“Marketlerden paketli kurbanlık almayın”
Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Meclis Üyesi ve 2. Grup Meslek Komitesi (Hayvancılık ve Hayvansal Ürünler) Üyesi Hasan Taş, kurbanlıklar ve hayvancılık sektörüne yönelik önemli değerlendirmelerde bulundu. Kurbanlık hayvanın kesildikten sonra etin dinlendirilerek kemikten ayrılması, paketlenerek sevkiyata çıkarılması işlemlerinin süre gerektirdiğine dikkat çeken Taş, “Kurbanın birinci gün kesilip kutulanması zaten olayın kimyasına aykırı” diyerek, marketlerden kutulu kurban alınmamasını tavsiye etti. Et fiyatlarının ilerleyen dönemlerde artmaya devam edeceğini de öngören Taş, Türkiye’nin ithalatçı mı yoksa üretici bir ülke mi olacağı konusunda pozisyonunu belli etmesi gerektiğinin altını çizdi.
“OLAYIN KİMYASINA AYKIRI”
Kurban Bayramı nedeniyle bazı spekülasyonların yapıldığını belirten Taş, “Alanlar, satanlar, kutulayanlar, sabah saat 09.00’da kurbanlık etini teslim edenler bir sürü şehir efsaneleri dolaşıyor. Bu tür yerlerden kurbanlık ihtiyaçlarının karşılanmamasını tavsiye ediyorum. Çünkü, onlar kurbanlıkları şuan kesip kutulamaya başladılar. Bayramın birinci günü veya gün içerisinde de teslim edecekler. Bunun kurbanla uzaktan yakından alakası yok. Çünkü, kurbanın birinci gün kesilip kutulanması zaten olayın kimyasına aykırı. Hayvanın kesilmesi, etin dinlenmesi, kemiksiz hâle getirilerek paketlenmesi ve sevkiyata çıkması zaten bayram bitiyor. Bir takım marketler kutulu olarak kurbanlık satışları yapıyor. Bunlara icabet etmeyin” tavsiyesinde bulundu.
“ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEMLERDE FİYAT ARTIŞLARI DEVAM EDECEK”
Kesilen hayvanların et dışındaki yan ürünlerinin de iyi değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayan ve fiyat artışlarının önümüzdeki dönemlerde devam edeceğini kaydeden Taş, şunları dile getirdi:
“Çoğu kişi deri olmayan ayakkabı giyiyor. Suni, petrol türevinden oluşan ayakkabılar kullanılıyor. Hal böyle iken deri ithalatına izin veriliyor. Türkiye’de üretilen derinin, dana derisinin dünya borsalarındaki kilogram fiyatı 1 Dolar 55 Cent. Taban fiyat. Ama üreticiden satın alınan derinin fiyatı 17 Lira. 1 Dolar bile değil. Bir yandan böyle, diğer yandan tüketiciye yansıyan bir durum var. Bütün yük tüketiciye yansıyor. Hayvan kesiliyor, fiyatları belli bir seviyede tutmak için çalışmalar yapılıyor ama deri gibi yan ürünlerin değerlendirilmesi gerekiyor. Dünyanın en kıymetli ameliyat ipi bağırsaktan yapılır. Bağırsak ithal edilerek o da bitti. Çünkü, dışarıdan kaliteli bağırsak gelmiyor. Fiyatların oluşmasındaki bütün baskı, yan ürünlerin yeteri kadar değerlendirilememesi sebebiyle tüketiciye fiyat artışı olarak yansıyor. Bu da insanların satın alma gücünü zorluyor. İleriki dönemlerde fiyat artışları devam edecektir. Çünkü, günün maliyet şartlarıyla daha ucuza yönetme şansı yok. İşin matematiği bunu gösteriyor.”
“İTHALATÇI MI YOKSA ÜRETİCİ BİR ÜLKE Mİ OLACAĞIZ? POZİSYONUMUZU BELLİ ETMEMİZ GEREKİYOR”
“Tarım ve hayvancılıkta ithalatçı bir ülke mi olacağız yoksa üretici bir ülke mi olacağız? Öncelikle bu pozisyonumuzu belli etmemiz gerekiyor” diyen Taş, “İthalatçı isek açalım kapıları isteyen alsın, isteyen satsın. Ucuz olur pahalı olur. Sistem kendi içinde kendini baypas eder. Diğer yönden ülke içerisinde istihdamı artırmak istiyorsak, o zaman üretici pozisyonuna geçmeliyiz. Üretici teşvik edilmeli, belli bir fiyat politikası oluşturulmalı” şeklinde konuştu. HABER: YUSUF KATRAĞ
Tel : 0 242 311 76 60 0 242 311 76 61 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim