamu-Sen olarak ortak talepler dışında belirledikleri sorunların çözüm önerilerini de ayrıca kamu işveren tarafına sunarak toplu sözleşme görüşmelerinde gündeme taşıyacaklarını kaydeden Danabaşoğulları, “Birlikten kuvvet doğar anlayışı ile hareket ederek çıktığımız yolda toplu görüşme sürecinin başarısı, başta kamu işveren tarafının gerçekçi yaklaşımı ile gösterilecek irade ve kararlılığa bağlı” açıklamasında bulundu. 

“KANGRENE DÖNEN SORUNLARIN ÇÖZÜLEBİLECEĞİ TEK YER”

Kamu çalışanları memurların özverili çalışmalarına dikkat çeken Danabaşoğulları, birçok kamu kurum ve kuruluşunun özellikle taşra teşkilatlarında, elverişsiz çalışma ortamlarında, yetersiz araç gereç ve kısıtlı kaynaklarla, görevini en iyi şekilde yerine getirmek için canını dişine takıp çalışan memurların adeta unutulmuş durumda olduğunu söyledi. Birçok memurun sorununun ekonomik olmanın da ötesinde, insanlık dramı boyutuna ulaştığını kaydeden Danabaşoğulları, toplu sözleşme görüşmelerini, kamu görevlilerinin ve emeklilerin kangrene dönen sorunlarının çözülebileceği tek yer olarak gördüklerini ifade etti.

“TOPLU SÖZLEŞME SİSTEMİ GÖZDEN GEÇİRİLMELİ”

4688 sayılı Kanunun eksik ve yanlış hükümlerinin toplu sözleşme görüşmelerini yalnızca mali ve sosyal haklarla sınırlayarak memurların yer değiştirme, atama, yükselme, disiplin, unvan değişikliği gibi sorunlarını yok saymakta olduğunu belirten Danabaşoğulları, şunları dile getirdi:

“Genel toplu sözleşme ile hizmet kolu toplu sözleşmelerinin birlikte yapılmasından dolayı süreç bir keşmekeşe dönüşmekte, hiçbir konu yeterince tartışılamadan toplu sözleşmelerin sonuna gelinmekte. Farklı statülere ve farklı çalışma koşullarına sahip, 11 hizmet kolunda bulunan ve sayıları 4 milyona yaklaşan kamu çalışanının, 2 milyon dolayındaki emeklilerle birlikte 6 milyon kişinin sorununun 3 haftalık bir sürede tartışılıp çözülmesi oldukça zor. Bu nedenle Türkiye Kamu-Sen olarak genel toplu sözleşme ile hizmet kolu toplu sözleşmelerin birbirinden ayrılarak farklı zaman ve zeminlerde gerçekleştirilmesinin daha uygun olacağına, toplu sözleşme sisteminin ancak bu şekilde etkili ve verimli sonuç üreteceğine inanıyoruz. Türkiye Kamu-Sen olarak, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da en önemli talebimiz, kamu görevlilerinin hakkı olan toplu sözleşmenin, grev ve siyasete katılma ile birlikte kullanılabilmesi ve gerçek anlamda eşit temsile dayanan, ILO normlarına uygun bir toplu sözleşme sistemine geçilmesi yönünde.” Masada bulunan her bir konfederasyonun Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’na başvurabilmesini sağlayacak bir düzenleme yapılması gerektiğini de belirten Danabaşoğulları, Kurulun, Hükümetten bağımsız karar verebilecek bir şekilde yeniden düzenlenmesi gerektiğini kaydetti.

“MAAŞ ARTIŞLARI ENFLASYONUN ALTINDA KALIYOR”

“Çalışanlara, masa başında hazırlanan enflasyon hedefi doğrultusunda ücret artışı yapıldıktan sonra çalışanların ve vatandaşların çarşıda, pazarda karşı karşıya kaldığı gerçek enflasyon karşısında kaderiyle baş başa bırakılması kabul edilemez” diyen Danabaşoğulları, zorunlu olarak tüketilen mal ve hizmet fiyatlarındaki artışların, memur maaşları için temel kabul edilen enflasyon oranının üzerinde gerçekleştiğine dikkat çekti. Memur ve emekli maaşlarına yapılacak artışlarda hep hedeflenen enflasyonun temel alındığını hatırlatan Danabaşoğulları, bugüne kadar gerçekleştirilen toplu sözleşme görüşmelerinde enflasyon farkı hariç maaşlara yapılması kararlaştırılan artışların gerçekleşen enflasyonun sürekli altında kaldığının altını çizdi.

“MEMURUN BÜTÇESİ AÇIK VERİYOR”

Memur maaşlarının döviz kuru karşısında da eridiğini belirten Danabaşoğulları, memur maaşının bir senede aylık 136.3 dolar eridiğini söyledi. 2002 yılında ortalama memur maaşıyla 22.1 çeyrek altın alınabilirken bu rakamın bugün 6’ya gerilediğini de kaydeden Danabaşoğulları, sadece 2020-2021 Haziran ayları itibariyle 4 kişilik ailenin zorunlu harcamaları bin 262 lira artarken ortalama memur maaşındaki artışın enflasyon farkı ve Temmuz ayı zammı da dahil aylık ortalama 734 lirada kaldığını açıkladı. Harcamalar bin 262 lira artarken, gelirin 734 lira arttığını belirten Danabaşoğulları, aile bütçesinin açık verdiğini dile getirdi. Belli kesimlere sürekli vergi indirimleri, aflar, teşvikler getirilirken bütün yükün adaletsiz vergiler yoluyla çalışanların üstüne yıkıldığını söyleyen Danabaşoğulları, adil bir gelir dağılımı istediklerini, amaçlarının kamu çalışanlarını ve emeklileri insanca yaşayabileceği bir ücrete kavuşturmak olduğunu vurguladı. HABER: YUSUF KATRAĞ