“Sağlık turizmi ehil ellerde yapılmalı”

Vitale Kadın Hastalıkları ve Doğum Hastanesi Kurucu Müdürü Başhekim Op. Dr. Ali Fuat Şengör, Doğum Bölümü'nden Op. Dr. Esra Ünal ve Yenidoğan Bölümü'nden Uzm. Dr. Ali Annagür ile birlikte basın toplantısı düzenleyerek, hamilelik süreci, doğum ve yaptıkları diğer çalışmalarla ilgili bilgi verdi. 24 saat esasına göre çalıştıklarına işaret eden Şengör, hastane bünyesinde kadın doğum ve çocuğun yanı sıra, kulak burun boğaz uzmanı, genel cerrahi uzmanı, plastik cerrahi uzmanı ve üroloji uzmanı da bulunduğunu bildirdi. Başarılarının arkasında emek, özveri ve işine sahip çıkma olduğunun altını çizen Şengör, yeni doktorlara da örnek olmak istediklerini vurguladı. Ticari kaygı gözetmeksizin verdikleri eğitimlerle hekimlere destek olduklarını açıklayan Şengör, “Bilgi paylaşırsan bilgidir, paylaşmazsan sır olarak mezara gider” şeklinde konuştu.  

“EĞİTİM VE ARAŞTIRMA’DAN SONRA EN FAZLA DOĞUM YAPILAN HASTANEYİZ”

Vitale Kadın Hastalıkları ve Doğum Hastanesi Başhekimi Op. Dr. Ali Fuat Şengör, 2010 yılında Kepez’de hizmet vermeye başlayan hastanenin, bölgenin ilk kadın doğum ve çocuk hastalıkları hastanesi olduğunu belirtti. 17 yatakla hizmet vermeye başlayan hastanenin bugün 78 yatak kapasitesine kadar çıktığını bildiren Şengör, Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden sonra en fazla doğum yapılan hastane haline geldiklerini kaydetti. Özel hastaneler içerisinde Antalya’da başka bir hastane ile birlikte en fazla yeni doğan yatak sayısına sahip olduklarını söyleyen Şengör, 24 yataklı yeni doğan yoğun bakımı kurduklarını bildirdi.  

“13 YILDA 36 BİN BEBEK DÜNYAYA GETİRDİK”

Kent nüfusunun sürekli arttığına dikkat çekerek her zaman üst seviyede ve kaliteli hizmet verme düşüncesiyle hareket ettiklerini kaydeden Şengör, 2010 yılında senelik 565 doğum yaparlarken bu güne kadar yaklaşık 36 bin bebek dünyaya getirdiklerini bildirdi. Muayene ettikleri veya baktıkları kişi sayısının 1.5 milyon olduğunu açıklayan Şengör, bölge hastanesi olma düşüncesinde olduklarını ve bu hedef doğrultusunda ilerlediklerini söyledi.       

KISIRLIĞIN NEDENLERİNİ ANLATTI

Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Şengör, kısırlıkla ilgili bir soru üzerine yıl boyunca düzenli beraberlik olmasına rağmen çocuk sahibi olamayanların bebek problemi olan çiftler olarak değerlendirildiğini ve bunların oranının yüzde 15 civarında olduğunu bildirdi. Bebek problemi olan çiftlerin yüzde 65 sebebinin kadın faktöründen, geri kalanının erkeklerin sperm faktöründen kaynaklandığını belirten Şengör, “Kadınlarda tüplerden, rahim yapısından, erkeğin sperm yapısından olabilir. En büyük problem zararlı ajanlar veya yaş. Farkına varmadan maruz kaldığımız enfeksiyon, kimyasal maddeler. Evlenme yaşının giderek ilerlemesi sorun oluyor. Erkeklerin sigara, alkol tüketimi veya ateşli hastalıklardan dolayı sperm kalitesinde düşme oluyor. Sonuçta bunların çözümü var ama meşakkatli. Ailenin sabır göstermesi lazım. Tedaviden bir sonuç alamazsak en son tüp bebek yöntemiyle aileleri bebek sahibi yapıyoruz” şeklinde konuştu. Şengör, ayda 1 üçüz, yılda 100 tane de ikiz doğum gerçekleştirdiklerini ifade etti.

“EHİL ELLERDE YAPILMALI”

Çevre illerden ve yurt dışından hastaları olduğunu bildiren Şengör, yurt dışından gelen bir hasta için tüp bebek tedavisinin 3 haftalık süre aldığını kaydetti. Türkiye’deki tedavilerin yurt dışına göre daha ucuz olduğunu söyleyen Şengör, Türk hekimlerinin daha başarılı olduğunun da altını çizdi. Sağlık turizmi ile ilgili de değerlendirmelerde bulunan Şengör, “Ortalama hastalarımızın yüzde 15’ini yurt dışından gelenler oluşturuyordu. Oturum izninin azalmasından dolayı bu yüzde 5 civarlarına düştü” dedi. Berlin’de düzenlenecek fuara katılacaklarını bildirerek sağlık turizmine ağırlık vereceklerini açıklayan Şengör, “Sağlık turizmini gerçek anlamıyla yapmak lazım” diyerek suistimal edilmemesi gerektiğine dikkat çekti. “Ehil ellerde yapılması lazım” diyen Şengör, “Biz bu konuda daha bilinçli gidiyoruz. Hanutçu gibi hasta getirmekten ziyade daha bilimsel yaklaşmaya çalışıyoruz” ifadelerini kullandı. Şengör, hastane bünyesinde İngilizce, Almanca, Fransızca, Arapça, Rusça tercüman bulundurduklarını da sözlerine ekledi.

“NORMAL DOĞUMU TEŞVİK ETMEYE ÇALIŞIYORUZ”

Kadınların normal doğumu tercih etmesini istediklerini söyleyen Şengör, “Hamilelerin doğum fobisini yenerek normal doğumu tercih etmelerini teşvik etmek istiyoruz. Özel hastaneler içerisinde en fazla normal doğum yapılan bizim hastanemiz ama yaklaşık yüzde 40 oranında normal, yüzde 60 oranında sezaryenle doğum oluyor. İnsanlarda doğum fobisi gelişiyor. Birde ağrıdan korkuluyor. Biz ağrısız doğum yapıyoruz. Hamileler hiç ağrı çekmeden veya ağrısı yüzde 80 azalarak normal doğum yapıyorlar” dedi. Sezaryen doğumların genellikle hasta tercihi olduğunu belirten Şengör, hastaların bilinçlendirilerek normal doğuma yönlendirilmesi gerektiğine dikkat çekti.  

“ÖNCELİĞİMİZ ANNE VE BEBEK SAĞLIĞI”

Önceliklerinin anne ve bebek sağlığı olduğunu dile getiren Vitale Hastanesi Doğum Bölümü'nden Op. Dr. Esra Ünal ise, daha çok doğal doğumla ilgili çalışmalar gerçekleştirdiklerini belirtti. Gebe Okulu düzenlediklerini bildiren Ünal, hamilelerin korkularını yenmesini ve psikolojik olarak rahatlatmalarını amaçladıklarını söyledi. Suda doğumu teşvik etmeye çalıştıklarını kaydeden Ünal, bunun da normal doğumu destekleyici bir katkısı olduğunu dile getirdi. Hastanın isteğine bağlı olarak veya acil durumlarda sezaryen yaptıklarını belirten Ünal, acil durumlarda hastanede 7/24 ulaşılabilen kadın doğum uzmanı, çocuk doktoru, anestezi ve ameliyathane ekibinin olduğunu bildirdi. Ünal, Sadece doğum değil, doğum sonrası oluşan problemler, kadın hastalıkları gibi konularda da çalışmalar yaptıklarını açıkladı.

“400 GRAMLIK BEBEK SAĞLIKLI ŞEKİLDE DÜNYAYA GETİRİLDİ”

Teknik donanımı yüksek bir üniteye sahip olduklarını ifade eden Vitale Hastanesi Yenidoğan Bölümü'nden Uzm. Dr. Ali Annagür de, her bir çocuğu kendi evlatları gibi sahiplenerek mesai kavramını dikkate almadan çalıştıklarını söyledi. 22 haftadan itibaren tüm bebeklere hizmet verebilecek potansiyele sahip olduklarını kaydeden Annagür, başarılara imza attıklarına işaret ederek 400 gramlık bebeği sağlıklı bir şekilde dünyaya getirmelerini örnek gösterdi. Annagür, dünyaya getirdikleri en ağır bebeğin ise 6 kilo 400 gram olduğunu bildirdi. HABER: EROL YILDIZOĞULLARI