Bugün 25 Ekim 2024 Cuma
  • Antalya17 °C
  • IMKB

    %
  • Altın
    2998.073
    %-0.65
  • Dolar
    34.2662
    %-0.05
  • Euro
    37.045
    %0.38
Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
“Sanayi üretiminde tehlikeli bir daralma var”
24 Ekim 2024 Perşembe 17:23

“Sanayi üretiminde tehlikeli bir daralma var”

Sanayi üretimindeki daralma tehlikesine dikkat çeken ATSO Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Hacısüleyman, “Sanayi üretimi geriliyor, tüketim ithalatı ve perakende satışlar hızla artıyor. Bu üç veri bize dezenflasyon sürecinde tüketimin artmaya devam ettiğini

Sanayi üretimindeki daralma tehlikesine dikkat çeken ATSO Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Hacısüleyman, “Sanayi üretimi geriliyor, tüketim ithalatı ve perakende satışlar hızla artıyor. Bu üç veri bize dezenflasyon sürecinde tüketimin artmaya devam ettiğini ama üretimin gerilediğini gösteriyor. Amaç bunun tam tersi iken sonuç neden böyle?” diye sordu.

 

Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Ekim ayı olağan meclis toplantısı, Oda meclis salonunda Meclis Başkan Vekili Nilay Akbaş başkanlığında gerçekleştirildi. Son dönemde patlak veren yeni doğan skandalıyla ilgili görüşlerin de dile getirildiği toplantıda konuşan ATSO Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Hacısüleyman, yaşam hakkının kutsal olduğunu vurguladı. Kent ve ülke gündemine, ekonomiye ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Hacısüleyman, sanayi üretimi daralırken tüketim ithalatı ve perakende satışların arttığına dikkat çekti.

img-4850.jpg

“ACEMOĞLU’NUN ÇALIŞMALARINDAN DAHA FAZLA FAYDALANMALIYIZ”

Meclis üyesi Ali Yılmaz’ın otelinde meydana gelen yangın nedeniyle geçmiş olsun dileklerini ileterek ve Disiplin Kurulu Üyesi Sedat Gümüş’ün geçirdiği kalp krizinin kendilerini derinden üzdüğünü belirten Hacısüleyman, Nobel Ekonomi  Ödülü’nün aralarında Daron Acemoğlu’nun da bulunduğu dünya ekonomisinde artan eşitsizliğe ve büyüyen refah farklılıklarına dikkat çeken üç ekonomiste verildiğine işaret etti. Acemoğlu’nu kutlayarak Türkiye’nin yapması gerekenler hakkındaki düşüncelerinin önemli olduğuna dikkat çeken Hacısüleyman, “Bu denli büyük bir başarıya imza atmış bir bilim insanımız varken, bu başarıyı getiren çalışmalardan daha fazla yararlanmamız gerektiğini bu konuda eksik kaldığımızı düşünüyorum” dedi.

 

“AMAÇ NE?”

Sürekli değişen gündemi sığ sularda debelenip durmaya benzeten Hacısüleyman, Anayasa tartışmalarına dikkat çekti. Anayasa değişikliğiyle ilgili bir süredir siyasi partiler tarafından çalışma yapıldığına işaret eden Hacısüleyman, “Neden bu değişikliğe ihtiyacımız olduğuna, nelerin değişmesi gerektiğine dair açıklamalar birbirini izliyor. Ancak kimi zaman ayarın kaçtığını üzülerek takip ediyoruz. Bunlardan birini de geçtiğimiz günlerde gördük. ‘Devletin ülkesi ve milleti olmaz. Anayasa’nın 4. maddesi de değişmelidir’ dendi. Anayasa’nın bu maddesini değiştirmeyi teklif etmenin, bunu gündeme getirmenin amacı nedir?” diye sordu.

img-4842.jpg

“YİNE SIĞ SULARDA BOĞUŞTUK”

“Ekonomimiz büyük sorunlar içinde, etrafımız yangın yeri, ülkede milyonlarda mülteci var, hayat pahalılığı başını alıp gitmiş, liyakat dibe vurmuş ve biz ne konuşuyoruz” diyen Hacısüleyman, Savunma Sanayi Fonu için ek kaynak yaratılmasına yönelik TBMM’ye sunulan çalışmayı hatırlattı. Çalışmanın Vergi beyannamelerinden fon kesintisi, noter işlemlerinden fon kesintisi, limiti 100 bin TL üzeri olan kredi kartlarından fon kesintisi öngördüğünü belirten Hacısüleyman, şunları dile getirdi:

“Devletimiz bize dese ki, ‘Sevgili vatandaşlar, savunma sanayimiz büyük bir atak içinde. Çok başarılı çalışmalar yapıyor, gücümüzü artırıyoruz. Bunları bir adım daha ileri taşımak için tüm vatandaşlarımızdan, örnek olarak söylüyorum 2025 yılı içinde 500 TL tek seferlik kesinti yapacağız.’ Buna bir itirazımız olur mu? Ben bir kişinin bile itiraz etmeyeceğine, herkesin seve seve bunu ve hatta daha fazlasını vereceğine eminim. Öyleyse sorun ne? Birinci sorun bizim bunu, çalışma TBMM’ye sunulduktan sonra medya üzerinden öğrenmemiz. İlgililerin bir açıklama ve bilgilendirme ihtiyacı duymadan bunu Meclis’e sunmaları. İkinci sorun beyannameler üzerinden fon toplanacak olması. Kâr eden, etmeyen ve zarar eden herkes fon ödemesi yapacak. Böyle bir şey olabilir mi? Üçüncüsü kredi kartlarından kesintiler. Kredi kartı, adı üzerinde bir borçlanma aracı. Yani kredi kullanıyoruz. Yani borçlanma üzerinde vergi alınması teklif ediliyor. Böyle mantıktan uzak bir şey olabilir mi? Vergi nelerden toplanır? Gelirden ve servetten. Beyanname ve kredi kartından fon kesintisi ne gelire ne servete girer. Neyse ki; gelen eleştiriler üzerine teklif geri çekildi. Ama ne oldu? Bu konu 2-3 gün gündemi meşgul etti. Yine sığ sularda boğuştuk durduk. Bir yanlış anlamayı önlemek adına tekrar etmek isterim. Burada eleştirimiz, savunma sanayimize gelir yaratılmasına yönelik çalışmalar değil. Eleştirimiz yönteme ve iletişim tarzına. İkna edici bir dille sunulan, adil ve mantıklı her talebe milletimiz elinde yoksa bile olumlu karşılık verir.”

 

“SANAYİ ÜRETİMİNDE TEHLİKELİ BİR DARALMA VAR”

Ekonomiye ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Hacısüleyman, sanayi üretimindeki daralmaya dikkat çekti. Geçen hafta açıklanan verilere göre sanayi üretim endeksinin Ağustos ayında yüzde 5,3 gerilediğini hatırlatan Hacısüleyman, konuşmasına şöyle devam etti:

“Endeks sadece Ağustos’ta gerilemedi. Nisan ayından bu yana sanayide üretim artışından değil, azalışından bahsediyoruz. Haziran-Temmuz-Ağustos aylarında sanayi üretim endeksi sırayla yüzde 5, yüzde 4 ve yüzde 5,3 düştü. Bunlar çok sert bir daralmaya işaret ediyor. Yani sanayinin ekonomimiz içindeki payı tarihi düşük seviyelere geriledi. Bunun ne kadar tehlikeli bir durum olduğunu konuşmamıza gerek yok. Bizim gibi bir ekonomide üretimin kalbi imalat sanayiidir. Çünkü imalat sanayii tarım ve madencilikle birlikte katma değer üreten sektördür. Hizmetler sektörü ise üretken olan sektörlerde elde edilen katma değeri ekonomiye yeniden dağıtan sektördür. Sanayide daralma, önümüzdeki dönemde ülke genelinde diğer sektörler için bir tehdit olduğu gibi, ihracatımız açısından da ciddi bir sorun. Maalesef PMI verileri sanayi üretimindeki gerilemenin Eylül ayında da devam ettiğine işaret ediyor.”

img-4839.jpg

“AMAÇ TAM TERSİ İKEN NEDEN BÖYLE?”

Sanayi üretimi daralırken, tüketim malı ithalatında ve yurt içi perakende satışlarda sıçrama görüldüğünü belirten Hacısüleyman, “Sanayimiz daralırken, vatandaşlarımızın ithal tüketim mallarına olan talebi hâla çok yüksek ve ekonomik gidişattaki tüm şikayetlere rağmen, vatandaşlarımız perakende tüketimi azaltmadığı gibi artırmaya devam ediyor. Toplam ithalatımızda bir süredir gerileme var. Ancak bu gerileme aramalı ve yatırım mallarından geliyor. Tüketim malı ithalatımızda ise düşüş değil artış var. Eylül ayında tüketim malı ithalatı önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 12,1 arttı. Eylül ayıyla birlikte son 12 ayda yapılan tüketim malı ithalatı 52,3 milyar dolara çıktı ve rekor kırdı. Özetle, sanayi üretimi geriliyor, tüketim ithalatı ve perakende satışlar hızla artıyor. Bu üç veri bize, dezenflasyon sürecinde, tüketimin artmaya devam ettiğini ama üretimin gerilediğini gösteriyor. Amaç bunun tam tersi iken sonuç neden böyle?” diye sordu.

 

“YURTİÇİNDEKİ PAHALILIK İTHAL TÜKETİM MALI TALEBİNİ TEŞVİK EDİYOR”

Sorusunun cevabını kendisi veren Hacısüleyman, “Sıkı para politikası enflasyonla mücadele için gerekli ancak yeterli değil. Maliye politikasının da buna vergi reformu ve kamu harcamalarında tasarruf yoluyla destek olması gerekiyor. Bu konuda, niyet olsa da çok gerideyiz. Dış talebin zayıflığı nedeniyle ihracatta artış göremiyoruz. Bu da aramalı ve yatırım malı talebinin zayıf kalmasına, sanayide üretimin gerilemesine neden oluyor. Yurtiçindeki pahalılık ithal tüketim malı talebini teşvik ediyor. Bu da yerli üretimi daha aşağı çekiyor. Ayrıca, yurt dışına çıkan vatandaşların bulundukları ülkelerde yaptıkları harcamalarda da keskin artış var” diye konuştu.

 

“KAMUDA TASARRUF SÜRECİNİN NERESİNDE OLDUĞUMUZU BİLMİYORUZ”

“Enflasyonla mücadele tüketime gem vururken, üretimi desteklemeyi, teşvik etmeyi gerektiriyor. Oysa bizde sonuç tam olarak bunu vermediği için enflasyonda henüz istediğimiz düzeye ulaşamadık” diyen Hacısüleyman, şunları kaydetti:

“Enflasyon Eylül’de aylık bazda yüzde 2,97 oldu. Tüketici fiyatları, geçen yıla göre ise yüzde 49,38 arttı. Eğitim harcamalarındaki aylık yüzde 14 ile en çok fiyat artışı yaşanan kalem oldu. Olumlu taraftan bakınca, yıllık enflasyonun 4 aydır gerilediğini, Mayıs’tan bu yana gerilemenin 26 puana ulaştığını, yıllık enflasyonda son 14 ayın en düşük düzeyine indiğimizi görüyoruz. Olumsuz taraftan bakınca, aylık enflasyonun hala çok yüksek olduğunu, Merkez Bankası’nın aylık yüzde 2’nin altı hedefine uzak olduğumuzu, hizmet enflasyonundaki katılığın devam ettiğini, gelecek 12 aya yönelik reel sektör ve hane halkı beklentilerinde ciddi iyileşme olmadığını görüyoruz. Bunun ana sebebi, maliye politikalarının para politikasına katkı vermekte gecikmesi. Aylar önce ilan edilen ‘kamuda tasarruf’ sürecinin neresinde olduğumuzu bilmiyoruz. Şu ana kadar neler yapıldı, ne kadar tasarruf sağlandı bilmiyoruz” açıklamasında bulundu.

img-4848.jpg

ADİL BİR VERGİ SİSTEMİ TALEBİ

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in fırıncılık sektörüyle ilgili açıklamalarına işaret eden Hacısüleyman, “İş dünyası olarak, vergi yükümlülükleri ve kayıtlı ekonomi konusunda sadece tek bir sektörü örnek vermenin doğru olmadığını düşünüyoruz. Her sektörün, büyük veya küçük fark etmeksizin, vergi düzenlemelerine hassasiyetle uyması, kayıt dışılıkla mücadelede sorumluluk alması gerektiğine inanıyoruz. İş dünyasının tüm paydaşları olarak, adil bir vergi sisteminin toplumsal gelişim için temel olduğu bilinciyle, bu konuda daha duyarlı ve dikkatli olmanın önemini bir kez daha vurgulamak isteriz” dedi.

 

“YAŞAM HAKKI KUTSALDIR”

Son zamanlarda artan yaşam hakkı ihlallerine dikkat çeken Hacısüleyman, “Özellikle son yıllarda neredeyse her gün, ülkemizin bir köşesinde kadın cinayeti, çocuk cinayeti ve istismar haberleri hepimizi derinden üzmekte. Bir taraftan ‘Seni koruyamadık’ sözleriyle birey ve toplum olarak kendinizi sorumlu tutarken, diğer taraftan bu faillerin işledikleri suçlarla ilgili yaratılan, cezasızlık ve cezadan kurtulma algısı veya hafifletici cezalarla kurtulması, toplumun adalet duygusunu oldukça zedelemekte, hatta yenilerinin eklenmesine yol açmakta ve vicdanımızda da büyük bir yük oluşturmakta. ATSO olarak yaşam hakkını kutsal bir değer kabul ettiğimizi, özellikle kadın ve çocuklarımızın yaşam hakkına yönelik şiddetin, her zaman karşısında olacağımızı bir kez daha ifade etmek isteriz” ifadelerini kullandı.

 

ÜYELER ÖĞLEN ARASINDA İŞLEM YAPTIRABİLECEK

ATSO olarak yaptıkları çalışmalarla ilgili de bilgi veren Hacısüleyman, merhum Başkan Ali Bahar ile planlayıp projelendirerek Oda’ya kazandırdıkları devlet destekleri hizmet ofisinin bilgisine başvuran üye sayısının her geçen gün arttığını söyledi. Meclis toplantısı öncesinde Oda ve Ticaret Sicilinin yeni bürolarının 1. katta açılışını gerçekleştirdiklerini belirten Hacısüleyman, eski yerin restoranta çevrileceğini açıkladı. Birimlerde çalışan personellerin öğle tatillerini dönüşümlü olarak kullanacaklarını bildiren Hacısüleyman, artık işlem için gelen üyelerin öğlen arasında da işlem yaptırabileceğini müjdeledi ve kesintisiz hizmetle üyelerin zaman kaybetmesini önleyeceklerini söyledi. Hücısüleyman, sözlerini Cumhuriyetin 101. yılını kutlayarak tamamladı. HABER: ÖMER ALİ YETGİN

Bu haber toplam 85 defa okunmuştur
SPOR
Tüm Hakları Saklıdır © 1983 Antalya Son Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0 242 311 76 60 0 242 311 76 61 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim