“Turizm dışındaki bütün denizcilik faaliyetleri Konyaaltı’nda”

Önceki toplantıda Antalya’nın sanayisini konuşan Konyaaltı Sanayici İş İnsanları Derneği (KONYSİAD) üyeleri, bu kez denizi konuştu. KONYSİAD’ın Şubat ayı olağan üye buluşmasının konuşmacı konukları Bölge Liman Başkanı Muhammet Alper Keçeli, Deniz Ticaret Odası Antalya Şube Başkanı Ahmet Çetin ve Antalya Balıkçı Barınağı’na Kayyum olarak atanan Su Ürünleri Mühendisi Erkan Biçer oldu. Şehir merkezindeki bir otelde gerçekleştirilen toplantının konusu, “Denizimizin Geleceği” oldu. 

“ANTALYA’DA DENİZCİLİK, TURİZMİ DESTEKLEYEN EN BÜYÜK FONKSİYON”

Yaptıkları çalışmalarla ilgili de iş insanlarını bilgilendiren Bölge Liman Başkanı Muhammet Alper Keçeli, “Antalya bir liman şehri diyoruz ama özüne baktığımızda turizm ve tarımla anılıyor. Çok yok zannettiğimiz denizcilik aslında Antalya’nın ticari hayatında, siyasi hayatında, günlük hayatta, eğitimde, ekonomide ağırlıklı olarak var. Antalya bir turizm şehri ama bunu destekleyen en büyük fonksiyonlardan biri deniz turizmi. Bin 200’e yakın ticari tekneyle deniz turizmi besleniyor. Buna yaz dönemindeki su sporları dahil. Denizcilik, Antalya’da aslında turizm öncülü en büyük destekleyici fonksiyon. Yelkenden tutun rüzgar sörfüne kadar” dedi.

“EKONOMİYE BÜYÜK KATKI”

Antalya’nın tarım şehri olmasının yanında balık çiftlikleri olduğuna da dikkat çeken Keçeli, “Barınakta faaliyet sürdüren balıkçılar da var” diyerek liman faaliyetlerinin sürdürüldüğüne de dikkat çekti. Kentte yat ve tekne imalatı yapıldığına da işaret eden Keçeli, bir lüks yatın yapımında en az 10 bine yakın parçanın yan sanayi olarak kullanıldığını belirtti. Endüstriyel olarak yat ve tekne imalatının ekonomiye büyük katkı verdiğinin altını çizen Keçeli, “Antalya’da 250’ye yakın kızakta tekne var. Bu neredeyse turizm ve tarım kadar katkı sağlayan bir fonksiyonken adı çok fazla anılmıyor. O da makro düzeydeki politikalardan kaynaklanıyor. Çünkü, endüstriyel fonksiyonlar Antalya’da çok fazla gündeme getirilmiyor” şeklinde konuştu.

“BAĞLAMA YERİ SORUNU VAR”

Bağlama yeri ile ilgili sorunlar yaşandığını belirterek Antalya’da 900 tane bağlama yeri olduğunu bildiren Keçeli, “Altyapı yatırımları yapılmalı. Zamanında yapılan çalışmalar olmuş ama yüksek maliyetler gerektirdiği için karar vericiler tarafından ileriye gitmemiş. Aksu Çayı’nın tamamını marinaya çevirmek veya Boğaçayı’na kadar liman havzasının tamamını marinaya çevirmek, bunları yapsak dahi Antalya’nın ihtiyacına karşılık gelmiş olmuyor” dedi. Altyapı yatırımlarının siyasetin gündeminde olmadığını belirten Keçeli, “Antalya özelinde ikinci bir barınak dışında konuşulan bir altyapı çalışması yok. Ama reelde ciddi bir sorun var. Bu sorunun aşılması için de irade ve niyet gerekiyor” açıklamasında bulundu.

“DENİZ TURİZMİ DIŞINDAKİ GEMİ HAREKETİNİN TAMAMI KONYAALTI’NDA MEYDANA GELİYOR”

Kıyı Master Planı’nın gözden geçirilmesi gerektiğini dile getiren Keçeli, şöyle konuştu:

“Antalya’daki denizcilik faaliyetlerinin yüzde 98’i Konyaaltı’nda meydana geliyor. Limancılık faaliyetleri, gemi hareketleri Konyaaltı’nda. Deniz turizmine girildiğinde diğer ilçelerde de faaliyetler var ama deniz turizmi dışındaki faaliyetlerin tamamı Konyaaltı’nda meydana geliyor. Bizim 5 liman işletmemiz var hepsi Konyaaltı’nda. Limanımız burada, gemi hareketlerinin tamamı Konyaaltı’nda cereyan ediyor. Denizciliğin endüstriyel ve ekonomik anlamdaki yükü Konyaaltı’nda yaşanıyor. Buradaki ihtiyaç liman alanının genişlemesine veya farklı bir fonksiyonla değerlendirilmesine yönelik Kıyı Master Planı çalışması yapılması” şeklinde konuştu. Keçeli, Antalya’da denizciliğin kent bürokrasisinin, siyasetin ne kadar gündemindeyse o kadar konuşulabilir durumda olduğunu da sözlerine ekledi.

DENİZİN LOJİSTİK AÇISINDAN ÖNEMİ

Kentteki denizciliğin ihracat ve ithalat malları açısından yurt dışına açılan kapı olduğunu kaydeden Keçeli, yılda yaklaşık 4 buçuk milyon tona yakın mal elleştiğini açıkladı. Bunun gelişmeye ihtiyacı olan bir rakam olduğunu belirten Keçeli, şöyle konuştu:

“Yarısı mendirek içine, yarısı mendirek dışına olmak üzere 480 gemi gelmiş. Mendirek dışı doğrudan akaryakıt tedariki anlamına geliyor. Benzin, mazot, jet yakıtı gibi rafineride işlenen akaryakıt şamandıra tesislerine geliyor. Buradan doğrudan havaalanına veya depolama alanından benzin istasyonlarına ve araçlarımıza nakli söz konusu. Yani araçlarımızın tamamının yakıtı gemilerle geliyor. Dolayısıyla Antalya’nın sürdürülebilir yaşamının en etkin fonksiyonlarından biri olan enerji tedarikinin ana unsuru deniz yoluyla sağlanıyor. Rekorlar kırılan havaalanındaki uçakların yakıtı da aynı yolla geliyor. Günde yaklaşık 1000 metreküp yakıtın boru hattıyla, 8 tankerle de kara yoluyla havaalanına gidişi var.”

“EN BÜYÜK SORUN YAT ÇEKEK YANAŞMA YERİ, ANTALYA’DA 45 BALIKÇI VAR”     

Antalya’nın en büyük sorununun yat çekek yanaşma yeri olduğunu bildiren Deniz Ticaret Odası Antalya Şube Başkanı Ahmet Çetin ise, “Bu 25 Mayıs’ta açılacak Demre Marina ile batıda kısmen çözülecek. Adrasan çok kötü durumda” dedi. Antalya’da 6 tane balıkçı barınağı, Demre ile birlikte 7 tane marina bulunduğunu bildiren Çetin, “640 kilometrelik sahilde yeterli değil. Antalya, en verimli dönemini 2019 yılında deniz turizminde rekor sayıda taşımacılık yaparak yaşadı. Özellikle kentin doğusunda çok büyük problem var. Manavgat yat yanaşma marina çekek yeri projemiz, golf alanı ilan edilince yattı. Antalya’da günübirlik tekne üretiminin yüzde 90’ı Manavgat’ta. Balıkçı barınakları ihtiyacın binde 3’ünü karşılıyor. Deniz turizmi geliştikçe balıkçı barınakları marina yerine dönüştü. Balıkçıların olduğu yerde ticari tekneleri barındırıyoruz. Dolayısıyla balıkçılık bitti. Antalya’nın merkezinde balıkçılık yapan 45 balıkçı var. Turizm tekneleri balıkçı barınağını da kullanıyor. Çünkü, marina, Kaleiçi yeterli değil. Antalya’da büyük bir marina veya yat yanaşma yeri yapılması zaruri” şeklinde konuştu.  

“YAPILMASI GEREKEN İŞLERLE İLGİLİ SIKINTILAR VARDI”    

Antalya Balıkçı Barınağı Kayyumu Su Ürünleri Mühendisi Erkan Biçer ise, Antalya’da turizm balıkçılığı gibi bir fırsat olduğuna dikkat çekti. Antalya Balıkçı Barınağı’nın Su Ürünleri Kanunu ve alt mevzuatı Balıkçı Barınakları Yönetmeliği kapsamında yönetilen bir kıyı yapısı olduğunu belirten Biçer, “Bu yönetmelik kapsamında kiraya verildi. Mevzuat kapsamında da gerekli denetimleri yapıldı. Kiraya verilirken Kooperatif Kanunu’na tabi olan 2 kooperatifimiz var. Bu 2 kooperatif bu kıyı yapısını kiraladı ve faaliyetlerine başladı. Devletimizin organları bütün faaliyetleri denetliyor” dedi. İlgili mevzuatlar kapsamında yerine getirilmeyen hususların olduğunu dile getiren Biçer, “Kooperatifin yapması gereken işlerle ilgili sıkıntılar vardı. Bunlar rapor edildi ve kooperatiflere belli bir süre verildi. Bu kooperatifler süre içinde eksiklikleri yerine getirmediği için Bakanlık buraya el koydu ve bizi görevlendirdi. Buradaki yönetim şekli ileride kamusal zarar oluşturabileceğinden dolayı oraya müdahale etti. Daha sonra da Medeni Kanun kapsamında mahkeme kararıyla buraya kayyum ataması yapıldı. Şeffaf olarak yönetilerek hızlı bir şekilde genel kurula götürülecek şekilde bize teslim edildi” açıklamasında bulundu. Kooperatif Mevzuatı kapsamında yönetimi devraldıklarını söyleyen Biçer, genel kurula götürecek şekilde çalışmaları sürdürdüklerini bildirdi.

“KAYYUMLUK KONUSU O OPERASYONLA ALAKALI DEĞİL”

Devletin diğer kurumlarının gerekli çalışmaları yaptığını ve görevlendirilmelerinin zamanının sıkıntılı olduğunu belirten Biçer, “Sahil Güvenlik Komutanlığı tarafından yürütülen operasyon vardı. Biz o operasyonun arkasından görevlendirildik. Sanki o operasyonla bağlantılıymış gibi algılandı ama bizim görevlendirme açısından o operasyonla ilgimiz yok. O konuyla ilgili kolluk kuvvetleri gerekli bilgileri varsa toplamışlardır. Dosyalar adli makamlarca hazırlanmıştır. Gerekli görürlerse dava açılır ya da açılmaz. Soruşturma aşamasında ama kayyumluk konusu o operasyonla alakalı değil. Kendi iç işleyişimizle ilgili” dedi.

“DENİZLER YADSINAMAZ BİR GÜCE SAHİP”

Konuk konuşmacılara teşekkür eden KONYSİAD Başkanı İlhami Kaplan ise, denizlerin yadsınamayacak bir güce sahip olduğunu söyledi. “Deniz gücü, uluslararası politikalar başta olmak üzere, ülkelerin ticari etkinliğine de değerli katkılar sağlayan bir mekanizmaya sahiptir” diyen Kaplan, “Bu mekanizmayı kontrol edebilen veya yönlendirebilen ülkeler,       deniz ticareti, ulaşım, deniz turizmi ve güvenlik gibi bir çok imkanı kullanabilir. Deniz gücünün oluşturduğu, politik veya askeri gücün yanında ekonomik, kültürel ve sosyal olanaklara yön veren bir yapıyı kontrol altında tutabilmek, uzun vadede ülke gelişimine önemli katkılar sağlayacaktır. İhracat ve ithalata bağlı ticari faaliyetlerde, taşımacılık imkanları, ticaret hacminin genişlemesi, gıda ürünleri ve turizm potansiyeli gibi katkılar da sağlayacaktır” ifadelerini kullandı. Dernek çalışmalarıyla ilgili de bilgi veren Kaplan, Ramazan ayı dolayısıyla bölgedeki ihtiyaç sahiplerine Ramazan paketi dağıtacaklarını belirterek, bu konuda iş insanlarının desteğine açık olduklarını kaydetti.

GÜNÜN ANISINA ATKI VE PLAKET HEDİYE EDİLDİ

Toplantı, konuk konuşmacılara günün anısına Antalyaspor atkısı ve plaket verilmesinin ardından toplu fotoğraf çekimiyle son buldu. HABER: ÖMER ALİ YETGİN