“Otizm sıklığı giderek artıyor”
Kendisi de otistik çocuk babası olan işadamı Reşat Güney, konunun uzmanı Prof. Dr. Binyamin Birkan’ı özel eğitim ve rehabilitasyon merkezleri, anaokulu-kreş kurucuları ve temsilcileriyle bir araya getirdi. Otizm sıklığının giderek arttığına dikkat çeken ve yeni doğan 44 çocuktan 1’ine otizm tanısı konduğunu belirten Prof. Dr. Birkan, otizmli çocukların yüzde 50’sinin özel eğitimle normal kişiler gibi hayat sürebilir düzeye gelebildiğini söyledi.
Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Başkan adaylarından Ekonomi İş Geliştirme ve Planlama Derneği (EKİPDER) Başkanı Reşat Güney, 15 projesi arasında yer alan Özel Çocukları Destekleme Vakfı ile ilgili çalışmalara başladı. Kendisi de otizmli çocuk babası olan Güney, konunun uzmanı Prof. Dr. Binyamin Birkan’ı özel eğitim ve rehabilitasyon merkezleri, anaokulu-kreş kurucuları ve temsilcileriyle Antalya Öğretmenevi’nde buluşturdu. Konferans kapsamında “Davranışsal bakış açısıyla otizm” konulu bir sunum gerçekleştiren Prof. Dr. Birkan, otizm sıklığının giderek artmakta olduğuna işaret etti. Otizmli çocukların ailelerinin yanı sıra ülkeye de büyük yük getirdiğini belirten Birkan, Amerika’daki araştırmalara dikkat çekerek, otizmli çocuğa yapılan 1 doların ileride 16 dolar olarak geri döndüğünü söyledi. Birkan, bu yükü azaltmak için Türkiye’de de otizmli çocuklara sunulan hizmetlerin geliştirilmesi gerektiğinin altını çizdi.
“MESLEK EDİNMELERİNİ VE İŞ HAYATINA ADAPTASYONLARINI SAĞLAMAK İSTİYORUZ”
Kendisinin de otistik çocuk babası olduğunu belirterek Prof. Dr. Binyamin Birkan ile yollarının 2003 yılında kesiştiğini belirten işadamı Reşat Güney, oğlunun eğitimiyle ilgili yaklaşık 15 yıl birlikte yol aldıklarını bildirdi. Otizmli çocukların 18 yaşına kadar devletten eğitim desteği alabildiklerine işaret ederek daha sonra ailelerinin gelecek kaygısı yaşadıklarına dikkat çeken Güney, “Bir vakıf kurarak deneyimli eğitmenlerimizle tespit edeceğimiz çocuklarımızın meslek edinmelerini sağlamak ve iş hayatına adaptasyonlarını sağlamak istiyoruz. Hem Ar-Geleri güçlensin hem de sosyal hayattan kopmasınlar istiyoruz” dedi. Konuşması sırasında duygusal anlar yaşayan Güney, konunun hassas olduğuna dikkat çekti.
“OTİZMLİ ÇOCUKLARA FAYDA SAĞLAYACAK HER KONU BENİM İÇİN ÇOK KIYMETLİ”
Reşat Güney’e teşekkür eden Prof. Dr. Binyamin Birkan ise, projesinden dolayı kendisini tebrik etti. Otizmli çocuklara fayda sağlayacak her konunun kendisi için çok kıymetli olduğunu vurgulayan Birkan, “Yeni projeler bizi çok heyecanlandırıyor. Otizmli çocukların hayatına dokunacak, onların yaşam kalitesini geliştirecek her proje bizim için çok kıymetli. Elimizden geldiği, zamanımız ve sağlığımız yettiği müddetçe desteğimizi sürdürmeye devam edeceğiz. Çünkü, hayatımızı bu işe vakfettik. Bu bir vicdan işi. Otizmli çocukları iyi destekleyebilirsek, başta eğitim hizmeti olmak üzere hak ettikleri hizmetleri verebilirsek, onlara bir hayat verebiliyoruz” diyerek otizmli çocuklara verilecek her desteğe gönülden katkı koymaya razı olduğunun altını çizdi.
“YENİ DOĞAN HER 44 ÇOCUKTAN 1’İNE OTİZM TANISI KONUYOR”
Otizmin 1940’lı yıllarda nadir görülen hastalıklar arasında yer aldığını ve aileler açısından korkutucu ve yorucu bir süreç olduğunu belirten Birkan, otizm alanında son 15 yılda çok büyük değişiklikler olduğuna dikkat çekti. Özellikle batılı ülkelerin otizme çok fazla kafa yorduğunu kaydeden Birkan, “1970-80’li yıllarda görülme sıklığı 10 binde 1 iken, bugün her yeni doğan 44 çocuktan 1’ine otizm tanısı konuyor. Bu oldukça sık bir oran. Otizmin sıklığı giderek artıyor” dedi.
“AİLELERİNE, TOPLUMA VE ÜLKEYE BÜYÜK YÜK GETİRİYOR, OTİZMLİ ÇOCUĞA YAPILAN 1 DOLARLIK YATIRIM 16 DOLAR OLARAK GERİ DÖNÜYOR”
Otizmli çocukların sadece kendisi için değil ailesi, toplum, ülke için de büyük bir yük getirdiğini dile getiren Birkan, “Onun bakımı, eğitimi, her türlü sorunu büyük bir yük getiriyor. Amerika’da yapılmış araştırmalara göre özellikle erken yaşlarda otizmli bir çocuğa yaptığınız 1 dolarlık yatırım, ileride devlete 16 dolar olarak geri dönüyor. Eğer biz bunu yapabilir, çok erken yaşlardan başlayarak çocukların gelişimini destekleyebilir ve hak ettikleri hizmetleri onlara sunabilirsek bu yükü devletin üstünden önemli derecede almış oluruz” şeklinde konuştu. Birkan, ileride bunun yükü çok fazla yüklenilmek istenmiyorsa Türkiye’de de otizmli çocuklara sunulan hizmetlerin geliştirilmesi gerektiğinin altını çizdi.
“YÜZDE 50’Sİ BİZLER GİBİ HAYAT SÜREBİLİYOR”
Otizmli çocukların özel eğitimle çok iyi yol alabildiklerini vurgulayan Birkan, “Yaklaşık yüzde 50’si bizler gibi hayat sürebilir düzeye geliyor. Bizim gibi akademisyen, öğretmen, doktor, mühendis olabiliyor. Bu gelişimsel yetersizlikler arasında çok iyi bir oran. Diğer yüzde 50 ise daha bağımsız, daha az bakıma ihtiyaç duyacak şekilde hayatlarını devam ettirebiliyor. Bir çocuğun hayatını kurtardığınızda, bir aileyi kurtarıyorsunuz. Bir toplumu, ülkeyi kurtarmış gibi oluyorsunuz” açıklamasında bulundu. Tıbbi olarak otizme çare bulunmadığını belirten Birkan, doğru zamanda başlanan özel eğitimin, doğru uygulamaların çare olduğuna işaret etti.
“OTİZME NASIL BAKTIĞINIZ ÖNEMLİ”
Otizmin nörolojik bir problem olduğunu ve çocuğun davranışlarına göre tanısı konduğunu kaydeden Birkan, otizme bakış açısının önemine dikkat çekti. “Otizme nasıl baktığınız önemli” diyen Birkan, “Otizme nasıl bakarsanız tedaviniz de o şekle göre yön alıyor. Biz özel eğitimciler otizmi davranış aşırılıkları, beceri yetersizlikleri ve motivasyon eksikliği sendromu olarak tanımlıyoruz. Özel eğitimciler olarak, eğitimde davranış aşırılıklarını düzeltmeye, eksik becerileri geliştirmeye, motivasyon eksikliğini de artırmaya çalışıyoruz. Özel eğitimde bakış açımız davranışsal. Dolayısıyla davranış öğretmeye çalışıyoruz. Hem olumlu davranışları geliştirmeye, hem de olumsuz davranışların yerini alacak olumlu davranışlara odaklanıyoruz” ifadelerini kullandı.
“HANGİ DAVRANIŞLAR DEĞİŞMELİ?”
Otizmli çocuklarda iletişim becerilerinin, sosyal becerilerin ve bağımsızlık becerilerinin değişmesinin önemli olduğuna da dikkat çeken Birkan, iletişim becerilerinin gelişmesinin çocuğa sosyal çevrenin kontrolünü kazandırdığını belirtti. Sosyal becerilerin çocuğu ebeveyne sevdirdiğini, başkaları tarafından kabul ettirdiğini kaydetti. Birkan, bağımsızlık becerilerinin de çocuğa fiziksel çevrenin kontrolünü kazandırdığını ve kendini yöneten biri olmasına katkı sağladığını açıkladı.
“METOTLAR ÇOK GELİŞTİ”
Otizmli çocukların davranış aşırılıklarını artıracak, eksik becerilerini geliştirecek metotların çok geliştiğini belirten Birkan, “Bunları doğru uyguladığımızda çocuklar olumlu derecede gelişme sağlayabiliyor. Öğrenmeye, hayata karşı da motivasyonu artıyor” dedi.
ABA’YI ANLATTI
1960’lı yıllarda ortaya çıkan Uygulamalı Davranış Analizi / ABA bilim dalının, metotları geliştirdiğini kaydeden Birkan, “Eğitimde bu metotları doğru şekilde uygulayabilecek öğretmenler yetiştirebilirsek, otizmli çocuklar hayalini kuramayacağınız gelişmeler gösterebiliyor. Yeter ki o metotların ne olduğunu bilelim ve doğru şekilde uygulayabilelim” açıklamasında bulundu.
“İNSAN DAVRANIŞLARINI ANLAMAYA VE ONLARI GELİŞTİRMEYE ÇALIŞAN BİR BİLİM DALI”
ABA’nın bir davranış bilimi olduğunu vurgulayan Birkan, “İnsan davranışlarını anlamaya ve onları geliştirmeye çalışan bir bilim dalı. Bu bilim dalı sürekli metotlar geliştiriyor. Bu metotlar otizmli çocukların gelişiminde çok etkili. Şimdiye kadar binlerce araştırma yapılmış ama hiçbir yaklaşım, metot ve yöntem otizmde ABA kadar etkili olduğunu kanıtlayamamıştır. Bugün en fazla bilimsel kanıtı bize gösterebilen bilimsel yaklaşım ABA’dır. Her zaman bilimsel olana sırtımızı yaslamak zorundayız. Çünkü, bugünlere bilimin sayesinde geldik” ifadelerini kullandı.
“ABA SADECE OTİZMDE KULLANILMIYOR”
ABA’nın sadece otizmde kullanılmadığını belirten Birkan, okuma, yazma, matematik, tarih, sosyal bilgiler, fen, diksiyon, dil, ev becerileri, özel bakım becerileri, müzik, sanat, dans, topluma erişim, istihdam becerileri, kendini yönetme, spor becerileri ve serbest zaman becerilerinde de etkili olduğunun bilimsel araştırmalarla kanıtlandığını belirtti. ABA eğitimlerinden görüntüler de paylaşan Birkan, ABA ile ilgili yanılgılara da açıklık getirdi. HABER: YUSUF KATRAĞ
Tel : 0 242 311 76 60 0 242 311 76 61 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim