“Talebimiz ve kararlılığımız net”
10 yılını dolduran her öğretmenin uzman, 20 yılını dolduran her öğretmenin de başöğretmen olarak değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Türk Eğitim Sen, bu konudaki talebini bir kez daha ortaya koydu. İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde açıklama yapan Türk Eğitim Sen Antalya 1 Nolu Şube Başkanı Oğuz Öztürk, “Türk Eğitim Sen'in tavrı, talebi ve kararlılığı nettir” dedi. Bu konuda Türk Eğitim Sen’e ayar vermeye çalışanların olduğunu belirten Öztürk, “Biz ne yaptığını bilen, kariyer basamaklarının sınavsız olması noktasındaki kararlılığından taviz vermeyen, ayar verilen değil gerektiğinde ayar veren, tabanının hassasiyet ve beklentilerini bilen ve dikkate alan bir sendikayız” diye konuştu.
Türk Eğitim Sen Antalya 1 Nolu Şubesi üyeleri, eğitim çalışanlarının güncel problemlerini ve haklı taleplerini dile getirmek için Antalya Milli Eğitim Müdürlüğü önünde biraraya gelerek basın açıklaması yaptı. Türk bayrağı açılarak “Türkiye sevdamız ekmek için kavgamız, Susma susmadık susmayacağız, Ne mutlu Türküm diyene” sloganlarının atıldığı eylemde açıklamayı üyeler adına Başkan Oğuz Öztürk okudu. Öğretmelik Meslek Kanunu, Eğitim-Öğretime Hazırlık Ödeneği, banka promosyonları ve kariyer basamakları sınavına değinen Öztürk, haklı ve uygulanabilir talepleri olduğunun altını çizerek kararlılık vurgusu yaptı. Eğilip bükülmeden dik duruşlu bir sendikacılık ortaya koyduklarını vurgulayan Öztürk, sorunların çözümü için gayret sarf ettiklerini kaydetti.
“EĞİLMEDİK, BÜKÜLMEDİK, DEĞİŞMEDİK”
Öğretmenlikte kariyer uygulamasıyla ilgili taleplerini dile getiren Öztürk, “2005 yılında ilk sınav yapıldığında sınava hayır demiş ve 10 yıl uzman, 20 yıl başöğretmen demiştik. 2014 yılında da 10 yıl uzman, 20 yıl başöğretmen dedik. 2015 yılında yine 10 yıl uzman, 20 yıl başöğretmen dedik. Şimdi yine aynı yerde aynı şekilde dimdik duruyoruz. Eğilmedik, bükülmedik, değişmedik. Yine aynı şekilde 10 yıl uzman, 20 yıl başöğretmen diye haykırıyoruz. Susmadık susmayacağız. Eğitim çalışanlarının güvenini sarsmadık sarsmayacağız. Geçmişi olmayanların peşine düşüp algı operasyonu ile hareket etmek değerli meslektaşlarımıza yakışmaz. 9 yaşındayız diyen bir sendika sınavı boykot edin diyenlerin çağrısına uyarak 50-100 kişi ile sokağa çıkıyor yarısı siyasi destekçileri. Ardından da kitap gibi fotokopi bastırıyor 20 lirasını sendika verecek gerisini siz verin sınava burada çalışın diyor. Bunlar size başka konuşup yandaşına başka konuşanlar. Biz 30 yıldır kimseyi aldatmadık. Kimseyi kandırmadık. Her zaman öğretmen odalarında başköşeye oturup derdinizi dinleyip derman olduk. Hepsi biliyor, bir soruna 30 yıllık adam gibi adamların sendikası sizin sendikanız Türk Eğitim Sen el atmaz ise o sorun çözülmez. Hepsinin ümidi, umudu biziz, sizsiniz. Bu nedenle her sendika bize saldırıyor ve algı yapıyor” dedi.
“KARİYER MESELESİNDE, AĞZI OLAN KONUŞMASIN”
Türk Eğitim Sen Genel Başkanı Talip Geylan’ın 4 Eylül’deki "Sınav meselesi ya çözülecek ya çözülecek" sözlerini hatırlatan Öztürk, şunları dile getirdi:
“Peki ardından 25 Eylül’de bakın ne diyor Genel Başkanımız Sayın Talip Geylan, kariyer meselesinde, ağzı olan konuşmasın! ‘Hizmet yılı esas alınarak öğretmenlerin kariyer planlaması yapılsın’ talebimize karşılık, “Kamunun hiçbir alanında sınavsız uzman olunmazken, öğretmenler neden sınavsız olsun?” şeklinde dile getirilen eleştiri gerçekçi ve mesnetli bir yaklaşım değil. Uzman öğretmenliği, kamudaki kariyer uzmanlığı ile eşdeğer görmek ve mukayese etmek doğru değildir. Çünkü; kamunun diğer alanlarındaki kariyer uzmanlığında kişinin yaptığı işin niteliği değişmektedir ve yeni pozisyon yeni bir kadrodur. Örneğin; tıp fakültesinden mezun olursunuz, pratisyen hekim olarak atanırsınız, tıpta uzmanlık sınavına girersiniz ve başarılı olursanız belli alanda ihtisas yapar ve o alanın uzman doktoru olursunuz. O alanda uzman doktor olabilmeniz için belirli yetkinlik ve yeterlilikleri taşımanız gerekir. Nitekim sınav da bu yeterlilikleri ölçmek için yapılır. Uzman doktor olduğunuzda da yaptığınız işin niteliği değişir. Ancak MEB’de uzman olmayan öğretmenle uzman öğretmenin ya da başöğretmenin yaptığı işin niteliği aynıdır. Uzman öğretmenlik ya da başöğretmenlik için ilave yeterlilikler aranmıyor. Ayrıca uzman öğretmenlik ve başöğretmenlik yeni bir kadro değildir. Bu itibarla her önüne gelenin hüküm vermesi, ağzı olanın ulu orta konuşması çok çirkin durmakta ve meseleyi farklı mecralara sürüklemektedir.”
“TAVRIMIZ, TALEBİMİZ, KARARLILIĞIMIZ NET”
Türk Eğitim-Sen’in makul ve uygulanabilir önerileri olduğunu vurgulayan Öztürk, “10 yılını dolduran her öğretmen uzman 20 yılını dolduran her öğretmen de başöğretmen olarak değerlendirilsin. Tekrardan özetliyor ve buradan İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünden duyuruyorum. Türk Eğitim Sen'in tavrı, talebi ve kararlılığı nettir” diye konuştu.
SÜRECİ HATIRLATTI
Süreci hatırlatan Öztürk, konuşmasına şöyle devam etti:
“2006 yılında ilk yapılan Kariyer Basamakları sınavına üyelerine katılmama çağrısı yapan ve üyelerinin kahir ekseriyetinin çağrıya uyduğu sendika Türk Eğitim-Sen’dir. Yine sürecin sınavsız işletilmesi için2006 yılında dava açan biziz. Yeni kanun çıkarılırken sürecin sınavsız ve 2006 yılının devamı niteliğinde değerlendirilerek, 2006 yılı itibari ile görev başında olanların başöğretmen ilan edilmesini isteyen de Türk Eğitim-Sen. Görevde 10 yılını dolduranların sınavsız Uzman, 20 yılını dolduranların sınavsız Başöğretmen olması için mücadele eden de biziz. Konu ile ilgili Milli Eğitim Bakanı ve Siyasi Parti Grup Başkanları ile defalarca görüşerek onlarca açıklama, sosyal medya çalışması ve raporlar hazırladık. Milli Eğitim Bakanı’nın “Türk Eğitim-Sen 2006 yılından beri sınava açık ve net bir şekilde karşı, duruşunda bir değişiklik yok” dediği sendika biziz. Kanun çıkarılıp uygulama ile ilgili yönetmelik ve takvimin ilanını takiben, 25 Haziran’da ilgili kanunun, takvim ve sınavın iptali için Anayasa Mahkemesi’ne ulaşacak dava sürecini başlatan, Bakanlığın videoları izlemeye açıldığında en üst perdeden itiraz eden sendika Türk Eğitim-Sen. Daha 15 gün önce Kariyer Basamakları sınavı ile ilgili “Ya çözülecek, Ya Çözülecek” açıklaması yapan Genel Merkez, kanun ile yapılan bir düzenleme ancak yeni bir kanun ile değiştirilebilir gerçeğinden hareketle Ekim ayında TBMM açıldığında sınavın kaldırılması için kanun teklifi hazırlayan Türk Eğitim-Sen’dir.”
“HASSASİYET VE BEKLENTİLERİ DİKKATE ALIYORUZ”
“Bunca çalışmayı yapan ve sendikacılığı alanlarda inşa eden bir anlayışın eylem ve etkinliklerden imtina ettiğini düşünmek akla ziyan bir anlayıştır” diyen Öztürk, “Şimdi sınavı savunan, baraj 70 değil 60 olsun diyen, iki elin parmağı kadar üyesine sınava girmeyin çağrısı yapıp ancak üyelerini ikna edemedikleri için yardımcı kaynak ve soru hazırlayanlar, sınav iptal edilmeli diyerek sınava hazırlanan öğretmenlerin konsantrasyonunu bozuyorsunuz diyenler; Türk Eğitim-Sen’e ayar vermeye kalkmışlar. Biz ne yaptığını bilen, kariyer basamaklarının sınavsız olması noktasındaki kararlılığından taviz vermeyen, ayar verilen değil gerektiğinde ayar veren, tabanının hassasiyet ve beklentilerini bilen ve dikkate alan bir sendikayız” ifadelerini kullandı.
“İÇİ BOŞ BİR KANUN, İÇİNİ DOLDURMAK İÇİN ÇALIŞACAĞIZ”
TBMM açılır açılmaz meslek kanununa gerekli önergeler vererek eklemeler yaptıracaklarını bildiren Öztürk, siyasiler ile görüşülmeye devam edildiğini açıkladı. Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun içi boş çıktığını kaydeden Öztürk, konuşmasına şöyle devam etti:
“13 madde ikisi geçici 11 maddelik içi boş bir meslek kanunu. Böyle mi kalacak? hayır içini doldurmak bizim işimiz ve doldurmak için çalışacağız, hakkınız olanları yasallaştıracağız, hak ettiğimiz bir meslek kanununa kavuşacağız. İçinde Öğretmen atama yönetmeliği, Yönetici atama yönetmeliği, Personel atama yönetmeliği, Proje okulları atama yönetmeliği, Kariyer basamakları, Eğitim çalışanlarının çocuklarına burs, kredi ve yurt, eğitim çalışanı arkadaşımızın çocuklarına eğitim çalışanı olmak istiyorum derse öncelik gibi birçok madde olacak. 4 Şubat 2022 tarihinde yürürlüğe giren Öğretmenlik Meslek Kanunu’nu beklentilere karşılık vermeyen, öğretmenlerin muhatap olduğu atama, yer değiştirme, yönetici atama gibi süreçlerin yer bulmadığı eksik bir düzenleme olarak yürürlüğe girmiştir. TBMM’nin 1 Ekim’de açılmasıyla birlikte hem MEB ile hem de siyasi partilerle teması yoğunlaştırarak şimdiye kadar olduğu gibi bu konudaki tüm gayretimiz ve çabamız; önümüzdeki süreçte Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun içeriğinin adına yaraşır şekilde zenginleştirilmesi ve revize edilmesi olacaktır.”
“HAZIRLIK ÖDENEĞİ TÜM EĞİTİM ÇALIŞANLARINA VERİLMELİ”
Eğitim-Öğretime Hazırlık Ödeneği’nin de tüm eğitim çalışanlarına verilmesi gerektiğini vurgulayan Öztürk, “2020 yılında 1.210 TL, 2021 yılında 1.250 TL olarak verilen hazırlık ödeneği, enflasyon oranları ve kırtasiye kalemlerindeki ciddi artışlara rağmen 2022 yılında sadece 1.325 TL olarak ödenecektir. Bu kabul edilir bir rakam değildir. Eğitim-Öğretime Hazırlık Ödeneği bir maaş tutarında ve ayrım yapılmaksızın tüm eğitim çalışanlarına ödenmelidir. Çünkü eğitim çalışanı sadece öğretmen değildir. Mimar, avukat, aşçı, hemşire, şoför, şef, memur, hizmetli daha birçok çalışanımız var ve ayrılamayız, ayrıştıramazsınız biz bir bütünüz ve eğitim çalışanlarıyız. Bakanlığımız bu ödeneği, 1 milyonu aşkın öğretmene ödeyebiliyor ise Milli Eğitim Bakanlığı’nın bütçesi, geri kalan yaklaşık yüz bin çalışana da verebilecek güçtedir. Her eğitim çalışanı eğitim öğretime hazırlık ödeneği almalıdır. Türk Eğitim Sen’in mücadelesi her eğitim çalışanı arkadaşımız ödenekten yararlanıncaya kadar kararlılıkla devam edecektir” diye konuştu.
“PROMOSYON MESELESİNİ ÇÖZMEYE ÇALIŞIYORUZ”
Banka promosyonlarıyla ilgili de yoğun bir çalışma içerisinde olduklarını kaydeden Öztürk, “ Promosyon meselesi de bizim işimiz. Duyduklarınız doğru. Kahramanmaraş iptal etti yeni imza attı. Siirt aynı şekilde ve diğerleri. Kimdi çalışan ve başaran. Tabi ki sizin sendikanız Türk Eğitim Sen. Biz de Antalya olarak 3 ilçede pilot uygulama ile Muratpaşa, Korkuteli, Konyaaltı dilekçelerimizi verdik. Cevap olumsuz geldi. Tüketici Hakem Heyeti’ne gittik yine cevap olumsuz. Avukatımız aracılığı ile promosyon sözleşmelerine ulaştık. Yetkili malum sendikanın imza attığı sözleşmelerde eksik bir yer bulamadık. Açık bir kapı yok. İptali söz konusu değil. Elbette durmadık, yılmadık, yılmayacağız. Bu sefer de tüm ilçelere promosyon güncelleme dilekçesi verdik. Süreci takip ediyoruz ve hakkımızı alacağız. Bir kamu emeklisine 8 - 10 bin lira veren bankalar 500 - 1000 kişinin çalıştığı kurumlara 3-5 bin lira vererek sözleşme imzaladı. Bu böyle olmaz. Bunun için Türk Eğitim-Sen burada ve bugün de buradan promosyon hakkımızı istediğimizi ve kararlı olduğumuzu ilan ediyoruz” dedi. Açıklamanın ardından Öztürk, promosyon meselesini görüşmek üzere diğer sendika temsilcileriyle birlikte İl Milli Eğitim Müdürü Emre Çalışkan ile bir araya geldi. HABER: YUSUF KATRAĞ
Tel : 0 242 311 76 60 0 242 311 76 61 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim