Öğretmenler kariyer sınavı istemiyor
Öğretmenlerin angaryaya dönüşen seminer kıskacına alınmasına ve kariyerin sınavla belirlenmesine karşı olduklarını belirten Eğitim Sen Antalya Şubesi üyeleri, kariyer sınavı istemediklerini haykırdı. Eğitim Sen Antalya Şube Sekreteri Güneş Adsız, “Öğretmenlik Meslek Kanunu iptal edilmeli. Öğretmenlere angaryaya dönüşen seminer-sınav süreci durdurulmalı. Ekonomik ve özlük hak kazanımları ayrımsız uygulanmalı” dedi.
Eğitim Sen Antalya Şubesi tarafından “Öğretmenlik Meslek Kanunu ve seminer-sınav süreçlerinin iptal edilmesi, eğitim öğretim ödeneğinin tüm eğitim emekçilerine bir maaş tutarında ödenmesi, banka promosyonlarının yenilenmesi” talepleriyle basın açıklaması yapıldı. Attalos Heykeli önünde gerçekleştirilen açıklamaya katılan Eğitim Sen üyeleri, “Eğitim emekçilerini bölerek ayrıştıran Öğretmen Meslek Kanunu ve Yönetmeliği iptal edilmelidir”, “Eğitim-öğretim ödeneği tüm eğitim emekçilerine bir maaş turtarında ödensin, banka promosyonları yenilensin” yazılı pankartlar açtı. Öğretmeler, “Kariyer sınavı istemiyoruz, sınav değil mesleki itibar, sadaka değil toplu sözleşme, insanca yaşam istiyoruz, yaşasın örgütlü mücüdelemiz” şeklinde sloganlar attı.
“HAKSIZ SÜREÇ DURDURULMALI”
Üyeler adına açıklamayı okuyan Eğitim Sen Antalya Şube Sekreteri Güneş Adsız, Öğretmenlik Meslek Kanunu ve yönetmeliğine dikkat çekti. Adsız, “Siyasi iktidar ve Milli Eğitim Bakanlığı, eğitimin asli bileşenlerinin görüşünü almadan, masa başında hazırlanmış meslek kanunu ile eğitim emekçilerinin çalışma ve yaşam koşullarını tek taraflı olarak düzenledi. Bu kanun, muhatabı olan öğretmenlerin iradesi dışında, onların hakları ve taleplerini dikkate almadan hazırlanmış, eğitim emekçilerinin bütün eleştirilerine rağmen, yandaş sendikanın desteği ile iktidar tarafından yasalaştırılmıştır. Anayasa Mahkemesi süreci devam ederken yönetmelik yayınlanmış ve öğretmenlik kariyer basamakları sürecinin uygulamasına başlanmıştır. Anayasa Mahkemesi’nin bir an önce bu haksız süreci durdurmaya yönelik olarak karar sürecini hızlandırmasını talep ediyoruz. Ayrıca sendikamız tarafından yönetmeliğin bütün maddelerine ilişkin Danıştay’a açılan iptal davası da kamu vicdanını yaralayacak eşitsizlikler ortaya çıkmadan bir an önce sonuçlanmalıdır” dedi.
“SEMİNER, KARİYER SINAVI VE KARİYER BASAMAKLARINA KARŞIYIZ”
“Sendikamız bu kanuna dair sürecin en başından bugüne itirazlarını yükseltmiş, gerek eylem ve etkinliklerle, gerekse hukuksal mücadeleyle bu kanunu ve bağlı süreci durdurmaya çalışmıştır” diyen Adsız, “Ne yandaş sendika gibi kanunu desteklemiş ne de iyileştirmeler, kısmi düzenlemeler talep etmiştir. Kanuna muhalefet eder gibi gözüküp üyelerini sınava hazırlama tutumuna da girmemiştir. Eğitim emekçilerinin bu kanun ve yönetmelik kapsamında angaryaya dönüşen seminer kıskacına alınmasına da sınava da kariyer basamaklarına da karşı olan sendikamız, bu kanunun ve yönetmeliklerin bir an önce iptal edilmesini, öğretmenlere yaşatılan anlamsız, nitelik kazandırmayan ve tersine öğretmen emeğini değersizleştiren bu sürecin bir an önce durdurulmasını talep etmekte” ifadelerini kullandı.
“MESLEK KANUNU HAKLARIMIZI GÜVENCEYE ALMALI”
“Kapsamlı ve bütüncül bir Öğretmenlik Meslek Kanunu, tüm eğitim emekçilerinin ekonomik taleplerini ve başta iş güvencesi olmak üzere öğretmenlerin temel haklarını, sosyal, demokratik ve özlük haklarını güvenceye almak zorunda” diyen Adsız, şunları dile getirdi:
“Mevcut meslek kanununun öğretmenlerin ihtiyaçlarını karşılamadığı açıkça ortada. Bundan dolayı yeni bir meslek kanunu düzenlenmek zorunda. Öğretmenler lehine bir içerik taşıması gereken meslek kanunu, ILO ve UNESCO tarafından 5 Ekim 1966’da kabul edilen ‘Öğretmenlerin Statüsüne İlişkin Tavsiye Kararı’na uygun şekilde düzenlenmeli. Eğitim Sen olarak, eleştiri ve önerilerimiz doğrultusunda hazırlanacak gerçek bir meslek kanununu talep etmeye devam edeceğiz.”
“İNSANCA YAŞANABİLİR BİR ÜCRET DÜZENLEMESİ HAYATA GEÇİRİLMELİ”
Ekonomik krizin derinleştiği bu dönemde eğitim emekçilerinin ekonomik ve özlük hak kazanımlarının kariyer basamaklarına ve sınavlara endekslenmesinin kabul edilemez olduğunu söyleyen Adsız, “Tüm eğitim ve bilim emekçileri için, hiçbir ayrım yapılmadan yoksulluk sınırının üzerinde insanca yaşanabilir bir ücret düzenlemesi ve özlük haklarının iyileştirilmesi çalışması ivedi biçimde hayata geçirilmeli” diye konuştu.
“BANKA PROMOSYONLARI GÜNCELLENMELİ”
Banka promosyonlarının güncellenmesi gerektiğini de belirten Adsız, konuşmasına şöyle devam etti:
“Ülkemizde son aylarda enflasyon tamamen kontrolden çıkmış, işçi ve emekçiler başta olmak üzere geniş halk kitleleri zamlar altında ezilerek geçim derdine düşmüştür. Yıl başından bu yana Türk lirasında yaşanan aşırı değer kaybı ve yüksek enflasyon nedeniyle, daha önce imzalanan ve halen yürürlükte olan banka promosyon sözleşmeleri nedeniyle, kamu emekçileri ciddi anlamda ekonomik zararla karşı karşıya. Enflasyonun yüzde 20’nin altında olduğu ve çalışanların bu enflasyona göre maaş ve ücret zammı aldığı dönemde imzalanan sözleşmeler, resmi enflasyonun yüzde 80’leri aştığı ve çalışanların maaşlarının enflasyon farkı nedeniyle arttığı dönemde bütün anlamını yitirmiştir. Kamu emekçilerinin bankaya yatan maaşlarında ‘enflasyon farkı’ nedeniyle artış olurken, eski enflasyon oranı ve maaş düzeyine göre saptanan promosyonlar komik düzeyde kalmıştır. Bu nedenle başta kamu bankaları olmak üzere tüm bankalar, maaş ödediği emekli ve çalışanlara verdiği promosyonları, geçmişe yönelik olanları da kapsayacak şekilde güncellemeli.”
“EĞİTİM ÖĞRETİME HAZIRLIK ÖDENEĞİ YETERSİZ”
Eğitim Öğretime Hazırlık Ödeneği’nin, ayrımsız olarak bütün eğitim ve bilim emekçilerine bir maaş tutarında yılda iki kez ödenmesinin sağlanmasını isteyen Adsız, 2021 yılı Ağustos ayında yetkili sendika tarafından imzalanan toplu sözleşmeye göre ödeneğin, 2022 yılında 1.325 TL, 2023 yılında 1.400 TL olduğuna dikkat çekti. “2020 yılında 1210 TL, 2021 yılında 1250 TL olarak verilen eğitim ödeneği, günümüz enflasyon oranları ve kırtasiye kalemlerindeki ciddi artışlara rağmen, yandaş sendika sayesinde 2022 yılında sadece 1325 TL olarak ödenecektir” diyen Adsız, “Ekonomik krizin geldiği düzey ve enflasyon oranları dikkate alındığında bu rakamın çok yetersiz olduğu açık. Gerekli düzenlemeler bir an önce yapılmalı ve eğitim öğretime hazırlık ödeneğinin, ayrımsız bütün eğitim ve bilim emekçilerine bir maaş tutarında ve yılda iki kez ödenmesi sağlanmalı” dedi. HABER: YUSUF KATRAĞ
Tel : 0 242 311 76 60 0 242 311 76 61 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim