Yine deprem!

Ülke olarak bir deprem gerçeğiyle daha karşı karşıya kaldık. 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki Kahramanmaraş merkezli depremler bütün ülkeyi acıya boğarken, JMO Antalya Şube Başkanı Bayram Ali Çeltik ile İMO Antalya Şube Başkanı Mehmet Soner Akdoğan, kentle ilgili önemli uyarılarda bulundu. Uzmanlar, depreme karşı aklın ve bilimin ışığında önlem alınmadığı sürece can kayıplarının yaşanmaya devam edeceğine dikkat çekti.

Türkiye, 1999 Marmara depreminden sonra Cumhuriyet tarihinin en büyük depremlerinden biriyle daha karşı karşıya kaldı. Dün Kahramanmaraş Pazarcık ve Elbistan merkezli meydana gelen 7,7 ve 7,6 büyüklüklerindeki depremlerin 17 Ağustos 1999 depreminden sonraki en büyük deprem olduğu belirtilirken yaşanan acı, bir kez daha gözleri uzmanlara çevirdi. Depremler sonrası Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) tarafından, “Bugün Kahramanmaraş Pazarcık ve Elbistan merkezli meydana gelen 7,7 ve 7,6 büyüklüklerindeki depremlerden sonra şu an itibarıyla Doğu Akdeniz'de kıyılarımızı etkileyecek herhangi bir tsunami tehlikesi bulunmamaktadır” açıklaması yapıldı. Depremin sarsıntıları Antalya’da da hissedilirken, Jeoloji Mühendisleri Odası (JMO) Antalya Şube Başkanı Bayram Ali Çeltik ve İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Antalya Şube Başkanı Mehmet Soner Akdoğan, önemli değerlendirmelerde bulunarak merkezi ve yerel yönetimleri bir kez daha uyardı. Depremlerin ne zaman ve nerede meydana geleceğinin bilinmediğine dikkat çeken Başkanlar, acil önlem alınması gerektiğinin altını çizdi.

“TEKNİK OLARAK MÜMKÜN AMA NORMAL DEĞİL, KIYAMET”

7’nin üzerinde depremlerin meydana gelmesinin teknik olarak mümkün olmasına rağmen Kahramanmaraş Pazarcık ve Elbistan merkezli üst üste meydana gelen 7,7 ila 7,6 büyüklüklerindeki depremlerin normal olmadığını vurgulayan  JMO Antalya Şube Başkanı Bayram Ali Çeltik, “7 büyüklüğünde deprem geçmişte bu bölgede olmuş. Olmaya da devam ediyor. Daha geçen hafta düzenlenen bir panelde bu bölgede deprem olabileceği söylendi. Beklediğimiz bölgede ve büyüklükte bir deprem oldu fakat, 7 üzerinde üst üste iki deprem kıyamet. Teknik olarak mümkün ama hiç normal değil. Üst üste 7’nin üzerinde deprem Cumhuriyet tarihinde görülmüş bir şey değil” şeklinde konuştu. Depremin yanı sıra bölgedeki hava koşullarının da kötü olduğuna dikkat çeken Çeltik, “İnsanlar korkudan evlerine giremeyecek. Bölgedeki şartları düşününce küçük kıyamet” dedi.

“500 YILDAN FAZLA SÜREDİR HAREKET ETMEYEN FAY HATTI HAREKETE GEÇTİ”

Depremle ilgili gözler İstanbul’da iken Kahramanmaraş’ta meydana geldiğine işaret eden Çeltik, “Üst üste 2 defa oldu ve 500 yıldan fazla süredir hareket etmeyen bir fay hattı harekete geçti. Bu da depremin ne kadar sabırla beklediğini, ne zaman ve nerede olacağını bilmediğimizi gösteren büyük bir kaos. Depremler geçmişte çok can aldı, almaya da devam ediyor” diye konuştu.

“ANTALYA BİR KAHRAMANMARAŞ OLABİLİR, YETKİLİLER NE YAPIYOR?”

Kahramanmaraş’taki gibi sismik boşluğun Antalya’da da bulunduğuna dikkat çeken Çeltik, şunları söyledi:

“Antalya körfezi içerisinde de faylar var. Daha büyük depremler burada da meydana gelebilir. Antalya bir Kahramanmaraş olabilir. Antalya’da olmaz diye bir argüman ortaya koyabiliyor musunuz? Yok. Antalya’daki yetkililer depremle alakalı ne yapıyor acaba? Demre, Kaş, Kemer, Kumluca, Elmalı, Korkuteli, Döşemealtı, Manavgat, İbradı, Gündoğmuş, Akseki, Alanya ilçeleri çok önemli. Buralardaki belediyelerde jeoloji mühendisi yok. Bina-zemin ilişkisi doğru kurulmadığı için buralar çok ciddi tehlike altında. Buralardaki belediyelerde en az birer meslektaşımız olmalı. Çünkü, depremlerin olabileceği yerleri, büyüklüklerini, zararının ne olabileceğini yer bilimciler bilebilir. Yer bilimcilerin olmadığı bir yerde depremle mücadeleden bahsetmek mümkün değil. Hem Antalya’da hem de ülkemizde yeterince yer bilimci yok. Belediyeler en az bir jeoloji mühendisi çalıştırmalı ve yeni yapılacak binalara dikkat edilmeli. Bugün hayatını kaybedenlerin kanları önceki dönemdeki siyasi ve karar vericilerin yakasındadır. Gelecekte ölecek olanların kanları da şimdiki yönetenlerin ellerinde olacak.”

“AYNI HATALARI YAPMAYA DEVAM EDİYORUZ”

Çeltik, “Bir depremin maliyeti binlerce milyon liraya mal oluyor. Bir insanın tırnağının bile kırılması kabul edilemezken binlerce insanın hayatını kaybetmesi kabul edilebilir değil. Bugün yaşananlar geçmişin sonucudur. Büyük bir deprem yaşadık ama doğru planlama yaparak, bina-zemin ilişkisindeki doğru inşaatla biz bunu zararsız atlatabilirdik. Bunlar yapılmıyor. Hâlâ aynı hataları yapmaya devam ediyoruz. Önlem alınmadığı sürece biz bunları yaşamaya devam edeceğiz. Planlama doğru yapılsın, bina-zemin ilişkisi doğru kurulsun, doğru temel altısın tamamdır” açıklamasında bulundu.

“UYARILARIMIZ YILLARDIR DİKKATE ALINMADI”

“Biz yıllardır deprem değil bina öldürür diye söylüyoruz” diyen İMO Antalya Şube Başkanı Mehmet Soner Akdoğan ise, “Bu uyarılar maalesef yıllardır dikkate alınmadı ve bir deprem afetiyle daha karşı karşıya kaldık” ifadelerini kullandı.

“ŞUANDA YARALARI SARMA ZAMANI”

Enkaz altındaki insanları çıkarma ve yaraları sarma zamanı olduğunu söyleyen Akdoğan, “Yardımların en kısa sürede bölgeye ulaştırılması gerekiyor. Şuanda enerjimizi buna aktarmalıyız” dedi.

“BIÇAK KEMİĞE DAYANDI, AKADEMİK ODALARIN SESLERİNİ DUYUN”

“Artık bıçak kemiğe dayandı” diyen Akdoğan, “Yaraları sardıktan sonra yerel ve merkezi idarecilerin şapkasını önlerine alıp gereğini yapmaları gerekiyor. Tekniğin ve bilimin ışığında akademik odaların seslerini duymalılar” açıklamasında bulundu.

“KONUŞMAKTAN YAPMAMIZ GEREKENLERİ KAÇIRIYORUZ”      

Depremin ne zaman ve nerede olacağının bilinmediğinin altını çizen Akdoğan, şunları dile getirdi:

“Bizim temel sıkıntımız depremi konuşmaktan ve depremden bahsetmekten yapmamız gerekenleri kaçırmamız. Yapı envanteri çalışmasının yapılması lazım. Sağlıklı yapılar üretmemiz, yapıları denetlememiz lazım. Sağlıklı yapı üretecek ve denetleyecek müteahhitlik ve eğitim sistemini oluşturmamız gerekiyor. Bugün 3 matematik yapan birisini mühendis yaparsak, yeni mezun birisini yapı denetimlerde denetçi yaparsak, emekli olmuş ama ek gelir olarak yapı denetimlerde imzasını kullandıranları denetçi yaparsak, parası olan herkesi müteahhit yaparsak bu her yerde karşımıza çıkar ve kaçınılmaz olur. Bizim sil baştan büyük bir revizyon yapmamız, bu sektörü tamamen düzenlememiz gerekiyor. Toplumda bir deprem bilinci oluşturmalıyız. Maalesef ders almıyoruz. Van depremi oldu yaraları sardık unutuldu, Elazığ, İzmir depremleri aynı şekilde.”

“FESTİVALLERDE BİRBİRLERİYLE YARIŞAN BELEDİYELERİN AFET İÇİN AYIRDIĞI BÜTÇE NEDİR?

“Yerel yönetimlerde festivalden festivale koşulduğunu hepimiz görüyoruz” diyen Akdoğan, “Belediyelerimiz festivallerde birbirleriyle yarışıyor. Onlar da yapılsın ama belediyelerin Antalya’ya afetler için ayırdığı bütçe nedir? Cumhuriyet tarihinin en büyük yangını Manavgat’ta yaşandı. Bununla alakalı ne yapıldı? Kumluca ilçesinde sel afeti yaşandı ne yapıyoruz? Depremi ne zaman yaşayacağımız belli değil, yaşamayacağımızın garantisi yok. Bununla alakalı ne yapıyoruz?” sorusunu yöneltti.  

“ARTIK SÖYLENECEK SÖZ YOK, BU KAÇINCI DEPREM? AYNI SORUNLAR BÜYÜYEREK DEVAM EDİYOR”

Yaşananlardan ders alınması gerektiğini vurgulayan Akdoğan, “Yerel ve merkezi yönetimlerin bunlardan ders çıkarması lazım. Artık söylenecek söz yok. Önlemleri almayanların artık kameraların karşısına çıkıp ‘Yaraları sarıyoruz, gereğini yapıyoruz’ diyecek yüzlerinin olmaması gerektiğini düşünüyorum. 1999 yılından bu yanadır birçok deprem yaşandı. Bu kaçıncı deprem? Hâlâ aynı sorunlar daha da büyüyerek devam ediyor. Hem yerelde hem de merkezde birileri bir şeyleri yanlış yapıyor” diye konuştu.

“YILLARDIR YAPI ENVANTERİ ÇIKARILMASININ MÜCADELESİNİ VERİYORUZ”

“Antalya bir Kahramanmaraş olabilir” söyleminin çok iddialı olduğunu kaydeden Akdoğan, “Bunu söylemeyiz, çok iddialı olur ama olmayacağının da garantisini veremeyiz. Bunun için çalışma yapılması lazım. Burada büyük depremler meydana gelebilir ama elimizde bir yapı envanteri, yapı stoku verisi yok. Biz İMO olarak yıllardır bunun mücadelesini veriyoruz. Tüm belediye başkanlarına bunu söylüyoruz” dedi. HABER: YUSUF KATRAĞ