Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Serdar Akalın: “Hastalarımın memnuniyeti benim mutluluğum”
Sağlık konusu çok önemli. Küçücük bir diken batmasında bile canımız çok yanarken, daha büyük sağlık sorunlarıyla uğraşmak zorunda kaldığımız da oluyor şu hayatta. İşte bu noktada hekimlere emanet ediyoruz kendimizi. Ortopedik sıkıntılar da yaşam konforunu olumsuz etkileyen sorunlardan birisi olarak çıkıyor karşımıza. Bizde konuyu uzmanına soralım istedik ve Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Serdar Akalın ile güzel bir sohbet gerçekleştirdik. Meslek hayatında 32 yıldır edindiği tecrübesini, bilgi ve birikimini yeni yetişen gençlerle paylaşırken, Lara bölgesinde açtığı klinikte hasta kabulüne de devam eden Prof. Dr. Akalın’a merak ettiklerimizi sizler için sorduk. Gelin hep birlikte Akalın’ın söylediklerine bir göz atalım.
BİZE BİRAZ KENDİNİZDEN BAHSEDER MİSİNİZ?
1964 Ankara doğumluyum. Eğitimimi Ankara’da yaptım. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunuyum. Ankara Dışkapı Eğitim Araştırma Hastanesi’nde ortopedi ihtisası yaptım ve ortopedi alanında kendimi yetiştirdim. Ortopedinin her alanında kendimi geliştirdim. 1999 yılında Ankara Üniversitesi’nde girdiğim sınavda Doçentlik unvanını aldım. Bizim hastanemiz eğitim kliniği olduğu için pek çok ortopedi doktoru yetiştirdim. Omurga cerrahisi alanında, diz ve kalçada kireçlenmeye bağlı artrozlarda girişimlerde bulundum. Hali hazırda diz ve kalça protezi, omurga cerrahisinde kamburluk, skolyoz alanlarında öğrenci yetiştiriyorum. 2008 yılında Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kurucu şef olarak geldim. Burada ortopedi bölümünü kurarak klinik şefliği ve bölüm başkanlığı yaptım. Özellikle omurga cerrahisi alanında Türkiye’de büyük bir ihtiyaç vardı. Omurgaya has bir poliklinik kurdum ve etkin bir şekilde çalıştırdık. Buraya sadece Antalya’dan değil Türkiye’nin dört bir yanından hasta geliyor. Şuanda Antalya Bilim Üniversitesi’nde öğretim üyeliği yapıyorum. Kendi kliniğimi kurdum ve hastalarıma özel olarak hizmet veremeye devam ediyorum.
BİLDİĞİMİZ KADARIYLA ULUSLARARASI ÇALIŞMALARINIZ DA VAR, BU ÇALIŞMALARINIZI ANLATABİLİR MİSİNİZ?
32 yıllık meslek hayatımda kendimi geliştirmek için pek çok ulusal ve uluslararası faaliyetlerde bulundum. Özellikle omurga, kalça, diz cerrahisiyle ilgili Amerika, Almanya, Fransa, İtalya, Viyana, Polonya, Bulgaristan gibi adını sayamayacağım pek çok ülkede uluslararası sempozyuma hem eğitmen hem de katılımcı olarak katkıda bulundum. Bu katılımlardan dolayı birçok sertifikam var. Onlarca sertifikasyon programına katıldım. Böylece hem eğitim aldım hem de konuşmacı olarak bir taraftan tecrübe edinirken diğer taraftan tecrübelerimi paylaştım. Tıp, birbiriyle etkileşerek gelişen bir sektör. Bende oralardan tecrübe edinerek buraya yansıtırken, buradaki tecrübelerimi de onlara yansıtarak katkıda bulunuyorum. Bildiğiniz gibi bilgi artık global bir durumda. Bazı ulusal ve uluslararası platformlarda eğitmen olarak yer alıyor, bilgi paylaşımıyla Tıp dünyasına katkıda bulunmaya çalışıyorum. Çünkü, bu platformlarda Türk ve yabancı ortopedistler bir arada çalışarak kendilerini geliştiriyor.
SİZE NE TÜR HASTALAR GELİYOR?
Ortopedi alanından her türlü hasta geliyor. Her yaş grubundan hastam var ama Antalya’da yaşlı hasta popülasyonu oldukça fazla. Özellikle dizlerde, kalçalarda kireçlenme ya da travma hastaları çok fazla geliyor. Omurga cerrahisinde merkez haline geldik. Üstün teknolojik cihazlarla çok güvenli cerrahi yapıyoruz. Bütün hastalarımız artık bize yeni kliniğimizde ulaşabiliyor.
HASTALARINIZLA DİYALOGLARINIZ NASIL?
Biz hastalarımızla ortopedik rahatsızlıklarda çok uzun süreli iletişime geçiyoruz. Özellikle kamburluk ve omurga eğriliği cerrahisi sonrasında hastalarımız çok mutlu oluyor ve bizimle bağlarını koparmıyorlar. Tekrar tekrar gelip ne dertleri varsa bizimle paylaşıyorlar. Branşım dışındaki pek çok soruyu da benimle iletişim kurarak çözebiliyorlar. Hastalarım 7/24 arar. Güzel sohbetlerimiz oluyor. Öyle ki ailecek görüştüğümüz hastalarım var. Hatta hastalarımın yakınları bile ‘Şu hastanızın yakınıyım’ diyerek benimle sıcak bir sohbete girip kendileriyle ilgili konuları anlatmaya başlıyorlar. Hastalarımın sağlığına kavuştuğunu görmek benim için çok büyük bir manevi tatmin. Bu hiçbir şeye değişilmez bir mutluluk. Onların memnuniyeti benim mutluluğum.
SAĞLIK ALANINDA ÇOK GELİŞEN TEKNOLOJİLER VAR, ORTOPEDİ ALANINDAKİ TEKNOLOJİK GELİŞMELER NELERDİR?
Tıp dünyası teknolojik olarak çok büyük bir atak yaptı. Benim alanımı da ilgilendiren ilerlemeler oldu. Artık hastalarımıza uyguladığımız implantlar vücutla çok daha uyumlu hale geldi. Enfeksiyon oranı azaldı. Omurgalarda sinirleri çok iyi test eden, ameliyat sırasında neler yaptığımızı ayrıntılarıyla gören ve hastanın hasar görmesini engelleyen nöro monitör cihazı kullanıyoruz. Protez dizaynları çok değişti. Şimdiye kadar binlerce omurga, diz, kalça cerrahisi yaptım. Artık hastalarımız ameliyatın 2 veya 3’ncü gününde kalkıp yürüyor. Kendi günlük ihtiyaçlarını eskiye göre çok daha hızlı bir şekilde karşılamaya başlıyorlar. Bu hastanın konforunu artırdığı için memnuniyete yansıyor. Nagivasyon dediğimiz dijital teknolojiler, röntgen, artroskopi cihazlarımız çok gelişti. Bunlar güvenli cerrahi açısından hastalarımıza yansırken bizlere de etkin bir tedavi olanağı sağlıyor.
ARTIK DÜŞÜNCE İLE ÇALIŞAN PROTEZLERİN OLDUĞUNU GÖRÜYORUZ, BU TEKNOLOJİLER BİZDE DE VAR MI?
Onlar kişide var olan sinirsel mekanizmayı kullanarak yapılan bir teknoloji. Yapay zeka bir takım hareketleri algılayarak insanın düşüncesiyle birlikte daha rahat uygular vaziyete gelecek zaman içerisinde. Gelişmeye aday bir teknoloji. İnsan için her zaman mükemmeliyet aranıyor. Bu teknolojinin zaman içerisinde yurttaşlarımıza ulaşacağına inanıyorum. Hastanın kendi sinir uyarılarını kullanan gelişmiş cihazlar bulunuyor. İleri protez teknolojisi getiren firmalar var. Bunlar ülkemizde de uygulanıyor.
BEL FITIĞI ÖNEMLİ BİR PROBLEM, SİZİN BU ALANLA BİR İLGİNİZ VAR MI?
İnsanlar belli bir yaştan sonra kemiksel deformatilere uğruyor. Omurgaların arasından sinirler geçiyor. Omurgayı, siniri daraltan durumlarda hastalarımız yürüyemez belki yerinden kalkamaz duruma geliyor. Biz bunları ortopedik olarak ameliyatla düzeltmek zorunda kalıyoruz. Hastalar bize sinirde hasar bırakmadan ulaşmışsa etkin bir şekilde tedavi edebiliyoruz. Uzun süre yatağa mahkum kalmış hastalarımız ameliyat olduktan 3-5 gün içerisinde ayakta evlerine dönebiliyor. En çok teşekkür aldığım hasta gruplarından birisi de budur. Yüksek teknoloji, büyük bir deneyim, iyi bir ekip ve ekipman gerektiren girişimler bunlar. Benim çalıştığım hastanelerde bu ekip ve ekipmanlar bulunuyor. Özetle bel, fıtık cerrahisi söylediğim kısmıyla benim ilgilendiğim omurga cerrahisinin ilgi alanında.
ÖZELLİKLE BAZI KIRIK-ÇIKIK OLAYLARINDA İNSANLAR, DOKTOR YERİNE FARKLI KİŞİLERE GİDİYOR. BU KONUDAKİ GÖRÜŞLERİNİZ NEDİR?
Bu toplum sağlığı açısından son derece önemli bir konu. Yetkin eğitim almamış insanlar bu tedavilere soyunurlarsa kırık veya çıkık esnasında oluşan hasarın çok daha fazlasına sebep olabiliyor. Böyle bir tedavi daha sonrasında organ ve uzuv kayıplarıyla, kol ve bacak kayıplarıyla sonuçlanabiliyor. Çok deneyimli, eğitimini almış kişilerin tedavi etmesi gerekiyor. Geçmişte halkımızda yanlış bir algı oluşmuş ama günümüzde bunların azaldığını görüyoruz. Hastalar artık kendilerini daha çok hekime teslim ediyor. Ne yazık ki, münferit vakalarla karşılaşıyoruz. Onların tedavisi, hasarın ilk oluştuğu andaki durumu düzeltmekten çok daha zor oluyor. Hem konfor, hem yaşam düzeni, hem de iş kaybı açısından hastaya negatif bir dönüşü oluyor. Erken dönemde gelen bu tür hastaları çok daha kısa sürede müdahale edip, oluşan komplikasyonlardan kurtarabiliyoruz. Ancak, dolaşım kaybıyla ve yanlış kaynamayla sonuçlananlar maalesef uzun bir dizi ameliyat gerektiriyor.
SON OLARAK NE SÖYLEMEK İSTERSİNİZ?
Her şeyin başı sağlıktır. Onun için insanların sağlıklarına çok dikkat etmelerini istiyorum. Ayrıca sağlık hizmeti de çok önemli ve deneyim gerektirir. Hastalar özellikle hassas ameliyatlar için deneyimli ekipleri seçmeli. Ülkemizde bu pek çok yerde mümkün. Bende kendi organizasyonumda deneyimli bir ekiple bu hizmeti vermeye her zaman hazırım. Bundan sonraki süreçte bir taraftan eğitim vermeye devam ederken bir taraftan da kendi kliniğimde hastalarımı ağırlamaya devam edeceğim. Herkese sağlıklı ve mutlu günler dilerim. RÖPORTAJ: YUSUF KATRAĞ
Tel : 0 242 311 76 60 0 242 311 76 61 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim