Tüm Bel Sen, zamları protesto etti

Enerji ve temel gıda ürünlerine gelen yüksek zamlar, Tüm Bel Sen Antalya Şubesi tarafından protesto edildi. Hükümete yönelik eleştirilerde bulunan Tüm Bel Sen Antalya Şube Başkanı İlhan Karakurt, “Kara kışın ortasında, bu hayat pahalılığı ve ekonomik kriz içinde yurttaştan daha fazla sabır ve fedakarlık istemeye kimsenin hakkı yok” dedi.

Tüm Belediye ve Yerel Yönetim Hizmetleri Emekçileri Sendikası (Tüm-Bel-Sen) Antalya Şubesi tarafından enerji ve temel gıda maddelerine gelen yüksek orandaki zamlar, Antalya Büyükşehir Belediyesi hizmet binası önünde protesto edildi. “Elektrik, doğalgaz gibi zamlara hayır. Geçinemiyoruz. İnsanca yaşanacak ücret istiyoruz” yazılı pankart açan sendika üyeleri, “Elektrik çarptı, doğalgaz çarptı, yağ çarptı, ekmek çarptı, patlıcana erişim engeli kondu” yazılı dövizlerle, yanlarında getirdikleri ekmek ve simitle dikkat çekti. Ekonominin baş aşağı gittiğini söyleyen Tüm Bel Sen Antalya Şube Başkanı İlhan Karakurt, döviz kurlarındaki büyük artışla parası pul olan, yüksek enflasyonla ve işsizlik sarmalıyla boğuşan emekçilerin büyük bir yıkımla karşı karşıya olduğunu söyledi.

“ZAMLAR TOPLUMU BÜYÜK BİR SEFALETE SÜRÜKLÜYOR”

Özellikle son aylarda en temel ihtiyaç ürünlerine gelen ve ardı arkası kesilmeyen zamların toplumu büyük bir sefalete sürüklediğini dile getiren Karakurt, “Çalışma koşulları giderek ağırlaşıyor, ücretler hızla eriyor. Bunun karşısında memleketin bütün birikimlerinin üzerine çöreklenmiş bir avuç sermayedar ise krizi adeta fırsata çevirerek servetlerine servet katmaya devam ediyor” şeklinde konuştu.

"MAAŞ ZAMLARI ÇALIŞANIN ELİNE GEÇMEDEN ERİDİ”

AK Parti iktidarının 20 yıllık sürede yaptığı özelleştirmeler, yüksek dış borç, yüksek faiz ve ucuz iş gücü politikasıyla tarımı çökerttiğini ileri süren Karakurt, “Ocak ayında asgari ücret ve memur maaşlarına yapılan artışlar daha işçinin ve memurun cebine girmeden uçtu gitti. Gıda ürünlerinden doğalgaza, akaryakıttan elektriğe kadar tüm ürünlere birbiri ardına gelen zamlar, emeğiyle geçinen geniş toplum kesimlerinin hayatlarını sürdürülemez hale getirdi. Emekçiler hayat pahalılığı ve kötü çalışma koşullarına karşı direniyor. Ülkenin dört bir yanından hayat pahalılığına ve fahiş zamlı faturalara karşı yapılan eylemlerle öfke ve tepkiler büyüyor” şeklinde konuştu.

“EZİYETE SON VERİLMELİ, ZAMLAR GERİ ÇEKİLMELİ”

 Elektriğe yüzde 125 zam yapıldığını ve kademeli tarife getirildiğini hatırlatan Karakurt, “Elektrikte kademeli tarifeyi kademeli zulüm yaptılar. Asgari ücrete yapılan zammın yüzde 43,6’sı yani neredeyse yarısı yok oldu. Elektrik, doğalgaz ve akaryakıta yapılan zamların bütçeye aylık maliyeti şimdiden 565 TL oldu. Bu faturalar ödenmez; bu faturaları ödetmeye kalkmak bu karda kışta milyonlarca insanı elektriksiz bırakmak demektir. Geçen yıl 5 milyon ailenin elektriğinin kesildiği düşünülürse bu yıl bu sayı katlanarak artacaktır. Bu büyük eziyete son verilmeli, zamlar geri çekilmeli. Kara kışın ortasında, bu hayat pahalılığı ve ekonomik kriz içinde yurttaştan daha fazla sabır ve fedekarlık istemeye kimsenin hakkı yok. Dolayısıyla, sebebi ve sorumlusu olmadığımız ekonomik ve siyasi istikrarsızlığın bedelini bize ödetmek istenmesine tahammülümüz yok” ifadelerini kullandı.

"ENERJİ ŞİRKETLERİ KAMULAŞTIRILMALI"

Başta gıda ürünleri olmak üzere elektrik, doğalgaz, akaryakıt, ulaşım gibi temel ihtiyaç kalemlerine yapılan zamların geri alınması ve vergilerin düşürülmesi gerektiğini vurgulayan Karakurt, şunları söyledi:

"Öncelikle elektrik yardımı uygulaması şeffaflaştırılarak ölçütleri kamuoyu ile paylaşılmalı ve yardım sınırı aylık 230 kWh’a yükseltilmeli. Konutlarda elektrik, doğalgaz ve suya yansıyan KDV sıfırlanmalı. Enerji bir insan hakkıdır; maddi imkansızlık nedeni ile elektrik, doğalgaz, su faturalarını ödeme zorluğu çekenlerin elektrik, gaz ve suyu kesilmemeli. Bu ihtiyaçlar kamu kaynaklarından sağlanıp, halkın karanlıkta, soğukta ve susuz kalmaları önlenmeli. Kalıcı çözüm için enerji şirketleri derhal kamulaştırılmalı. Kamu hizmetlerinin piyasalaştırılmasına, tasfiyesine ve özelleştirme soygununa son verilmeli. Ülkedeki gelir adaletsizliği tarihin hiçbir döneminde görülmemiş boyutlara ulaştı. Yandaş şirket ve tekellere değil, işçi, memur ve emekliye ekonomik destek ve katkı sağlanmalı. Hızla artan fiyatlar karşısında düşük ücretleri hızla eriyen çalışan ve emeklilerin gelirleri insanca yaşamalarına imkan verecek düzeye yükseltilmeli. Kamu emekçileri ile ek sözleşme yapılarak ekonomik kayıpları giderilmeli.” HABER: YUSUF KATRAĞ