“Maaşlardaki erime durdurulmalı”

Enflasyon karşısında memur maaşlarındaki erimenin aylık 7 bin 50 lira olduğunu belirten Türkiye Kamu Sen Antalya İl Temsilcisi Yılmaz Danabaşoğulları, maaşlarda yaşanan erimenin mutlak surette durdurulması gerektiğinin altını çizerek, bunu sağlamanın tek yolunun kamu çalışanlarına refah payı verilmesinden geçtiğini söyledi. Memurların yaşadığı kira sorununa da dikkat çeken Danabaşoğulları, ek ödeme talebinde bulundu.

Enflasyon canavarı, sabit gelirlilerin maaşlarını eritmeye devam ediyor.  Herkes bu ay belirlenecek olan yeni asgari ücrete dikkat kesilirken, iğneden ipliğe her şeye gelen fiyat artışları nedeniyle memur maaşlarındaki erime de gündemdeki yerini koruyor. Yüksek kira bedelleri de sabit gelirli vatandaşların belini bükmeye devam ederken, Türkiye Kamu Sen Antalya İl Temsilcisi Yılmaz Danabaşoğulları, kamu çalışanlarının maaşlarındaki erimenin durdurulması gerektiğini vurguladı. Yüksek kiraları tazmin etmek, zorunlu harcama kalemlerinde görülen artışların olumsuz etkilerini bertaraf etmek ve iş yoğunluğu bulunan kurumlarda yaşanan personel ihtiyacını gidermek amacıyla bütün kamu çalışanlarına ek ödeme yapılması gerektiğini vurgulayan Danabaşoğulları, yetkilileri gerçeğe göre hareket ederek Ocak ayında kamu çalışanlarına refah payını da içeren bir artış yapmaya çağırdı.

“MEMUR MAAŞLARI 5 AYDA AYLIK 7 BİN 50 TL ERİDİ”

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) Kasım ayına ilişkin enflasyon rakamlarına göre enflasyondaki yükselişin devam ettiğine dikkat çeken Danabaşoğulları, bir aylık enflasyon yüzde 3.28 olarak gerçekleşirken Haziran-Temmuz arasındaki enflasyonun yüzde 33.65’e, yıllık enflasyonun da yüzde 61.98’e ulaştığına işaret etti. Temmuz ayında memur maaşlarına enflasyon farkı hariç yüzde 6 zam yapıldığını, durum böyle olunca gerçekleşen enflasyonun memurlara maaş zammı olarak yapılan artışın 4.5 katına ulaştığını ve maaşların 27,65 puan erimiş olduğunu kaydetti. Ortalama memur maaşının sosyal yardımlar da dahil edildiğinde 25 bin 500 TL düzeyinde bulunduğunu belirten Danabaşoğulları, “Buna göre memur maaşları geride kalan 5 ayda aylık 7 bin 50 TL eridi. Memurlarımızın alım güçlerinin Haziran ayı seviyesine getirilmesi için bile en az 7 bin 50 TL artması gerekiyor” dedi.

“MAAŞ ARTIŞLARI ZAM OLMAKTAN ÇIKTI”

Aralık enflasyonu ile birlikte maaşlardaki erimenin daha da büyüyeceğini ve kamu çalışanları ile emeklilerin yaşadığı ekonomik sıkıntıların şiddetlenerek süreceğini belirten Danabaşoğulları, “Her dönem yaşanan bir gerçek var ki, o da memur maaşlarına yapılacak artışların enflasyon hedefinin bile gerisinde kalmaya başlamasıdır. Buna göre toplu sözleşme görüşmeleri sonucunda kararlaştırılan maaş artışları bir zam olmaktan çıkmış, yalnızca önden enflasyon ödemesi haline gelmiştir. Bu da kamu çalışanları ve emeklilerin maaşlarındaki erimenin beklenen kaçınılmaz son olduğu anlamı taşımakta” diye konuştu.

“MAAŞLARDAKİ ERİME DURDURULMALI, YETKİLİLERİ GERÇEYE GÖRE HAREKET ETMEYE ÇAĞIRIYORUZ”

Böyle bir zam politikasının sürdürülebilir olmaktan uzak olduğunu ifade eden Danabaşoğulları, şunları kaydetti:

“Türkiye Kamu Sen olarak daima kamu çalışanlarına ve emeklilerine piyasa gerçekleriyle örtüşen maaş zammı yapılması gerektiğini ifade ediyoruz. Kamu görevlilerimizin alım gücünün yükseltilmesi için gerçek enflasyonun üzerinde bir artış yapılması ve buna ek olarak refah payı verilmesinin zorunlu olduğunu vurguluyoruz. Bu bakımdan daha önce de ifade ettiğimiz gibi maaşlarda yaşanan bu erimenin mutlak surette durdurulması gerekmekte. Bunu sağlamanın tek yolu da kamu çalışanlarına refah payı verilmesinden geçmekte. TÜİK’in rakamları bile ne kamu çalışanlarının ne de emeklilerimizin çarşı, pazarda karşılaştığı bu zamlara dayanacak gücünün kalmadığını söylemekte. Yetkilileri bu gerçeğe göre hareket etmeye ve Ocak ayında kamu çalışanlarına refah payını da içeren bir artış yapmaya çağırıyoruz."

“BDDK’DA OLDUĞU GİBİ EK ÖDEME VERİLMELİ”

Arasında bazı vergilerin düzenlenmesine ilişkin hükümlerin de yer aldığı Torba Kanun’a son dakikada eklenen bir madde ile BDDK’da görev yapan kurul başkan ve üyeleri, başkan yardımcısı, başkanlık müşaviri, daire başkanı ve müdür ile murakıp, uzman, murakıp yardımcısı ve uzman yardımcısı unvanlı meslek personeline 60 bin gösterge rakamının memur maaş katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak tutar kadar ek tazminat ödenmesi kararlaştırıldığına da dikkat çeken Danabaşoğulları, “Bugünkü katsayı ile hesaplandığında BDDK personeline 30 bin 587 TL’ye kadar ek ödeme verilmesini öngören maddenin dayanağında ise BDDK’nın İstanbul’a taşınmasının ardından yaşam koşullarının ağırlaşması ve lojman imkanının olmaması öne sürülmüş, ayrıca kiraların yüksek olması nedeniyle maaşların yetersiz kaldığı ifade edilmiştir. Düşük maaşlar sebebiyle uzman personelin özel sektöre geçtikleri de belirtilmiştir” açıklamasında bulundu.

“ZORLU YAŞAM KOŞULLARI BÜTÜN MEMURLARI OLUMSUZ ETKİLİYOR”

Ek maddenin gerekçelerinde yer verilen etkenlerin kamuda görev yapan bütün memurlar için geçerli olduğunun altını çizen Danabaşoğulları, şunları ifade etti:

“Başta İstanbul olmak üzere, tatil yörelerinde ve büyükşehirlerde ağırlıklı olarak, ülkemizin bütün şehirlerinde yaşam koşulları zorlaşmış, kiralar resmi enflasyonun da kat be kat üzerinde artmıştır. Dolayısıyla zorlu yaşam koşulları ülkemizin her yerinde bütün kamu görevlilerini olumsuz etkilemekte özellikle büyükşehirlerde birçok kamu çalışanı görev yerini değiştirmek için başvurmakta. Kiraların yüksekliği nedeniyle çoğu aday memur görevine başlamamış, kamu kurum ve kuruluşlarında personel ihtiyacı hat safhaya çıkmıştır. 2011 yılında yürürlüğe giren 666 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin, özellikle iş yoğunluğu fazla olan kurum çalışanlarına yapılan tazminat ve ek ödemeleri kaldırması, çalışma barışını ve ücrette adaleti zedelemiştir.”

“BDDK PERSONELİ GİBİ BÜTÜN KAMU ÇALIŞANLARI EKONOMİK DESTEĞE İHTİYAÇ DUYUYOR”

Bugün ortalama memur maaşının 25 bin 500 TL, en düşük dereceli memur maaşının ise 22 bin TL düzeyinde olduğuna işaret eden Danabaşoğulları, “Bu seviyede maaşlarla bir tarafta kira ödeyip diğer yandan ailenin zorunlu harcamalarını karşılamak imkansız hale geldi. Olumsuz hayat koşulları bütün kamu çalışanlarını aynı ölçüde etkilemekte, yüksek kiralar herkes için geçerli olmaktadır. Dolayısıyla BDDK personeli gibi bütün kamu çalışanları da olumsuz ekonomik şartlardan korunmak üzere ekonomik desteğe ihtiyaç duymakta. Kamu çalışanlarını ekonomik olarak desteklemek, personel ihtiyacının bulunduğu ve iş yükünün yoğun olduğu kurumlarda çalışmayı cazip hale getirmek üzere, 666 sayılı KHK’nın olumsuzluk içeren maddelerinin yeniden değerlendirilmesi yerinde olacaktır. Kamu kurum ve kuruluşlarında bir kurumu ekonomik olumsuzluklar gerekçesiyle ayrı tutup diğerlerini yok saymak Anayasamızın eşitlik ilkesine de aykırı bir durum teşkil etmekte. Bu nedenle İstanbul başta, şehirlerimizdeki yüksek kiralar, zorlu yaşam koşulları bütün kurumlarda görev yapan kamu çalışanları için geçerlidir” diyerek memur maaşlarındaki erimenin 5 ayda yüzde 27 dolayında aylık 7 bin 50 TL’yi bulduğunun altını bir kez daha çizdi.

“BÜTÜN KAMU ÇALIŞANLARINA EK ÖDEME YAPILMALI”

Son olarak, “Benzer gerekçelere dayanılarak ayrım yapılmaksızın bütün kamu çalışanlarına ek ödeme yapılması ve kurumlarda ortaya çıkan olumsuzlukların giderilmesi yerinde bir uygulama olacaktır” diyen Danabaşoğulları, “Teklife eklenecek bir madde ile ortaya çıkan yüksek kiraları tazmin etmek, zorunlu harcama kalemlerinde görülen artışların olumsuz etkilerini bertaraf etmek ve iş yoğunluğu bulunan kurumlarda yaşanan personel ihtiyacını gidermek amacıyla bütün kamu çalışanlarına ek ödeme yapılması gerekmekte” ifadelerini kullandı. HABER: ÖMER ALİ YETGİN