“Sarısu Sahili’ne yapılacak iskele sıkıntı yaşatabilir”
İMO Antalya Şubesi tarafından düzenlenen Kıyı ve Deniz Mühendisliği Konferansı’nda konuşan Doç. Dr. Rıfat Tür, Sarısu Sahili’nde yapılması planlanan şamandıra tesislerinin birleştirilmesiyle alakalı proje kapsamında inşa edilecek iskelenin sıkıntılar yaşatabileceğine dikkat çekti.
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Kıyı ve Deniz Mühendisliği Uzmanlık Kurulu tarafından 4 bölüm olarak düzenlenen Kıyı ve Deniz Mühendisliği Konferansı serisinin 3’ncüsü Cumartesi günü İMO Antalya Şubesi tarafından organize edildi. Online olarak Prof. Dr. Ahmet Cevdet Yalçıner ve Doç. Dr. Veysel Şadan Özgür Kırca moderatörlüğünde gerçekleştirilen konferansta, Prof. Dr. Esin Çevik-liman yapıları, Doç. Dr. Bergüzar Özbahçeci-Çandarlı Limanı Dünü ve Bugünü, Doç. Dr. Rıfat Tür ise Antalya Şamandıra Tesisleri Yer Seçimi Etüdü konulu sunum yaptı. Planlama kapsamında Sarısu Sahili’ne yapılacak iskelenin çeşitli sıkıntıları ortaya çıkarabileceğine dikkat çeken Tür, iskelenin Antalya Limanı Batı ana dalgakıranı üzerinden veya yanından yapılmasını önerdi. Tür, kıyı ile bağlantısı olmayan dolfen iskelenin de bir seçenek olarak değerlendirilebileceğini dile getirdi.
“LİMANLAR EKONOMİK KALKINMAYI ETKİLER”
Limanların en önemli sebebinin küreselleşme olduğunu kaydeden Prof. Dr. Esin Çevik, küreselleşmenin sonucu olarak küresel nakliye hacminin arttığını söyledi. Ucuz bölgelerde yapılan üretimin tüketim alanına taşındığını belirten Çevik, bunun deniz ticaretinin entegrasyonunu gerektirdiğini dile getirdi. Dünyadaki mal ve emtia ticaretinin yaklaşık yüzde 90’ının gemilerle taşındığını açıklayan Çevik, değer olarak küresel mal ticaretinin yüzde 70’i deniz yolu ile yapıldığı için limanların küresel ekonomi için önemli olduğunu söyledi. Deniz sektörünün mal ve yolcu taşımacığının başta olmak üzere geniş bir hizmet yelpazesini kapsadığını belirten Çevik, “Limanlar, ulaşım sektörünün temel bileşenlerinden biridir ve günümüzde genişleyen dünya ekonomisiyle doğrudan bağlantılıdır. Lojistik zincirinin önemli bir bileşeni haline gelmiş bu nedenle operasyonları, ihracat rekabet gücü ve nihai ithalat fiyatları gibi ilgili ekonomik değişkenler üzerine doğrudan etkiye sahiptir. Bu nedenle ekonomik kalkınmayı etkiler” dedi.
“YAKIT TÜKETİMİ VE YATIRIM AÇISINDAN UCUZ”
Ulaşım zincirinin bir parçası olan limanların ulaşım ağında bir düğüm noktası olduğunu kaydeden Çevik, denizaşırı noktalara bağlantıları olan limanların yakıt tüketimi ve yatırım açısından en ucuz ulaşım şekli olduğunu dile getirdi. Düşük enerji tüketimi nedeniyle deniz ulaşımının daha çok tercih edildiğini açıklayan Çevik, gemilerin ve kapasitelerinin arttığına dikkat çekerek limanların bu gelişmelere adapte olmasının zorunluluk olduğunu söyledi.
LİMANLARIN GELİŞİMLERİNİ AKTARDI
Limanların tarihsel gelişimiyle ilgili bilgiler de aktaran Çevik, 1960’tan önceki limanları birinci nesil, 1960-1980 yılları arasındakilere ikinci nesil, 1980-2000 arasındaki limanlara üçüncü nesil, 2000’den sonraki limanlara ise dördüncü nesil liman dendiğini söyledi. Dördüncü nesil limanların lojistik faaliyetleriyle çok daha gelişmiş olduğunu dile getiren Çevik, limanların altyapılarıyla değerlendirildiğini açıklayarak çeşitli örnekler verdi.
“ANTALYA’NIN DOĞAL OLARAK İKİ SAHİLİ VAR”
Antalya Limanı’nın batısındaki Sarısu Sahili açıklarında farklı işletmelere ait dağınık olarak bulunan şamandıra tesislerinin bir araya toplanmasıyla ilgili planlanan iskelenin kıyı ve deniz mühendisliği açısından teknik olarak değerlendirmesini yaparak, projenin avantaj ve dezavantajlarından, alternatif çözüm önerilerinden bahseden Doç. Dr. Rıfat Tür ise, Antalya ile ilgili olarak da bilgiler aktardı. Antalya’nın Lara ve Konyaaltı olarak iki doğal sahile sahip olduğunu hatırlatan Tür, bu sahillerin deniz turizmi açısından çok önemli olduğunu söyledi. Lara ve Konyaaltı sahillerinin farklılıklarına dikkat çeken Tür, son dönemlerde sahilleri kullanan insan sayısının arttığına işaret etti. Planlanan projenin bulunduğu Sarısu Sahili ile Konyaaltı Sahili’nin Antalya Limanı yapılmadan önce bütünleşik olduğunu hatırlatan Tür, 1970 yılında Antalya Limanı’nın yapılmasıyla sahilin ikiye bölündüğünün altını çizdi.
“TABİİ ALANLAR AÇISINDAN DİKKAT EDİLMELİ”
Sarısu Sahili’nin 1350 metre uzunluğunda ve 70 metre genişliğinde olduğunu kaydeden Tür, planlamanın doğu tarafında Askeri Güvenlik Bölgesi bulunduğuna, kara tarafının nitelikli doğal koruma alanı olduğuna, hemen yan tarafında Antalya Kültür Turizm Koruma ve Gelişim bölgesi bulunduğuna ve Beydağlarının sahil milli parkı olduğuna dikkat çekti. Planlama alanının tabii alanlar açısından dikkat edilmesi gereken özellikler barındırdığını söyledi.
“İSKELE YAPILACAK”
Şuanda planlama alanında herhangi bir inşaatın söz konusu olmadığını belirten Tür, edindikleri bilgilere göre Antalya Limanı’nın batı dalgakıranı ile balıkçı barınağı arasındaki şamandıra tesislerinin birleştirilmesiyle alakalı alarak iskele yapılacağını kaydetti. Şamandıranın, gemilerin kıyıya yanaşarak getirdikleri sıvı akaryakıtları boşaltmaları amacıyla bağlandıkları yapılar olduğuna dikkat çeken Tür, söz konusu alanda 8 tane şamandıra tesisi bulunduğuna işaret etti.
“KIYI VE DENİZ MÜHENDİSLİĞİ UZMANLARI RAPORU YOK”
Planla ilgili bazı raporların onaylandığını belirten Tür, İMO Antalya Şubesi’ne sunulan raporların farklı odalar ve üniversite tarafından da incelendiğini bildirdi. Raporlar arasında Kıyı ve Deniz Mühendisliğiyle alakalı uzmanların hazırladığı bir raporun bulunmadığını açıklayan Tür, planlanan tesisin inşası öncesinde, inşası aşamasında ve bittikten sonra bu bilim dalının yaptığı hesaplar ve öngörülere ihtiyaç duyulduğunu söyledi. Özellikle çevresel etkilerin net olarak ortaya konulmasının bu bilim dalının çalışmalarıyla aydınlatıldığını dile getiren Tür, teknik çalışmaların yapılması gerektiğini söyledi.
“SIKINTILARLA KARŞILAŞILABİLİR”
Planlanan iskelenin güzergahında deniz numuneleri alındığını, sondajların yapılarak analizlerin gerçekleştirildiğini ve deniz tabanının kumlu-siltli olduğunun raporlandığını belirten Tür, kazıklı iskelelerde bir takım sıkıntılarla karşılaşma olasılığı bulunduğunu dile getirdi. Zamanla sediman birikimiyle derinliğin azalabileceğini veya erozyonla daha da artabileceğini öngören Tür, bunların projeksiyonunun yapılması gerektiğini açıkladı. İskelenin kıyaya etkisinden de bahseden Tür, iskele etrafındaki sahilde erozyon veya kum birikmesi olabileceğini belirtti. Akarsu etrafına yapı yapılmamasının tercih edildiğini de kaydeden Tür, planlama alanının Sarısu Çayı’na yakın olduğuna dikkat çekti. Gemi manevraları açısından dalga, akıntı ve tuzluluk ölçümlerinin de önemli olduğuna işaret eden Tür, akıntı, dalga ve tuzluluk ölçümlerinin uzun süreli ve mevsimsel olarak yapılması gerektiğini söyledi.
2 ÖNERİ ORTAYA KOYDU
Son olarak önerilerde bulunan Tür, projenin sosyal olarak avantaj ve dezavantajları olduğunu açıkladı. Şamandıraların bilerli bir yere toplanması ve emniyetli bir yanaşma yerinin sağlanması amacıyla düşünülen planlamanın bu açıdan faydalı olduğunu belirten Tür, dezavantajların da büyük olduğunu söyledi. Sarısu Sahili’nin ortasına yapılacak yaklaşık 950 metre uzunluğundaki iskele nedeniyle görselliğin bozulacağını ve herhangi bir sıkıntıda sahilin etkileneceğini açıklayan Tür, “Bu tesisi sahilin tam ortasına yapmak yerine başka alternatifler düşünülebilir. Antalya Limanı Batı ana dalgakıranı üzerinden veya yanından bir iskele önerilebilir. Sahilin güvenliği açısından daha uygun olacağı düşüncesindeyim” dedi. Kıyıya bağlantısı olmayan dolfen iskele önerisinde de bulunan Tür, dolfenin riskleri ortadan kaldırmayacağını sadece görsel olarak tatmin sağlayacağını açıkladı. Konferansın sonunda konuşmacılar, izleyenlerin sorularını yanıtladı. HABER: YUSUF KATRAĞ
Tel : 0 242 311 76 60 0 242 311 76 61 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim