Sağlıkçılar Beyaz G(ö)rev'de
Ekonomik ve sosyal haklarının düzeltilmesi için uzun süredir mücadele veren sağlık çalışanları, dün bir günlük grev yaptı. Acil durumdaki hastalara hizmet vermek zorunda oldukları için grevleri G(ö)rev olarak gerçekleştirdiklerine dikkat çeken Antalya Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Nursel Şahin, "Haklarımız karşılanmazsa bu son bir günlük G(ö)revimizdir, bundan sonra süresiz G(ö)rev’de olacağız" dedi.
Antalya Tabip Odası, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası ile Genel Sağlık İş Sendikası, ortak eylem gerçekleştirerek sağlık emekçilerinin özlük ve ekonomik haklarının düzeltilmesini içeren yasanın halen TBMM’ne getirilmemesini protesto etti. Dün bir günlük grev gerçekleştiren sağlıkçılar, Akdeniz Üniversitesi Hastanesi ile Antalya Eğitim ve Araştırma hastanesi önünde basın açıklamaları yaptı. Sabah saatlerinde Akdeniz Üniversitesi H Blok içindeki kafenin önünde toplanan sağlıkçılar “Önlüğümüzün beyazı, emeğimizin hakkı için Beyaz G(ö)revdeyiz, oyalama değil hakkımızı istiyoruz" yazılı pankart açtı. Protestolarını alkışlarla gerçekleştirerek "Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz. İnsanca yaşam onurlu meslek. Algıyı değil salgını yönetin. Yaşamak için yaşatmak istiyoruz. Performansım değil hastamsın. Emek bizim söz bizim. Birleşe birleşe kazanacağız. Asistan hekimler köle değildir. Performans değil temel ücret. Şiddete karşı etkili yasa" şeklinde slogan atan sağlıkçılara bazı hasta ve hasta yakınları da destek verdi.
"SAĞLIK EMEKÇİLERİ YOKSULLUK SINIRININ ALTINDA YAŞAMAYA MAHKUM EDİLDİ"
Ülkenin dört bir yanındaki çeşitli hastanelerde grevin gerçekleştirildiğine dikkat çekerek, sağlık sisteminin çöktüğünü söyleyen Antalya Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Nursel Şahin, "Bugün, dünya ülkeleri arasında en az maaşlardan birini alıp en fazla şiddete uğrayan hekimler ve tüm sağlık çalışanları olarak Tabip Odalarımızla, sağlık ve emek meslek örgütleriyle birlikte G(öREV’deyiz. Türkiye, 2020 verilerine göre uzman hekim maaşları sıralamasında OECD üye ülkeleri içinde sondan altıncı sırada; pratisyen hekim maaşlarında ise 17 ülke arasında 14'üncü sırada bulunmakta. Türkiye’de sağlık emekçileri yoksulluk sınırının altında yaşamaya mahkum edilmiştir" dedi.
"YURT DIŞINA GÖÇ EDEN HEKİM SAYISI 24 KAT ARTTI"
Son 10 yılda yurtdışına göç eden hekim sayısının 24 kat arttığını ve yalnızca geçtiğimiz Ocak ayında 197 hekimin Türk Tabipleri Birliği’ne yurtdışında çalışma belgesi için başvurduğunu belirten Şahin, "Bu koşullardan mutsuz olan ve gelecekten endişe duyan meslektaşlarımız yurtdışına göç etmekte. Yurdumuzda hak ettiğimiz koşullarda ve gelecekten endişe duymadan çalışmak istiyoruz demek için G(ö)REV’deyiz" diye konuştu.
"COVİD-19 MESLEK HASTALIĞI YASASI ÇIKARILMALI"
MHRS’de hastaların aylarca sıra bulamadığını, acil başvuru sayılarının olağandışı durumlar yaşayan bir ülkede görülebilecek oranlarda olduğunu belirten Şahin, 5 dakikada bir muayene dayatmasının sorunu çözmeyeceğini, bu sürenin ne muayene ne hasta öyküsü alma ne de tedaviyi hastayla birlikte planlamaya yetmediğini söyledi. "OECD ülkeleri arasında 2020 yılında Türkiye hasta başına düşen hekim sayısında 37 ülke içinde 34. sıradayken KHK, arşiv taraması gibi bahanelerle genç hekimler halen atanmıyor demek için G(ö)REV’deyiz" diyen Şahin, "Toplumun da bizlerin de hasta olmaması, ölmemesi için Covid-19 pandemisi sürecinde neredeyse hiçbir bilimsel tedbiri almayan iktidar, Sağlık Bakanlığı bugün itibariyle de tüm önlemleri ortadan kaldırarak bilimsel bilgiyi ve tarihsel deneyimleri tamamen yok saymıştır. Bugün, Covid-19’a bağlı hekim ölümlerinde ve hastalanmada Türkiye halen en üst sıralarda iken; iktidar çalışma koşullarımızda hiçbir gerekli önlemi almadığı gibi ölen mesai arkadaşlarımızın da Covid-19’a bağlı öldüğünün kanıtlanmasını bizlerden isteyecek kadar da duygusuzlaşmıştır demek için buradayız. Covid-19 aşısına kadar her 30 dakikada bir sağlık çalışanını bu enfeksiyondan kaybettik. 14 Eylül 2020 yılına kadar Covid-19 vakalarının yüzde 14’ü sağlık emekçileridir ki bu sayı dünyada yaklaşık 5 milyon sağlık çalışanına denk gelmektedir ve her geçen gün artmıştır. İşte bu sebeplerden artık yeter Covid-19 Meslek Hastalığı Yasası amasız fakatsız hızla çıkarılmalıdır" ifadelerini kullandı.
"SAĞLIKTA ŞİDDET YASA TASLAĞI NE OLDU?"
Pandemiyle beraber daha da derinleşen yanlış sağlık politikalarının ve ülkeye olduğu gibi sağlığa da yansıtılan şiddet dilinin her geçen gün daha da can yakmakta olduğunu söyleyen Şahin, "Sağlıkta Şiddet Yasa Taslağı sunduk, neden işletilmiyor, ne oldu? 36 saat nöbet sonrası bir hekim arkadaşımızı kaybettik artık böylesi acılar yaşamak istemiyoruz. Uzmanlık eğitimi almak bir haktır ve bu hak keyfiyete, yöneticilerin insafına bırakılamaz. Tıp öğrencilerinin barınma, beslenme gibi temel hakları güvence altına alınmadığı için bir arkadaşımızı kaybettik artık yeter demek için; tıp öğrencileri artık üniversitelerinde öğretim üyesi bulamıyor, liyakate, bilime dayalı akademi istiyoruz demek için G(ö)REV’deyiz" açıklamasında bulundu.
"G(ö)REV ZAMANIMIZ GELDİ"
Ekim ayından beridir "Artık yeter, bıçak kemiği deldi geçti" diyerek “Emek Bizim Söz Bizim” eylem sürecini başlattıklarını hatırlatan Şahin, şunları söyledi:
"Bizlerin haklı talep ve tepkilerini görmezden gelemeyerek Meclis’e apar topar bir yasa taslağı geldi. Genel kurulda maddeleri bütün partilerin mutabakatıyla kabul edilmişken, komisyon üyeleri tarafından bir gecede buharlaştırıldı, tozlu raflara kaldırıldı. Ne oldu bu yasa tasarısına? Yasanın geri çekilmesini sağlayan partilere, iktidara soruyoruz neden geri çektiniz yasa tasarısını? Daha iyisini getireceğiz dediniz ama iki ayı geçti. Neden hekimlere, sağlık çalışanlarına bir açıklama yapmıyorsunuz? 26 Ocak-4 Şubat arasında başlattığımız Beyaz Nöbet’te de nöbetimiz sürecinde Meclis’e herhangi düzenleme getirilmezse 8 Şubat’ta bizler için artık G(ö)REV zamanı olacağını belirtmiştik. Bugün buradan duyuruyoruz 8 Şubat’ta G(ö)REV zamanımız gelmiştir! Bunun için G(ö)REV’deyiz."
"BU G(ö)REV HEPİMİZİN"
"Bu G(ö)REV yalnızca hekimler ve sağlık çalışanları için değil, hepimiz için. Tıkanan, işlemeyen; 5 dakikada muayenelere, aylarca randevu beklemelere zorlandığınız; özel hastanelere mahkum bırakıldığınız bir sağlık sistemine birlikte artık yeter diyebilmemiz için G(ö)REV’deyiz" diyen Şahin, "Bizleri duymak görmek istemeyen emeğimize, haklarımıza, sağlık hakkımıza göz dikmiş iktidara cevabımızı bugün vermek G(ö)REVimizdir. Ve bilmelidirler ki bu emeğimiz ve haklarımız için yapacağımız son, tek günlük G(ö)REV’dir. Başta 14 Mart’a kadar olmak üzere haklarımızı alana kadar 'Emek Bizim Söz Bizim' demeye, haklarımız için mücadele etmeye devam edeceğiz" diye konuştu.
"YALNIZLAŞMAKTA VE TÜKENMEKTEYİZ"
Asistan Hekimler adına konuşan Dr. Ezgi Akgül ise, asistan hekimlerin ağır iş yükü ve mobbing altında çalışmakta olduklarını söyledi. Akgül, "En yalın haliyle uzmanlık eğitimi öğrencisi olan ama pratik olarak köle haline getirilen asistan hekimler olarak bizler ağır çalışma şartları, kısıtlı eğitim olanakları, katlanmak zorunda kaldığımız mabbing ve maruz kaldığımız şidettele giderek yalnızlaşmakta ve tükenmekteyiz. Temel amacı uzmanlık eğitimi olan ancak ucuz iş gücü olarak kullanılan bizler çekirdek eğitim müfredatına uygun bir eğitim alamamaktayız. Çoğu bölümde yasal nöbet sürelerine uyulmamakta, nöbet ertesi izin hakkı olmadan 36 saat çalışmakta ve sağlık hizmeti vermekteyiz. Yönetilemeyen pandeminin yükü sırtımıza yüklenmekte ve adaletsiz görevlendirmelere maruz kalmaktayız. Normalleştirilmeye çalışılan angarya ve mobbingle ağır bir iş yükü altındayız ve geliri en düşük hekim grubuyuz" şeklinde konuştu.
"SAĞLIK SİSTEMİNİ YÖNETEMEME KRİZİ GİDEREK ARTIYOR"
"Sağlıkta dönüşüm programı ile birlikte sağlığı bir sektör haline getiren iktidar ve hizmet sunumuna kadar piyasaya açtığı sağlık sistemini yönetememe krizi giderek artmakta" diyen Akgül, sağlık talebinin karşılanamadığı durumlarda sistemin sağlık çalışanlarını hedef haline getirdiğini ve her geçen gün giderek artan şiddetle hekimlerin mücadele etmek zorunda kaldığını söyledi.
"HAKKIMIZ ÖDENİR, ÖDEYİN"
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Antalya Şube Eş Başkanı Şükran İçöz ise “Artık bıçak kemikte. Biz sağlık emekçileri Covid ile mücadele ederken, hastalanırken, 'hakkınız ödenmez' edebiyatı yapanlara cevabımız nettir. Hakkımız ödenir, ödeyin. Bir kez daha söylüyor ve uyarıyoruz. Oyalama değil hakkımız olanı istiyoruz” dedi.
"HAKLARIMIZ İÇİN G(Ö)REVDEYİZ"
Mali, sosyal ve özlük haklarının düzenlenmesini istediklerini vurgulayan İçöz, şunları dile getirdi:
"Koruyucu sağlık hizmetleri ve emekliliğe de yansıyacak yoksulluk sınırı üzerinde yaşanabilir temel ücret için G(ö)revdeyiz. Güvencesiz, gerçekdışı bahanelerle işimizden edildiğimiz ve köleliği dayatan çalışma koşullarına son verilmesi, güvenceli çalışma, şiddete karşı etkili yasa, güvenli işyerleri ve sağlıklı çalışma ortamları için G(ö)revdeyiz. Covid-19 başta olmak üzere, meslek kaynaklı hastalıklara karşı bütüncül bir meslek hastalıkları yasası çıkarılması, 3600-7200 ek göstergenin kademeli olarak verilmesi, ağır ve tehlikeli işler kapsamında faaliyet yürüten tüm işkolu emekçileri için 5 yıla 1 yıl yıpranma payı verilmesi için G(ö)revdeyiz. Sağlıkta dönüşüm politikaları ile hastayı müşteri, hastaneleri ticarethaneye dönüştüren uygulamaya son verilmesi, katkı ve katılım payı adı altında alınan tüm sağlık harcamalarının kaldırılması, herkese eşit, ücretsiz, ulaşılabilir ve kamusal sağlık hakkı için bugün tüm sağlık kurumlarında G(ö)revdeyiz."
"YAPILACAĞI İDDİA EDİLEN MAAŞ ZAMLARI NEREDE?"
Sağlık emekçilerinin siyasi iktidarın "Zam yaptık, yapacağız, yapıyoruz" söylemlerinden umudunu kestiğini söyleyen Genel Sağlık İş Antalya İl Temsilcisi Nurhamide Cirit ise, "20 yılın sonunda sağlık çalışanlarının geldiği nokta açlık, sefalet ve yoksulluktur" dedi. Yapılacağı ifade edilen zamların yapılmadığını dile getiren Cirit, "Siyasi iktidara ve onun atanmış Sağlık Bakanı'na soruyoruz; yapılacağını iddia ettiğiniz zamlar nerede ve ne zaman yapılacak?" diye konuştu.
"SAĞLIK EMEKÇİLERİNİN FERYADINA KULAK VERİLMELİ"
20 yıldır izlenen politikaların sonucu olarak yaşanılan ekonomik kirizin sağlık emekçisini artık yaşayamaz hale getirdiğini ifade eden Cirit, "Sağlık emekçisi geçinemez, hastalar randevu bulamaz durumda. Son bir yılda yaklaşık 1400 hekim yurt dışında daha cazip imkanlarla çalışmak için istifa etti. Ülkemizde hekimlik yapmak yerine yurt dışında garsonluk yapmayı tercih eden doktor haberleri her geçen gün artıyor. Gidişat kaçınılmaz sona doğru yaklaştığımızın göstergesi. Muayene olacak hekim, hasta takibi yapacak hemşire bulamayacağımız günler çok yakın. Siyasi iktidar kötü gidişata ülkenin ve toplumun ihtiyaçlarını karşılayacak bir çözüm bulmalı, pandemi ve ekonomik krizle ezilen sağlık emekçisinin feryadına kulak vermelidir. Geldiğimiz noktada taleplerimizin karşılanması, halkımızın sağlığı için artık ertelenemez bir ihtiyaç olmuştur" ifadelerini kullandı. HABER: YUSUF KATRAĞ
- Erbaş, Hacı Bayram Veli Camii’nde teravih namazı kıldırdı
- Otomobilin yan yattığı kaza anı kameraya yansıdı
- Samsun'da trafik kazası: 3 yaralı
- ABD'de düzenlenen yarışmada dünya 2.'si oldu
- 1
- 2
- 3
- 4
- 5
- 6
- 7
- 8
- Müezzin ve cemaati camiye sokmayan eli bıçaklı şahıs tutuklandı
- Rus turist fırtınanın oluşturduğu dev dalgalar arasında denize girdi, ceket giyenlere güldü
- Isparta’da iki otomobil çarpıştı: 7 yaralı
- Antalya’da hortum seraları vurdu
- Alanya’da tarihi geçmiş bebek maması satan zincir market şubesi mühürlendi
Tel : 0 242 311 76 60 0 242 311 76 61 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim