“Yanan alanların korunması halk denetimiyle mümkün”
Yanan ormanlık alanlarla ilgili kaygılı olduklarını belirten Emek Partisi Genel Başkanı Ercüment Akdeniz, “Sendikalar, demokratik kitle örgütleri, siyasi partiler, köylü örgütleri, hak savunucuları, konunun uzmanları, emek ve meslek örgütleri, aydınlar, akademisyenler bir araya gelerek platformlar oluşturmalı ve buraları denetlemeliler. Buralarda bir çivi çakılmamasının garantisi halkımızın yapacağı denetimdir. Yerel platformlarda bir araya gelelim ve yanan alanları koruyacak halk denetimini birlikte gerçekleştirelim” dedi.
Emek Partisi Genel Başkanı Ercüment Akdeniz, Manavgat ve diğer ilçelerdeki orman yangınlarıyla ilgili temaslarda bulunmak için Antalya’ya geldi. Yangın alanlarını inceledikten ve oradaki vatandaşlarla görüştükten sonra şehir merkezindeki bir kafede basın açıklaması yapan Akdeniz, yanan alanların korunması konusunda endişeli olduklarını bildirdi. Yanan alanların korunmasının halk denetimiyle mümkün olduğuna dikkat çeken Akdeniz, bir araya gelerek halk denetimi oluşturma çağrısında bulundu. Bölgeden edindiği izlenimleri de paylaşan Akdeniz, evi ve ahırları yanan vatandaşların borçlandırılarak ipotek altına alınmaması ve afet durumu olduğu için yapıların karşılıksız yapılması gerektiğini söyledi. Parti adına hazırlanan raporun özetini ise Emek Partisi Antalya İl Başkanı Hasan Alkan okudu.
“YANGINLAR PEK ÇOK ŞEYİ TARTIŞMAYA AÇTI”
Emek Partisi olarak yangın çıkan tüm bölgelerde ilçe, il, bölge örgütleri, merkez yönetim kurulu üyeleriyle birlikte ziyaretlerde bulunarak vatandaşlarla görüştüklerini ve rapor hazırladıklarını bildiren İl Başkanı Hasan Alkan, “Son olarak Emek Partisi Genel Başkanı Ercüment Akdeniz ve beraberindeki heyet Muğla, Aydın, Denizli, Antalya illerinde saha gezisi yaptı. Gezide yerel yöneticiler, üretici köylüler, dernekler, odalar, sendikalar, işçiler ve emekçilerle yapılan görüşmeler, incelemelerimiz sonucu ve konunun uzmanı mühendisler, akademik odalarının görüşleri, yayınlanmış bilimsel veriler ışığında bir rapor hazırladık” dedi. AK Parti iktidarına yönelik eleştirilerde bulunan Alkan, ”Kaç noktada yangın çıktı, kaçı söndü, kaçında devam ediyor sayamıyoruz ama son yapılan açıklamalarda 53 ilde 270 orman yangınından 267’sinin kontrol altına alındığı belirtiliyor. Başta Tarım ve Orman Bakanlığı olmak üzere ilgili kurumlar ve hükümet resmi verileri tamamen açıklamadılar. Fakat 9 kişi hayatını kaybederken binlerce hayvan ve canlı ölürken, tarım arazileri, seralar, ormanlar ve ekosistem yandı. Bu süreç ormanlar ve yangınlar konusunda pek çok şeyi de tartışmaya açtı” şeklinde konuştu.
“YANGINLAR KONUSUNDA EN KÖTÜ DÖNEMİ YAŞIYORUZ”
Ormancılık konusunda uzmanların öncelikli olanın önlem ve koruma olduğunu belirttiğini dile getiren Alkan, Orman Genel Müdürlüğü (OGM) verilerine dikkat çekti. “Verilere göre bu yıla kadar ülkemizde orman yangınlarının yüzde 46,8’i ihmal, yüzde 9,4’ü kaza, yüzde 11’i doğal ve yüzde 24,7’si de bilinmeyen nedenlerle çıkıyor” diyen Alkan, konuşmasına şöyle devam etti:
“Orman yangınlarının temel nedeni hükümetin yanlış ormancılık politikaları ve özelleştirmelerle, vahşi madencilik politikaları ile sermayenin hizmetine sunulan ülkenin ormancılık yönetimidir. Orman Genel Müdürlüğü’nün resmi verilerine göre son 5 yılda, önceki 5 yıla göre yanan orman alanlarının yüzde 85, yangın başına düşen yanan alan miktarının da yüzde 72 artmış. Bu bulgular, 19 yıldır ülkeyi yöneten iktidar partisinin, son yıllarda orman yangınlarıyla mücadele konusunda kendi yönettiği önceki dönemlerle karşılaştırıldığında bile en kötü dönemini yaşadığını gösteriyor. Sadece 2012-2014 döneminde yangın sayısında yüzde 49 artış olmuş, fakat daha sonraki dönemlerde düşük oranlarda artış ve azalışlar olmuş. Yıllık yanan alan miktarında ise 2015-2017 dönemi hariç, yüzde 115’e varan olağanüstü artışlar olmuş. Bu kategoride son 3 yıldaki artış da yılda ortalama 8 bin 123’den 12 bin 649’a çıkarak yüzde 55,7 oranına ulaşmış. Sadece bu rakam ve oranları analiz ettiğimizde; son yıllarda yangın sayısı çok fazla artmamış olsa bile, yanan alan miktarının ciddi oranlarda artmış olmasının, yangına erken müdahalede ve yangınla mücadelede son yıllarda oldukça başarısız olduğunun göstergesi. Yangın başına düşen yanan alan miktarı; 2009-2011 döneminde 2,07 hektar olan bu miktarın, sürekli artarak 2018-2020 döneminde 5 hektara ulaştığı görülüyor. Yani yangına müdahalede başarı veya başarısızlığın en önemli göstergesi olan yangın başına düşen yanan alan miktarı; sadece 12 yıl içinde rekor bir oranla yüzde 141,6 artmış. Bu gösterge bize ‘yangınla mücadelede dünyada birinciyiz, Avrupa’da birinciyiz, ABD’den ileriyiz’ gibi yapılan içi boş propagandaların gerçekte bir karşılığı olmadığını gösteriyor. Burada dikkat çeken bir nokta da; bu dönemler arasında yangın başına yanan alan miktarındaki en büyük artışın yüzde 58,7 ile son 3 yılda yaşanmış olması.”
“KORUYUCU VE ÖNLEYİCİ ÖNLEMLER KAMUOYU İLE PAYLAŞILMALI”
Yangınlar sonrası yapılması gerekenlere dikkat çeken Alkan, “Orman yangınları aynı zamanda ciddi bir hava kirliliği yaratmış ve halen halk sağlığı açısından ciddi bir risk. Halkın kendini koruyacağı uygun maskeler hızla ve parasız dağıtılmalı. Kısa ve uzun vadede olası akciğer hasarları için Sağlık Bakanlığı’nın koruyucu ve önleyici hazırlıklarını hızla yapıp kamuoyuyla paylaşması gerekiyor. Yangının çok yakınlarına geldiği Muğla Milas’taki termik santrallerde herhangi bir hasarın olup olmadığı, hasar varsa hangi alanlarda olduğu, bu bölgelerde asbestin herhangi bir bina ya da araçta kullanılıp kullanılmadığı, asbestin herhangi bir şekilde havaya karışıp karışmadığı hızla kamuoyu ve bilim insanlarıyla paylaşılmalı. Asbest kullanımı olan herhangi bir bina ya da araç varsa yangın sonrası dönemde hızla bilimsel yöntemlerle kaldırılmalı. Günlük hava ölçüm raporları, olası her risk parametresini de içerecek şekilde paylaşılmalı. Yerleşim yerleri ile iç içe ya da karayolları güzergahı ormanlık alanlarda yangın çıkmasını ve artmasına sebep olacak bitki örtüsü, cam gibi atıkların temizliğinin yapılması gerekmekte” dedi.
“YANGINLAR ÇEVRESEL RİSKLER ORTAYA ÇIKARIYOR”
Orman yangınlarının olumsuz etkilerine de dikkat çeken Alkan, şunları dile getirdi:
“Muğla ilinde Yeniköy ve Kemerköy termik santrallerinin yangın ortasında kalması orman için yapılaşmaya her ne sebeple olursa olsun izin verilmemesi gerektiğini ortaya çıkardı. Manavgat ilçesinde ormanlıkların yanı sıra tarım alanları da çokça zarar gördü ve bölgede tarımsal ve hayvansal üretim büyük darbe aldı. Sadece ahırlarda beslenen inekler değil yangından kurtulsa bile keçilerin beslenebileceği bitki örtüsü kalmadı. Başta köylüler olmak üzere yüzlerce kişi sadece ağacını, hayvanını değil tarım alet ve makinelerinin yanı sıra başını soktuğu evini de kaybetti. Ev sadece bir çatı değil insanlar açısından hatıralar, gençlik, topluluk ilişkileri gibi bir hafızadır ve evini kaybeden pek çok kişi aynı zamanda da sadece yangının değil geçmişinin hatıralarının yandığını da düşünerek psikolojik bir yıkım yaşanıyor. Ülke orman varlığını kaybederken yangınlar aynı zamanda çevresel risklerde ortaya çıkarmakta. Bunlar yangınların kanserojen etkisi, yok olan ormanlar nedeniyle daha fazla sıcaklık artışı, bunca yangın sonrası gelen yağmurların külleri su kaynakları ve havzalarına taşıyarak suyun kirlenmesi de başka bir sonuç etkisi.”
ELEŞTİRİLERİNİ TOKİ VE ÖZEREN ÜZERİNDEN SÜRDÜRDÜ
“Hükümet, köylüyü krediyle borçlandırarak TOKİ’ye iş bağlama derdinde” diyerek eleştirilerini sürdüren Alkan, Gündoğmuş Belediye Başkanı Mehmet Özeren’in “Evi yanmayanlar keşke benim de evim yansaydı diyecek” şeklindeki sözlerini hatırlatarak, “Bu sözler rant ve betona endeksli tek adam iktidarının sahaya yansıması ve itirafı olarak kayıtlara geçti” dedi.
“HALK KARAR ALMA SÜREÇLERİNE DAHİL EDİLMELİ”
“Emek Partisi olarak işçi emekçi halkımızı kapitalist talan ve tahribata karşı mücadeleye çağırırken, iktidarı da acil yapılması gerekenler konusunda uyarıyoruz” diyen Alkan, “Yangın bölgelerinde halkın barınma, sağlık, temizlik ve temel gıda ihtiyaçları ücretsiz ve kalıcı olarak karşılanmalı. Yangından zarar gören, evi, serası bahçesi yanan köylüler başta olmak üzere halkın zararı sigorta gibi şartlar aranmaksızın devlet tarafından karşılanmalı. Yangından zarar görülen bölgelerde çiftçi borçlarının ertelenmesi çözüm değildir. Çiftçi borçları silinmeli. Vergi, SGK gibi ödemeler devlet tarafından karşılanmalı. Sürekli ormanları yanan ülkemizde, gerçek anlamda bir yangın söndürme filosu için gereken önlemler alınmalı. Yanan orman alanları kendini yenileyebilmesi için koruma altına alınmalı, kesinlikle imara açılmamalı, tek bir çivi bile çakılmamalı. Tüm bu çalışmalar şeffaflıkla yürütülmeli, halk karar alma süreçlerine dahil edilmeli. Yaşanan yangınlarda sorumluluğu olanlar hesap vermeli ve söndürülmesinde sorumsuz davranan bakanlar dahil kamu personeli istifa edip hesap vermeli” ifadelerini kullandı.
“KAYGILARIMIZ VAR, HALK DENETİMİNİ OLUŞTURMALIYIZ”
Yangınların maden sahalarına yakın bölgelerde çıktığını ileri süren Emek Partisi Genel Başkanı Ercüment Akdeniz ise, “Yangınlar taş ocaklarının, otellerin, rezidansların etrafında çıkmış. Daha önceden yanan bölgelerde, ‘Bir çivi çakılmayacak’ denen yerlerde şantiyeler, işletmeler kurulmuş ve beton yapılar yükselmiş. Bunun üzerine gelen ikinci bir yangını konuşuyoruz. O yüzden çok ciddi şüphelerimiz, kaygılarımız var. Sabotaj demiyoruz ama ‘Bir çivi çakılmayacak’ lafının arkasında durmamız lazım. Bütün kentlerde sendikalar, demokratik kitle örgütleri, siyasi partiler, köylü örgütleri, hak savunucuları, konunun uzmanları, emek ve meslek örgütleri, aydınlar, akademisyenler bir araya gelerek platformlar oluşturmalı ve buraları denetlemeliler. Buralarda bir çivi çakılmamasının garantisi halkımızın yapacağı denetimdir. Yerel platformlarda bir araya gelelim ve yanan alanları koruyacak halk denetimini birlikte gerçekleştirelim” çağrısında bulundu.
“EMEK MÜCADELESİYLE DOĞAYI SAVUNMA MÜCADELESİ EL ELE VERMELİ”
Pandemi ve ekonomik kriz nedeniyle yaşanan geçim sıkıntısının üzerine sel felaketleri, depremler ve orman yangınlarının eklendiğini söyleyerek orman yangınlarıyla enflasyon yangınlarının iç içe geçtiğini söyleyen Akdeniz, “Emek ve ekmek mücadelesiyle doğayı savunma mücadelesinin el ele vermesi gerekir” dedi. Toplu sözleşmelerdeki ücret artışlarının yetersiz olduğuna işaret eden Akdeniz, kadroya alınan taşeronlara yeteri kadar ücret artışı yapılmadığını belirtti. Köylerdeki üreticilerin birlik olması gerektiğinin altını çizen Akdeniz, Ege ve Akdeniz’in köylülerinin örgütsüz bırakıldığını ileri sürdü.
“KÖYLÜLER İPOTEK ALTINA ALINMAMALI”
Kalemler Köyü’ndeki yangınzedelere verilen konteynerlere elektrik sayaçları takıldığını bildirerek bölgeden edindiği izlenimleri paylaşan Akdeniz, “Rezalet bir durum. Derhal bu uygulamanın kaldırılması gerekiyor. Yangında canını zor kurtaranlardan nasıl elektrik faturası tahsil edersiniz? Su ve elektrik gibi bütün giderlerin ücretsiz olması gerekiyor. Konteynerlerdeki gider sistemi berbat. Kanalizasyon dışarı akıyor. Hastalığa davetiye çıkarıyor. Köylülerin istediği geçici evlerde kalmak. Köylüler muhatap bulamadıklarını ve önlerini göremediklerini söylüyor. Net bir şeyler söylenmesini bekliyor. Köylüleri yok sayarak, yerel yönetimleri, belediyeleri, seçilmişleri dışlayarak, sadece atanmışların yönetimiyle kriz yönetilemez. Halkın ve yerel yönetimlerin sürece dahil edilmesi gerekiyor. Yapılacak beton bloklar köylerin ruhunu öldürür. Köyün ruhuna uygun ve yerinde yapılaşma olmalı. Kredi, vadeyle köylüler ipotek altına alınmamalı. Afet durumu olduğu için yapıların karşılıksız yapılması lazım” ifadelerini kullandı. HABER: YUSUF KATRAĞ
- Erbaş, Hacı Bayram Veli Camii’nde teravih namazı kıldırdı
- Otomobilin yan yattığı kaza anı kameraya yansıdı
- Samsun'da trafik kazası: 3 yaralı
- ABD'de düzenlenen yarışmada dünya 2.'si oldu
- 1
- 2
- 3
- 4
- 5
- 6
- 7
- 8
- Antalya’da hortum yıkıp geçti, evler ve seralar hasar gördü
- Antalya-Konya Karayolu’nda mevsimin ilk kar yağışı başladı
- Rus turist fırtınanın oluşturduğu dev dalgalar arasında denize girdi, ceket giyenlere güldü
- Müezzin ve cemaati camiye sokmayan eli bıçaklı şahıs tutuklandı
- Isparta’da iki otomobil çarpıştı: 7 yaralı
Tel : 0 242 311 76 60 0 242 311 76 61 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim