Bugün 22 Kasım 2024 Cuma
  • Antalya16 °C
  • IMKB

    %
  • Altın
    2952.122
    %0.74
  • Dolar
    34.4839
    %0.07
  • Euro
    36.1941
    %-0.24
Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
“Memur ve emeklilerin yüzünün güldürülmesini bekliyoruz”
14 Şubat 2024 Çarşamba 17:21

“Memur ve emeklilerin yüzünün güldürülmesini bekliyoruz”

Kamu görevlilerinin ve emeklilerin acil çözüm bekleyen sorunlarına dikkat çeken Türkiye Kamu-Sen Antalya İl Temsilcisi Yılmaz Danabaşoğulları, “Beklentimiz, ekonomik zorluklar içinde bulunan memur ve emeklilerimizi gözetecek kararlarla aileleriyle birlik

Kamu görevlilerinin ve emeklilerin acil çözüm bekleyen sorunlarına dikkat çeken Türkiye Kamu-Sen Antalya İl Temsilcisi Yılmaz Danabaşoğulları, “Beklentimiz, ekonomik zorluklar içinde bulunan memur ve emeklilerimizi gözetecek kararlarla aileleriyle birlikte 25 milyona ulaşan bu kitlenin yüzünün güldürülmesi” dedi.

 

Türkiye Kamu-Sen tarafından kamu görevlilerinin ve emeklilerin acil çözüm bekleyen sorunlarına ilişkin olarak tüm Türkiye’de eş zamanlı basın açıklaması yapıldı. Daha önce Doğu Garajı Kültür ve Ticaret Merkezi önünde yapılması planlanan Antalya’daki açıklama, yoğun yağmur yağışı nedeniyle temsilciğin de bulunduğu Türk Büro-Sen binasında gerçekleştirildi. Açıklamaya Türkiye Kamu-Sen’e bağlı sendikaların şube başkanları ve temsilcileri katıldı. Konuşmasında Antalya’da şiddetli yağmur yağışı nedeniyle yaşanan afetten dolayı duyduğu üzüntüyü belirterek geçmiş olsun dileklerini ileten Türkiye Kamu-Sen Antalya İl Temsilcisi Yılmaz Danabaşoğulları, tüm Türkiye’yi yasa boğan Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depreminin birinci yılının geride kaldığını hatırlatarak, “2023’te gerçekleşen asrın felaketinin birinci yıl dönümündeyiz. Kamu çalışanlarımızın normal zamanlarda olduğu gibi olağanüstü şartlarda da milletimizin yaralarının sarılması için nasıl canla başla mücadele ettiğine ve kamu hizmetlerinin bütün olumsuz şartlara rağmen kesintisiz bir biçimde sürdürülmesinde nasıl rol oynadığına hepimiz şahidiz. Bu çerçevede ülkemizin her köşesinde deprem, sel, yangın, afet demeden en iyi kamu hizmetini üretmek için çaba sarf eden ve milli gelire büyük katkıda bulunan memurlarımızın beklentilerine cevap verecek düzenlemelerin yapılması hepimizin arzusudur” dedi.

 

“MEMUR VE EMEKLİLERİN YAŞADIĞI SORUNLAR İLE BEKLENTİLER GERİ PLANA ATILMAMALI”

31 Mart’ta yapılacak olan Mahalli İdareler seçimleri nedeniyle bu günlerde gündemin siyaset ağırlıklı ilerlediğine dikkat çeken Danabaşoğulları, “Ancak özellikle memur ve emeklilerimizin yaşadığı sorunlar ve beklentileri bu süreçte geri plana atılmamalı, milyonlarca vatandaşımızın geleceğini ilgilendiren konular seçim gündemi ile ötelenmemeli. Memurlar, emekliler ve aileleri hesaba katıldığında yaklaşık 25 milyonu bulan bir kitlenin beklentilerinin iktidarımız nezdinde mutlak surette karşılık bulması ve sorunlarının çözülmesi gerekmekte” diye konuştu.

 

“İLAVE EK ÖDEME MEMUR EMEKLİLERİNE DE VERİLMELİ”

2023 yılı Temmuz ayında yalnızca çalışan kamu görevlilerine ödenmeye başlanan 8 bin 77 TL tutarındaki ilave ek ödemenin, Ocak ayındaki artışlarla birlikte 12 bin 54 TL’ye yükselmesine rağmen bu ödemenin emekli maaşlarına sayılmaması nedeniyle çalışma yaşamı ile emeklilik arasındaki bağın tamamen koptuğunu, emekli maaşlarının ödenen prim ve kadro ile olan ilişkisinin kesildiğini söyleyen Danabaşoğulları, “Memur emeklilerine çalışırken aldıkları maaşın yüzde 45’i kadar emekli maaşı bağlanmakta. İlave ek ödemenin emekli maaşlarına yansıtılmaması bu oranı daha da düşürdü. Hükümetimiz 2024 yılını ‘Emekli Yılı’ olarak ilan etti. Mademki bu yıl ‘Emekli Yılı’dır öyleyse memur emeklilerinin durumu da mutlaka düzeltilmeli, ilave ek ödeme memur emeklilerine verilerek bu yoldaki ilk adım atılmalı” dedi.

img-9366.jpg

“CUMHURBAŞKANIMIZIN VERDİĞİ SÖZÜN GEREĞİ YERİNE GETİRİLMELİ”

Geçtiğimiz yıl Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da söz verdiği, birinci dereceye gelen tüm kamu çalışanlarının ek göstergelerinin 3600’e yükseltilmesi konusunun da henüz hayata geçirilmediğine değinen Danabaşoğulları, şunları söyledi:

“Ek gösterge bilhassa memur emeklilerinin maaşlarını doğrudan ilgilendirdiği için emekli maaşlarının belirlenmesi bakımından hayati öneme sahip. Milyonlarca memur ve emekli Cumhurbaşkanımızın sözünün hayata geçirilmesini beklemekte. Hatırlanacağı gibi 2023 yılında yürürlüğe giren uygulama ile kamu görevlilerinin ek gösterge sorunu büyük ölçüde çözülmüş iken o dönemdeki ikazlarımızın karşılık bulmaması nedeniyle 1. dereceye gelen memurlarımız açısından bir haksızlık ortaya çıkmıştı. Sayın Cumhurbaşkanımız ve hükümet yetkilileri de genel seçimler öncesinde bu durumun düzeltileceğine ve birinci dereceye gelmiş tüm memurların ek gösterge rakamlarının 3600’e yükseltileceğine dair taahhütte bulunmuştu. Hatta dönemin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin de konu hakkındaki kanun teklifinin hazır olduğunu belirtmişti. Ne var ki, bugüne kadar bu yönde atılmış herhangi bir adım olmadığını görmekteyiz. Devlette devamlılık esastır. Bu doğrultuda Cumhurbaşkanımızın seçimler öncesinde verdiği sözün gereği yerine getirilmeli, önceki çalışma Bakanı döneminde hazırlanan teklif, vakit geçirilmeden TBMM gündemine taşınmalı. Yerel seçime sayılı günler kala TBMM, çalışmalarına ara vermeden önce ekonomik gelişmelerin kamu çalışanları üzerinde yarattığı olumsuz etkilerin bertaraf edilmesi adına atılacak en önemli adım ek gösterge konusudur. Birinci dereceye gelen tüm memurların ek göstergeleri 3600’e yükseltilerek bu konu çözüme kavuşturulmalı.”

 

“MEMURLAR EMEKLİ OLDUĞUNDA İŞÇİLERDEN YARI YARIYA DAHA AZ EMEKLİ MAAŞI ALMAKTA”

Memur emeklilerinin en mağdur kesim olduğunu kaydeden Danabaşoğulları, “Memurlarımızın hem emekli aylığına sayılmayan ödemeler nedeniyle maaşları ve emekli ikramiyeleri son derece düşük hesaplanmakta hem de ifa ettikleri görev ve görev aylıkları ile emekli aylıklarındaki ilişki tamamen kopmuş durumda. Bir memurun emekli maaşı ile çalışırken yaptığı görev, aldığı maaş ve ödediği pirimin hiçbir bağlantısı kalmamıştır. Çalışırken bir işçi ile aynı maaşı alan bir memur, emekli olduğunda işçiden yarı yarıya daha az emekli maaşı almakta” açıklamasında bulundu.

 

“5510 SAYILI KANUN MAĞDUR EDİYOR”

5510 sayılı Kanunun getirdiği olumsuzlukların da memurları mağdur ettiğinin altını çizen Danabaşoğulları, konuşmasına şöyle devam etti:

“2008 yılının Ekim ayından önce göreve başlayan bir memurla bu tarihten sonra göreve başlayan memurun sosyal güvenlik ve emeklilik hakları aynı değil. 2008 sonrasında göreve başlayan memur daha fazla prim ödemekte ama bu tarihten önce göreve başlayan memurdan daha az emekli maaşına hak kazanmakta. Ayrıca en düşük emekli aylığı miktarı da 2008 öncesi ve sonrasında göreve başlayanlar için farklı hesaplanmakta. Bu durum, kanun önünde eşitlik ilkesiyle bağdaşmadığı gibi sosyal devlet anlayışına da uygun değildir. Bu nedenle hükümetimizin ‘Emekli Yılı’ olarak ilan ettiği 2024 yılında 5510 sayılı Kanundan kaynaklı bu çifte standardın da mutlaka giderilmesi en büyük beklentimiz.”

img-9372.jpg

“YARDIMCI HİZMETLER SINIFI PERSONELİNİN MAĞDURİYETİ GİDERİLMELİ”

Kamu kurum ve kuruluşlarında yaklaşık 110 bin dolayında yardımcı hizmetler sınıfı personeli bulunduğuna da işaret eden Danabaşoğulları, “Bu çalışanlarımızın büyük çoğunluğu yüksekokul mezunudur ve pek çoğu kurumlarında memurlarla aynı görevi yürütmekte. Bu çalışanlarımız da kamu görevlisi olduğu halde, bir türlü açılmayan görevde yükselme sınavları nedeniyle eğitim durumlarına uygun kadrolara yükselme imkanı bulamamakta. Yardımcı hizmetlilerimizin yer değiştirme hakkı da kısıtlıdır. Kamuda en düşük ücretli kesim olan yardımcı hizmetler sınıfı personelin mağduriyetini gidermenin en uygun yolu bu çalışanlarımızın yaptıkları işlere ve eğitim seviyelerine uygun görevlerin bulunduğu genel idare hizmetleri sınıfına geçirilmeleridir. Daha önce toplu sözleşme görüşmelerinde ve Kamu Personeli Danışma Kurulu’nda bu yönde önemli gelişmeler kaydetmiştik. Ancak sonrasında yetkililerin olumsuz tavırlarıyla karşılaştık” diyerek Türkiye Kamu-Sen olarak yardımcı hizmetli personelin haklı taleplerinin takipçisi ve bu sorun çözülünceye kadar mücadele etmeye kararlı olduklarını söyledi.

 

“KAMUDA ESNEK VE GÜVENCESİZ ÇALIŞMA BİÇİMLERİ TAMAMEN SONLANDIRILMALI”

Kamu kurum ve kuruluşlarında sözleşmeli istihdamının asıl istihdam biçimi haline gelmesinin ve birçok kurumda yeniden taşeron işçiliğinin artmasının da kamu çalışanlarının önemli sorunlarından olduğunu belirten Danabaşoğulları, şunları kaydetti:

“7433 sayılı Kanunla 2023 yılında sözleşmeli personelin büyük bir kısmı kadroya geçirilmişti. Ancak aynı kanunla kurum ve kuruluşlarda ilk atamalarda personelin 3 yıl süre ile sözleşmeli personel pozisyonlarına atanması, ardından da 1 yıl boyunca atandıkları kurum ve bölgede çalıştıktan sonra memur kadrolarına geçebilmeleri hükme bağlanmıştır. Bu da sözleşmeli personel çalıştırmayı bir istisna olmaktan çıkarmış kamuda asıl istihdam haline getirmiştir. Buna bağlı olarak sözleşmeli kamu çalışanları 4 yıl boyunca ailelerinden ayrı kalmakta, yer değiştirme başta olmak üzere birçok hakkı kullanamamakta. Kamuda asli ve sürekli görevler mutlaka kadrolu memurlar eliyle gördürülmeli. 3+1 süreli sözleşmeli statüde istihdam kaldırılarak tüm kamu görevlilerinin 657 sayılı Kanunun 4/A maddesi kapsamında kadrolu olarak istihdamı sağlanmalı, kamuda 4/A’lı kadrolu ve güvenceli istihdam esas alınmalı, esnek ve güvencesiz çalışma biçimleri tamamen sonlandırılmalı.” 

 

“YANLIŞLARA YENİDEN DÖNMEK KİMSEYE BİR YARAR SAĞLAMAZ”

Kanunda kapsam dışı kalan PTT'deki İHS'li personel, fahri Kur’an kursu öğreticileri, Aile Bakanlığı’nda ek ders karşılığı çalışan personel ile diğer vekil memurlar gibi çalışanların da kadro kapsamına alınması gerektiğini kaydeden Danabaşoğulları, “Bununla birlikte kamuda yeniden giderek artış gösteren taşeron işçi çalıştırılması uygulamasına bir an önce son verilmeli. Taşeron uygulamasının doğurduğu olumsuz sonuçları yakın zamanda yaşayarak gördük. Sorunun çözülmesi için büyük mücadeleler verdik. Nihayet gelinen noktada aynı sorunların tekrar baş göstermesinden son derece rahatsız olduğumuzun bilinmesini istiyoruz. Hem sözleşmeli personeli kadroya geçirerek hem de taşeron uygulamasına çözüm üreterek bu uygulamaların yanlış olduğunu kabul ettikten sonra bu yanlışlara yeniden dönmenin kimseye bir yarar sağlamayacağını da özellikle vurguluyoruz” ifadelerini kullandı.

 

“GÜÇLÜ DEVLETLER, MEMURLARINI DA GÜÇLÜ KILAR”

Türkiye Cumhuriyeti’nin binlerce yıla dayanan kadim devlet anlayışının bakiyesi üstünde yükselmiş, köklü bir kamu yönetimi ve memur geleneğine sahip olduğunu dile getiren Danabaşoğulları, “Güçlü devletler, temsilcisi olan memurlarını da güçlü kılar. İkinci asrının başlangıcında, 2024 yılı Emekli Yılı ilan edilmişken devletimizin memur ve emeklilerini mağdur bırakmayacağını ümit ediyoruz. Türk ve Türkiye Yüzyılına yaraşır bir kamu yönetimi ve kamu çalışanı için 2024 yılında mutlaka harekete geçilmesi gerektiğini bir kere daha vurguluyoruz” diye konuştu. HABER: YUSUF KATRAĞ

Bu haber toplam 1331 defa okunmuştur
SPOR
Tüm Hakları Saklıdır © 1983 Antalya Son Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0 242 311 76 60 0 242 311 76 61 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim