Bugün 25 Ekim 2024 Cuma
  • Antalya17 °C
  • IMKB

    %
  • Altın
    2998.073
    %-0.65
  • Dolar
    34.2662
    %-0.05
  • Euro
    37.045
    %0.38
Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Yenidoğan skandalı ATSO’da gündeme geldi
24 Ekim 2024 Perşembe 17:39

Yenidoğan skandalı ATSO’da gündeme geldi

Tüm Türkiye’de şok etkisi yaratan yenidoğan skandalı, ATSO meclis gündemine geldi. Başta Meclis Başkan Vekili Nilay Akbaş ve Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Hacısüleyman olmak üzere üyeler düşüncelerini paylaştı.

Antalya Ticaret ve Sanayi Odası’nın (ATSO) Ekim ayı olağan meclis toplantısında, geçtiğimiz günlerde ülke gündemine bomba gibi düşen yenidoğan skandalı gündeme geldi. Meclisi yöneten Meclis Başkan Vekili Nilay Akbaş ve Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Hacısüleyman başta olmak üzere Yönetim Kurulu üyeleri Hatice Öz, Hüseyin Sarı ve üye Gülsün Gülay Yılmaz konu hakkındaki düşüncelerini paylaştı. Hekimlerin hepsini aynı kefeye koymanın yanlış olduğunun vurgulandığı konuşmalarda, olaya ilişkin tepkiler dile getirildi. Hüseyin Sarı ise, TBMM’deki 600 milletvekiline olumsuzluğa karışan kuruluşları devletleştirme çağrısında bulundu.

 

“YENİDOĞAN ÇETESİNİ ŞİDDETLE KINIYORUM”

ATSO Meclis Başkan Vekili Nilay Akbaş, “Türkiye’de 12 bebeğin ölümüne neden olan yenidoğan çetesini şiddetle kınıyorum. Daha fazla denetim yapılmasını, gerekli yaptırımların getirilmesini, bu konudaki sorumluların gereken cezaları almalarını ve canların daha fazla yanmamasını diliyorum” ifadelerini kullandı.

untitled-1-copy-235.jpg

“AHLAKİ BİR ÇÖKÜŞ İÇERİSİNDEYİZ”

ATSO Yönetim Kurulu Üyesi Hatice Öz ise, “Ülke olarak kadın, çocuk, yeni doğan bir sürü şiddet ve vahşetle uyanıyoruz. Bunların değer kaybımızla ilişkili olduğunu, ahlaki bir çöküş içinde olduğumuzu düşünüyorum. Daha doğrusu değer kaybından dolayı ahlaki bir çöküşün ve dolayısıyla toplumun alttan alta çürümesine neden olduğunu düşünüyorum. O nedenle bir an önce kendi değerlerimize sahip çıkmamız gerekiyor. Bunları yapmazsak çok daha kötü günlerin bizi beklediğini görüyorum” açıklamasında bulundu.

hatice-oz.jpg

“İYİ VE KÖTÜNÜN AYRILMASI GEREKİYOR”

Herkesi aynı kefeye koymanın yanlış olduğuna işaret eden Öz, “Herkesi aynı çuvala koymamamız gerekiyor. Son günlerde sağlık çalışanlarının hepsi kötüymüş gibi ya da kötü şeyler yapıyormuş gibi oluyor. Mutlaka iyi ve kötünün ayrılması gerekiyor ki iyi ve doğru yapanları destekleyerek doğruları daha çok artırmamız gerekiyor. Tüm bunlar için yasalar ve kanunların gelişmesi gerektiğine inanıyorum. Eğer caydırıcı cezalar olursa bu sonuçların oluşmayacağını düşünüyorum. Cezalar yeterli olmadığı için ıslah olmuyor, ıslah olmadığı için de sonuçlar buraya gidiyor. Bildiğiniz gibi bir polis şehidimiz oldu. Çünkü, cezalar yeterince caydırıcı değil. Cezalar sırasında sosyolojik ve psikolojik destekler olursa belki bunlarla karşılaşmayız. Daha sağlıklı bir toplum haline dönüşürüz diye ümit ediyorum” diye konuştu.

 

“ŞAŞKINLIK İÇERİSİNDEYİZ”

Şaşkınlık içerisinde olduklarını söyleyen ATSO Meclis Üyesi Gülsün Gülay Yılmaz İse, 40 yıldır hekimlik yaptığını belirterek, “Nasıl bu hale geldik inanamıyoruz. Başlangıcından itibaren Sağlıkta Dönüşüm Sistemi’ne, performans uygulamasına karşıydım. Çünkü, kaliteyi ölçen bir sistem değil. Siz hekimi kaliteye göre değil sayıya göre ücretlendirirseniz ve özel hastaneleri teşvik edip tersine muayenehanelere kısıtlamalar getirip, hekim emeğiyle oluşan tıp merkezlerini hastane açmaktan daha zor hale getirirseniz bu iş sağlıkta ticarete dönüşür. Bu ticaret bugün gördüğümüz şu duruma geldi. İki doktor, İstanbul’da 19 özel hastanenin yenidoğan yoğun bakımının işletmesini kiralamış. Ekipleriyle bebeklerin oralara gitmesini sağlamış. Yan hastanede yüzde 50-60 yenidoğan yoğun bakımı çalışırken, o hastanelerde yüzde 100’ün üzerinde bir dolulukla çalışılır olmuş” ifadelerini kullandı.

gulsun-gulay-yilmaz.jpg

“DEFANSİF TIP ÖN PLANA ÇIKMAYA BAŞLADI, ENDİŞELİYİM”

Hekimlere karşı güvensizlik ortamının oluştuğunu belirten Yılmaz, “Bundan yıllar önce bebeğini kaybetmiş bir annenin kafasında soruların olmaması mümkün mü? Değil. Maalesef hekim arkadaşlarımdan şunu görüyorum. Defansif tıpa dönüştürüldük. Bizim tıptaki birinci kuralımız hasta zarar görmesin, ikinci kural ise tedavi etmektir. Maalesef defansif tıp daha çok ön plana çıkmaya başladı. Hekimler riskli bölümleri seçmemeye başladı. Sistem farklı bir yöne doğru gidiyor. Korkarım defansif tıp nedeniyle biz hekimlerden çok hastalar da zarar görecek. Bundan endişe duyuyorum. Çünkü, riskli hastaya kimse el dokundurmak, riskli hasta ile uğraşmak istemeyecek” şeklinde konuştu.

 

“HEKİMLERİN HASTALARI İÇİN İÇİ TİTRER”

İşini hakkıyla yapan hekimlerin olduğuna işaret eden Yılmaz, şöyle konuştu:

“Dürüst, hastası için içi titreyen hekimler var. Yeni doğan deyince akar sular durur. Biz bir hastaya el sürmek için bir kez elimizi yıkıyorsak yeni doğan bebeğe el süreceğimizde zarar görmesin diye 10 kez el yıkarız. Böyle bir kural içerisinde yetiştik. Onlara kıyamayız. Hastaları için hâlâ içi titreyen çok fazla hekim var. Aynı zamanda böyle çok fazla özel hastane grubu var ama maalesef şirketleştikçe, iş para tarafına kaydıkça olmuyor. Ben çocukların sağlıkta devlet güvencesi altında olması taraftarıyım. Bir çocuğun her türlü sağlığını devlet karşılamalı. Çocuklar devletin geleceğidir. O nedenle onlara gözümüz gibi bakmalıyız. Biz hekimler olarak hastalarımıza gözümüz gibi bakıyoruz.”   

huseyin-sari.jpg

600 MİLLETVEKİLİNE ÇAĞRI

Ülkede yaşanan olumsuzluklara karşı daha önce Kanun Hükmünde Kararnamaler ile bazı kurum ve kuruluşlara bedelsiz el konularak devletleştirildiğini hatırlatan ATSO Yönetim Kurulu Üyesi Hüseyin Sarı ise, “Sağlık sektöründe yaşanan bu tür olumsuzlukların da gelecekte önüne geçebilmek adına, olumsuzluklara karışan kuruluşların bedelsiz devletleştirilerek halkın kullanımına aktarılması gerekiyor. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) grubu bulanan siyasi partilerin 600 milletvekilinin kendi özlük haklarında birleştikleri gibi vatandaşın hakkını korumak için birleşerek vatandaşların yararına kullanmalarını teklif ediyorum” dedi.

yusuf-hacisuleyman.jpg

“BUNU YAPANLAR İNSAN MI? DİYE DÜŞÜNÜYORUZ, SESSİZ KALMAYACAĞIZ”

İnsan hakları ve yaşam hakkı ile ilgili açıklamaları hem 9 Ekim’deki ödül töreninde hem de meclis toplantısında yaptığını hatırlatan ATSO Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Hacısüleyman ise, “Ne yazık ki bugün bir açıklama yapıyoruz ama bunun üzerine yarın yeni bir hadise ekleniyor. Ülkemizdeki günlük hayatta bu haberleri aldıkça hepimiz ‘Böyle bir canilik olur mu?’ diye düşünüyoruz. Başımızı önümüze eğiyor, bazen ‘İnsan mıyız? Bunu yapanlar insan mı?’ diye düşünüyoruz. Maalesef bütün toplumlarda iyi insanlar ve kötü insanlar var. Kötü insanların yarattıkları hadiseleri ve davranış biçimlerini ancak iyiler olarak yenebiliriz. En kötüsü sessiz kalmak. Çünkü, sessiz kalmak genellikle onaylamak anlamına geliyor. Onun için biz sessiz kalmayacağız. Bu konuda çok hassas olmalı ve tepkimizi dile getirmeliyiz” açıklamasında bulundu. HABER: ÖMER ALİ YETGİN

Bu haber toplam 91 defa okunmuştur
SPOR
Tüm Hakları Saklıdır © 1983 Antalya Son Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0 242 311 76 60 0 242 311 76 61 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim